KURTUBİ
|
KIYAMET GÜNÜNÜN DEHŞETİ
|
Kendisinden Korkulması Gereken Bir Gün - Fidyenin de Kabul
Olunmayacağı Gün (Bakara 48)
Kıyamet gününün dehşetinden kişi kendi nefsinin derdine
düşecek (Nahl 111)
Dağlar yürütülecek ve yeryüzü çırılçıplak kalacak,
sonra.... (Kehf 47)
Günahkarlar kıyamet günü ateşi görüp kaçmak isteyecek
ancak... (Kehf 51-53)
Sen onları işin bitiriliverileceği hasret günü ile korkut.
(Meryem 34-40)
Kıyamet günü gökler .... ve yeniden yaratılır... (Enbiya
104)
Kıyamet sarsıntısı / Cehennemliklerin tesbiti ve sevki (Hac
1)
Hamile çocuğunu düşürür, insanların sarhoş gibi’dir (Hac
2)
Sur’a üfürüldüğü gün akrabalık bağı kalmaz, birbirlerine
soru da sormaz (Mu’minun 101)
Gök bulutla yarılacak ve Melekler arka arkaya indirilecek.
O gün kafirler için çok zordur (Furkan 25-26)
Baba’nın oğluna,
oğlunun babasına faydası olmayan günden korkun!... (Lukman 33)
O günde dostlar birbirlerine düşmandır. Takva sahibleri
müstesna (Zuhruf 67)
DEVAM: "Ey kullarım! Bugün size bir korku yoktur. Siz
üzülmezsiniz de." (Zuhruf 68)
DEVAM: "(Siz) ki ayetlerimize iman edenler ve teslim
olmuş kimseler idiniz." , "Siz ve eşleriniz sevinç ve neşe
içerisinde cennete girin." (Zuhruf 69-70)
O günde hiçbir mevlanın, mevlasına bir faydası olmaz.
Onlara yardım da edilmez. .... (Duhan 41-42)
Sur'a üfürüldüğü gün korkutulan gündür. Herkes beraberinde
bir sürücü ve bir şahit bulunduğu halde gelecektir. "Andolsun sen bundan
gaflet içinde idin. Şimdi senden perdeni kaldırdık. Bugün gözün pek
keskindir." (Kaf 20-22)
DEVAM: Beraberindeki ile ALLAH'ın huzurundaki hali ve
ALLAH'ın onlara sözleri. (Kaf 23-29)
Cehenneme: "Doldun mu?" diye sorulacak. (Kaf
30-35)
O gün gök döne döne çalkalanıp sallanır; Dağlar da
yürür. .... Yalanlayanlar'ın Cehennem
ateşine doğru şiddetle süruklenecekleri gün;
(Onlara): "İşte bu yalan saydığınız ateştir" ....
"Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin. (Tur
9-16)
O günde o çağırıcı bilinmedik bir şeye çağırır.
Gözlerinden zilletleri okunarak, darmadağın çekirgeler gibi kabirlerinden
çıkarlar; Davetçiye hızlıca koşarak kafirler: "Bu zorlu bir gündür"
derler. (Kamer 1-8)
Artık gök yarılıp yağ tortusunu andıran kırmizı bir gül
gibi olduğu zaman ..... O günde ne insana, ne cinne günahı sorulmayacak.
........ (Rahman 37-40)
Günahkarlar yüzlerinden tanınacak da, alınlarından ve
ayaklarından yakalanacak. ...... İşte bu, o günahkarların yalan saydığı
cehennemdir......(Rahman 41-45)
Vakıa (kıyamet) gerçekleştiği zaman, ...... Yeryüzü
şiddetle sarsıldığı, Dağlar ufalandığı, Dağılmış toz haline geldikleri zaman.(Vakıa
1-6)
Yer ve dağlar kaldırılıp birbirlerine bir defa çarpılarak toz
olduklarında; (Hakka 14)
.... Gök yarılmış ...., gevşemiş olacaktır. Melek(ler) de
onun çevresinde olacak O günde üstlerinde bulunan sekiz (melek), Rabbinin
Arş'ını yüklenir. (Hakka 15-17)
... gök, erimiş maden gibi olacak. Dağlar.... Ve gerçek
hiçbir dost, dostunu sormayacak.(Mearic 8-10)
...Her günahkar o günün azabından (kurtulmak için) feda
etmeyi temenni eder: .....(Mearic 11-14)
O günde yer ve dağlar sarsılır. Dağlar da yığılarak akıp
dağılan kum gibi olur. (Müzzemmil 12-14)
.... Gök bile o sebeple
yarılmış, O'nun vaadi yerine getirilmiş olacaktır. İşte bu, gerçekten bir
öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine doğru yol alır. (Müzzemmil
15-19)
... boruya (sur'a) üfürüldüğü zaman, İşte o gün, oldukça
zor bir gündür, Kafirlere; hiç de kolay değildir.(Müddessir
8-10)
Göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya
getirildiği zaman; O günde insan: "Kaçış nereye?" der. Hayır, o gün,
sığınacak yer yoktur.(Kıyame 7-13)
Onlar, adakları yerine getirirler ve kötülüğü yaygın bir
günden korkarlar. (İnsan 7-9)
...... biz, Rabbimizden asık yüzlü, çatık kaşlı bir günden
korkarız." Bundan dolayı Allah da bugünün şerrinden onları korur ve onlara
bir güzellik, bir sevinç verir. (İnsan 10-11)
Kıyamet Gününün Azamet ve Dehşet dolu hazırlığı (Mürselat
1-15)
Yıldızlar söndürüldüğü... Gök yarıldığı... Dağlar
savurulduğu... Nebilerin belirli vakti geldiği...(Mürselat
1-15)
Haydi, yalan saymakta olduğunuz şeye kalkıp gidin! Haydi
üç kola ayrılmış bir gölgeye gidin! O gölgelendirici de değildir, alevlere
karşı faydası da olmaz. Çünkü o, her biri saray kadar kıvılcımlar atar. ....(Mürselat
29-34)
Sur'a üfürülecek olan o günde, siz de hemen kısım kısım
geleceksiniz. Gök açılıp, kapı kapı olacak. Dağlar da yürütülüp bir serap
olacak. (Nebe 17-20)
....Onun huzurunda söz söylemeye kimsenin gücü yetmez. O
gün, Ruh ve melekler, saf olup ayakta duracaklar. Rahman'ın izin verdiği
kimseden başkaları konuşmazlar ve doğru söylerler. ....... O günde kişi iki
elinin önden yolladığına bakacak ve kafir: "Ah! Keşke ben de toprak
olsaydım" diyecek. (Nebe 37-40)
et-Tammetu'l-kübra (En büyük bela) (Naziat
34-36)
Sahha geldiği zaman, Kişinin kaçacağı gün;
kardeşinden, Annesinden ve ....
bunlardan herbir kişinin kendine yeter bir işi vardır.(Abese
33-42)
Kıyamet kopunca Dünya, kainat, Hayvan ve İnsanların hali (Tekvir
1-14)
Gök yarıldığı, Yıldızlar dökülüp, darmadağın olduğu,
Denizler akıtıldığı, Kabirler altüst edildiği zaman, Herbir nefis ... bilmiş
olacaktır. (İnfitar 1-5)
"O Büyük Gün"ün Azameti (Mutaffifin
4-6)
Gök ve Yer .... (İnşikak 1-5)
Böyle yapmayın! Yer dağılıp, zerreler gibi parça parça
edildiğinde. (Fecr 21)
Rabbin gelip, melekler de saf saf dizildiğinde; ...
cehennem de getirilmiş olacak. İşte o gün insan hatırlayacaktır ama
hatırlamanın ona ne faydası olur! (Fecr 22-23)
"Keşke hayatım için önceden (hayır) göndermiş
olsaydım" der. (Fecr 24)
Artık o günde onun azabı gibi hiçbir kimse azab yapamaz.
Onun bağladığı gibi de kimse bağlayamaz. (Fecr 25-26)
Yer, kendine has bir sarsıntı ile sarsıldığı zaman, (Zilzal
1)
Yer içindeki ağırlıklarını dışarıya çıkardığı (zaman) (Zilzal
2)
Ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği (zaman) (Zilzal
3)
... kabirlerde olanlar altüst edildiğinde, Göğüslerde
olanlar da açığa çıkartıldığında, .... Rabbleri kendilerinden elbette
haberdardır. (Adiyat 9-11)
Şiddetlice çalan! Nedir o şiddetlice çalan? O şiddetlice
çalanın ne olduğunu sana ne bildirdi? (Karia 1-3)
O gün, insanlar darmadağın pervaneler gibi olacak. (Karia
4)
Dağlar da atılmış renkli yün gibi olacak. (Karia
5)