NEBE 17 / 20 |
إِنَّ
يَوْمَ
الْفَصْلِ
كَانَ
مِيقَاتاً {17} يَوْمَ
يُنفَخُ فِي
الصُّورِ فَتَأْتُونَ
أَفْوَاجاً {18} وَفُتِحَتِ
السَّمَاء
فَكَانَتْ
أَبْوَاباً {19}
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ
فَكَانَتْ
سَرَاباً {20} |
17.
Şüphe yok ki hüküm verip, ayırdetme günü belirlenmiş bir vakittir.
18.
Sur'a üfürülecek olan o günde, siz de hemen kısım kısım geleceksiniz.
19. Gök
açılıp, kapı kapı olacak.
20. Dağlar
da yürütülüp bir serap olacak.
"Şüphe yok ki hüküm
verip, ayırdetme günü belirlenmiş bir vakittir." Yani, Allah'ın vaadetmiş
olduğu ceza ve mükafatın verilmesi için öncekilerle sonrakilere verilmiş bir
söz, bir toplanma vakti ve zamanıdır. Ona "yevmu'l-fasl: Ayırdetme
günü" adının veriliş sebebi, Yüce Allah'ın o günde yarattıkları arasında
ayırdedici hükmünü verecek olmasındandır.
"Sura" ölümden
sonra diriliş için "üfürülecek olan o günde" (amellerinizin)
arzedileceği yere "siz de hemen kısım kısım" her ümmet kendi
önderleriyle birlikte ümmetler halinde "geleceksiniz." Çeşitli
zümreler ve topluluklar halinde ... diye de açıklanmıştır.
"Kısım kısım"
(diye meali verilen "efvac") lafzının tekili (...)'dir "O
günde" anlamındaki lafzın nasb ile gelmesi de bir önceki ayetteki aynı
lafzın bedeli oluşundan dolayıdır.
Muaz b. Cebel'in rivayet
ettiği hadiste, şöyle denilmektedir: Ey Allah'ın Resulü dedim. Yüce Allah'ın:
"Sura üfürülecek olan o günde, siz de hemen kısım kısım geleceksiniz"
buyruğu hakkında ne dersin) Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ey Muaz b.
Cebel, sen gerçekten çok büyük bir iş hakkında soru sordun." Sonra
ağlamaya koyuldu ve arkasından şunları söyledi: "Ümmetimden Yüce Allah'ın
müslüman cemaatlerinden ayrı tutup, suretlerini değiştireceği on sınıf, ayrı
grublar halinde haşredilecektir Bunların bir bölümü maymun suretinde, bir
bölümü domuz suretinde, bir bölümü de ayakları yukarıda ve yüzleri üstünde
sürüklenecek şekilde baş aşağı dönmüş, bir bölümü nereye gidip geleceğini
bilemeyen kör, bir bölümü akledemeyecek şekilde sağır ve dilsiz, bir bölümü
dillerini çiğneyecek şekilde ve dilleri göğüslerine kadar sarkmış, ağızlarından
akan salya irin olarak akacak, orada toplanmış olan herkes kendilerinden
tiksinecek, bir bölümü el ve ayakları kesilmiş olacak, bir bölümü cehennemden
kütükler üzerinde haç'a gerilmiş olacak, bir bölümü leşlerden daha kötü bir
şekilde kokmuş olacak, bir bölümü ise derilerine yapışmış ve onlara bütün
vücutlarını örtecek şekilde katrandan elbiseler giydirilmiş olacaktır. Maymun
suretinde haşredilecek olanlar insanlar arasında laf alıp götürenler olacaktır.
Domuz suretinde haşredilecekler ise, haram yiyenler ve haksız vergi
toplayanlardır. Başları ve ayakları ters yüz edilmiş olanlar, faiz
yiyicileridir. Körler, verdikleri hükümlerde zalimlik edenlerdir. Sağır ve
dilsiz olanlar, amellerini beğenen ve onlara bel bağlayanlardır. Dillerini
çiğneyenler, sözleri davranışlarına uymayan ilim adamları ile kıssa
anlatıcılarıdır. El ve ayakları kesilmiş olanlar, komşularına eziyet verenlerdir.
Ateşten kütükler üzerinde haça gerilmiş olacaklar, insanları yöneticilere ihbar
edenlerdir. Leşlerden daha kötü kokacak olanlar, şehvet ve lezzetlerinin
sefasını sürenler ve mallarındaki Allah'ın hakkını engelleyenlerdir.
(Katrandan) elbiseler giyinecek olanlar, kibirliler, övünenler ve büyüklenenler
olacaktır, ''
"Gök"
meleklerin inmesi için "açılıp kapı kapı olacak." Nitekim Yüce Allah
şöyle buyurmaktadır: "Ve o günde gökyüzü bulutla yarılacak, melekler ardı
arkasına indirileceklerdir." (el-Furkan, 25)
Parça parça olacak; bu
bakımdan kapılar gibi parçalar haline dönüşecek, diye de açıklanmıştır. Bu
tevile göre buradaki "kapılar" anlamındaki lafzın nasbedilmesi
"kaf" harfinin hazfedilmesi sebebiyledir.
İfade: "Kapıları
olacaktır" takdirinde olduğu da söylenmiştir. Çünkü hepsi kapılar haline
dönüşecektir.
Göğün kapılarının
"yolları" olduğu da söylenmiştir. İçinde kapılar oluşuncaya kadar
göğün çözüleceği ve dağılacağı da söylenmiştir.
Herbir kulun, semada
birisi ameline, birisi de rızkına ait olmak üzere iki kapısı olduğu
söylenmiştir. Kıyamet kopacağı vakit, bu kapılar açılacaktır, İsra hadisinde de
şöyle denilmektedir: "Sonra bizler semaya yükseltildik. Cebrail, kapının
açılmasını istedi. Sen kimsin diye soruldu, o: Cebrail dedi, Beraberinde kim
var, diye soruldu, Muhammed dedi, Ona peygamberlik verildi mi, diye soruldu, o:
Ona peygamberlik verildi dedi, Bunun üzerine bize (kapı) açıldı.''
"Dağlar da
yürütülüp, bir serab olacak." Bir şey kalmayacak. Nasıl ki serabı gören
bir kimse su olmadığı halde su zannediyorsa, dağlar da böyle olacak,
"Yürütülme"lerinin köklerinden koparılıp, savrulmaları olduğu da
söylenmiştir, yerlerinden izale olunacaklar, diye de açıklanmıştır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN