ADİYAT 9 / 11 |
أَفَلَا
يَعْلَمُ
إِذَا
بُعْثِرَ
مَا فِي الْقُبُورِ
{9} وَحُصِّلَ
مَا فِي
الصُّدُورِ {10}
إِنَّ رَبَّهُم
بِهِمْ
يَوْمَئِذٍ
لَّخَبِيرٌ
{11} |
9.
Bilmez mi ki kabirlerde olanlar altüst edildiğinde,
10.
Göğüslerde olanlar da açığa çıkartıldığında,
11.
Şüphesiz ki o gün, Rabbleri kendilerinden elbette haberdardır.
"Bilmez mi ki"
Ademoğlu "kabirlerde olanlar altüst edildiğinde" kabirlerin altı
üstüne getirilip, içindekiler dışarıya çıkartıldığında ...
Ebu Ubeyde dedi ki:
"Eşyanın altını üstüne getirdim" demektir.
Muhammed b. Ka'b'dan:
Bu, ölümden sonra diriltilecekleri zaman olacaktır, dediği rivayet edilmiştir.
el-Ferra dedi ki: Ben
Esedoğulları bedevilerinden birisinin "ayn" yerine "ha"
ile; (...) diye okuduğunu duydum. el-Maverdi de bu okuyuşu İbn Mesud'dan
nakletmiştir. Her ikisi aynı anlamdadır.
"Göğüslerde olanlar
da açığa çıkartıldığında" yani göğüslerde bulunan hayır ve şer birbirinden
ayırdedildiğinde ... Müfessirler böyle açıklamışlardır. İbn Abbas: Açığa
çıkartıldığında, diye açıklamıştır.
Ubeyd b. Umeyr, Said b.
Cübeyr, Yahya b. Ya'mer ve Nasr b. Asım:
"Açığa çıkartıldığında"
anlamındaki buyruğu "ha" harfini üstün, "sad" harfini üstün
ve şeddesiz olarak okumuşlardır ki; "açığa çıktığında" demektir.
"Şüphesiz ki o gün,
Rabbleri kendilerinden elbette haberdardır." Yani onların durumlarını bilir,
onların hiçbir şeyi O'na gizli kalmayacaktır. O, zaten onların hem o gündeki,
hem sair zamanlardaki hallerini bilir. Fakat buyruğun anlamı o günde onlara
amellerinin karşılığını vereceği şeklindedir.
Yüce Allah'ın:
"Altüst edildiğinde" buyruğundaki; ".... diğinde" lafzında
amel eden; "Altüst edildi" lafzın fiilidir. Buna "bilme"
fiili amel etmez. Çünkü bundan kasıt o vakit insanın bilmesi değildir, maksat
insanın dünyada bilmesidir. Ayrıca "haberdardır" anlamındaki lafız da
onda amel etmez. Çünkü: "Şüphesiz"den sonra gelen ifadeler, ondan
önce gelen ifadelerde amel etmez.
"O gün"
lafzında amil: "Haberdardır" anlamındaki lafızdır.
Aralarına
"lam" girmiş olsa bile. Çünkü lam ibtida konumundadır. Haberin başına
geliş sebebi ise, mübtedanın başına; "Şüphesiz" edatının gelmiş
olmasıdır.
Rivayet olunduğuna göre,
Haccac minber üzerinde bu süreyi muhatablarını cihada teşvik etmek maksadıyla
okumuş ve istemeyerek: (...) diye baştaki hemzeyi üstün olarak okumuş, daha
sonra bunu telafi etmek için de: "Haberdardır" lafzını da
"lam"sız okumuştur. Halbuki "lam" olmasa idi
"bilme"nin mefulü olduğundan dolayı meftuh olması gerekirdi.
Ebu's-Semmal de: (...)
diye (ayetin başındaki hemzeyi üstün, buna karşılık "haberdardır"
anlamındaki lafzın başına "lam" getirmeksizin ve merfu' olarak)
okumuştur.
Doğrusunu en iyi bilen
Yüce Allah'tır.
(Adiyat Süresi burada
sona ermektedir. Allah'a hamd olsun).
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN