MİN HAC ANA SAYFA

 

BUYU’ : ALIŞVERİŞ/ TİCARET

 

A. ALIŞ -VERİŞİN ŞARTLARI

 

B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)

 

C. İKRAZ (BORÇ)

 

D. REHİN                                  SAYFA’NIN ALTINA DOĞRU BAK

 

E. İFLAS

 

F HACR (KISITLILIK)

 

G. SULH

 

H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK

 

I. HAVALE

 

J. DAMAN (TEKEFFÜL) AKDİ

 

K. ŞİRKET (ORTAKLIK)

 

L. VEKALET

 

M. İKRAR (İTİRAF)

 

N. ÂRIYE (İĞRETİ)

 

O. GASP

 

P. ŞÜF'A (ÖNCELİK HAKKI)

Şüf a muamelesi, menkul mallarda olmaz. Ancak arsa ve içeri­sinde bulunan bina, ağaç ve bunlara bağlı olan şeylerde olur. Keza en sahih kavle göre, henüz belirlenmemiş meyvelerde de şüf a hakkı vardır. Müşterek olmayan tavan üzerinde yapılan odalarda, keza en sahih kavle göre müşterek olan tavanda yapılan odalarda ve bölüştürüldüğünde asıl amacı ortadan kalkan küçük hamam ve tek gözlü değirmen gibi şeylerde en sahih kavle göre şüf a hakkı olmaz.

 

Şüf’a hakkı sadece malda ortak olan kişi için vardır. Bir ev satılır da yoldan geçiş hakkına ortak olanın şüf a hakkı olmaz. En sahih kavle göre müşteri için eve giden bir başka yol veya sokağa kapı açma imkanı varsa, geçişte şüf a hakkı vardır. Böyle bir imkan yoksa şüf a hakkı olmaz.

 

Eski şüf adarın mülkiyetinden sonra yeni ortağın mehir, hul', can diyeti, mukâteb kölenin taksitleri, kira ve selem akdinin ana pa­rası gibi bir bedelle lazımî akid (taraflardan birinin izni olmadan di­ğerinin akdi feshetme hakkı olmayan akid) ile mülk edindiği malda eski şüf adarın şüf a hakkı vardır.

 

Şayet satış akdinde her iki taraf veya satıcı için muhayyerlik şartı koşulmuşsa, muhayyerlik müddeti bitmeyinceye kadar şüf a hakkı olmaz. Muhayyerlik hakkı yalnız müşteri için şart koşulmuşsa ve mülkiyetin müşteriye ait olduğunu kabul etmemiz halinde, en za­hir kavle göre ilk ortak için şüf a hakkı vardır. Mülkiyetin satıcıya ait olduğunu kabul ettiğimiz takdirde, ilk ortak için şüf a hakkı olmaz.

 

Müşteri satın aldığı ortak malda bir ayıp görüp malı geri iade eder de şüf a hakkına sahip olan kişi maldaki ayıba rıza göstererek malı almak isterse, müşterinin ona icabet etmesi lazımdır. İki kişi bir evi veya evin bir kısmını satın alırsa, birinin diğerine karşı şüf a hakkı olmaz. Müşteri, satılan arazide hissesi varsa, en sahih kavle göre şüf a hakkı ile satılan hissenin tümünü değil ancak payına düşen miktarı satın alabilir. Örneğin üç kişi bir tarlada ortak olur da birisi hissesini satarsa onu almak isteyen ortak hepsini alamaz. An­cak payına düşeni alabilir.

 

Şüf’a hakkı ile bir malı mülk edinmek için hakimin kararı, pa­ra ve müşterinin hazır bulunması şart değildir. Fakat şüf adarın: "Bu malı şüf a hakkı ile aldım veya mülk edindim." şeklinde bir lafız kullanması şarttır. Bu lafızla birlikte şüf adar, şüf a hakkı ile almak istediği şeyi üç şartla mülk edinir.

 

1-Şüf’adar’ın malın bedelini müşteriye teslim etmesi. Müşteri bedeli teslim alınca veya hakim bedeli müşteriye gerekli kılınca şüf adar malı mülk edinmiş olur.

 

2-Müşterinin malın bedelini şüf adarın zimmetinde kalmasına rıza göstermesi.

 

3-Şüf’adar hakimin meclisinde hazır bulunarak hakkını ispat ederse, en sahih kavle göre hakimin kararı ile malı mülk edinmiş olur. Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre şüf adar görme­diği ortak malı mülk edinemez.

 

Ortak Malın Bedeli

 

Bir kimse ortak olan malı misli olan bir mal ile satın alırsa, şüf a hakkı olan kişi de mislini vererek o malı satın alabilir. Şayet müşteri değer biçilen bir mal ile satın almışsa, şüf adar alış-veriş günündeki değeri ödeyerek satın alır. Zayıf kavle göre, muhayyerlik süresinin bitmesi ile akdin kesinleştiği günkü değeri dikkate alınır. Şayet müşteri malı borçla almışsa, en zahir kavle göre şüf adar is­terse parayı peşin verip malı derhal alır, isterse vade süresi gelince­ye kadar bekler ve malı o zaman alır. Kişinin şuf adar olduğu mal ile başka bir mal birlikte satılırsa şuf adar, şuf a hakkı ile payına düşen malı, (satış vaktindeki) değeriyle satın alır.

 

Bir kimse ortak olduğu malını mehir olarak verir ve şüf adar o malı almak isterse, malı asıl değeriyle değil mehr-i misilin değerine göre karşılığını vererek satın alır. Keza hul' bedelinin hükmü de aynıdır. Şayet müşteri, miktarı belli olmayan bir bedelle satın alır da henüz miktarı belli olmadan mal telef olursa, şüf adar malı alamaz. Şüf adar miktarı belli eder de müşteri paranın miktarının belli ol­madığını iddia ederse, müşteri miktarı bilmediğine dair yemin eder. Şüf adar, müşterinin fiyatı bildiğini iddia eder de miktarı be­lirtmezse, en sahih kavle göre davası geçersiz sayılır. Müşterinin verdiği bedelin, bir başkasının olduğu anlaşıldığında bedel akid es­nasında tayin edilmişse, satış akdi ve şüf a hakkı geçersiz sayılır. Malın bedeli zimmette olup bir başkasının olduğu anlaşılırsa, bu be­delin karşılığını verir ve satış akdi ile şüf a hakkı devam eder. Şüf adar bilmeden başkasına ait olan bedeli müşteriye verirse, keza en sahih kavle göre bilgisi olsa da şüf a hakkı batıl olmaz.

 

Müşterinin; satış, vakıf ve icare gibi bir muamele ile satın aldığı ortak malda tasarrufta bulunması sahihtir. Şüf adar, vakıf ak­di gibi şüf a hakkı olmayan bir muameleyi bozup onu şüf a hakkı ile alabilir. Şüf adar, satış akdi gibi şüf a hakkı olan bir akdi isterse ikinci bir satışla alır, isterse akdi bozar veya ilk şüf a hakkı ile alır. Müşteri ile şüf adar paranın miktarında ihtilâf ederlerse, ye­mini ile beraber müşterinin sözü tasdik edilir. Keza müşteri malı satın aldığını inkar eder veya şüf a hakkını talep edenin mala ortak olmadığını inkar ederse, yemini ile beraber müşterinin sözü tasdik edilir. İlk ortak (satıcı) malı sattığını itiraf ederse, en sahih kavle göre ortaklık malı isteyen için şüf a hakkı sabit olur ve satıcı bedeli aldığını itiraf etmezse, bedel kendisine teslim edilir. Bedeli aldığım itiraf ederse, bedel şüf adarda mı kalacak yoksa hakim bedeli alıp muhafaza mı edecek? Bu konuda ihtilâf vardır. Bunun benzeri "İkrar" bahsinde geçmiştir. (Yani kendisine ikrar edilen, ikrar edeni tekzib ederse en sahih kavle göre mal onda kalır.)

 

Şüf ayı hak eden birden fazla ise, her biri malı kendi hissesi nispetinde satın alır. Bir kavle göre şüf a hakkına sahip olan her bi­ri malı satın alabilir. İki ortaktan biri hissesinin yarısını birine, di­ğer yarısını da başkasına satarsa, ilk yarısında şüf a hakkı ilk or­tağındır. Şayet ilk ortak malın ilk yarısındaki payını almaktan vaz-geçerse, en sahih kavle göre ilk müşteri malın ikinci yarısında onun­la birlikte şüf a hakkına sahip olur. Payım almaktan vazgeçmezse, ilk müşteri ikinci hissede ortak olamaz

 

İki şüf adardan biri şüf a hakkından vazgeçerse, en sahih kav­le göre şüf a hakkı düşer. Diğer şüf adar isterse malın tümünü satın alır, isterse satın almaktan vazgeçer. Fakat sadece kendi hissesini alamaz. Şüf a hakkı olanlardan biri hakkının bir kısmından vazge­çerse, tüm hakkından vazgeçmiş sayılır.

 

Akid esnasında iki şüf adardan biri hazır ise, bu şuf adar malın tümünü derhal satın alabilir. Hazır olmayan şuf adar geldiği zaman isterse ona ortak olabilir. En sahih kavle göre hazır olan ortak, diğe­ri hazır oluncaya kadar almayı geciktirebilir. Ortak malı iki kişi alır­sa şüf a hakkı olan kişi isterse ikisinin payını, isterse birinin payını alabilir. Bir kimse iki kişinin ortak olduğu malı satın alırsa, en sahih kavle göre şüf adar iki satıcıdan birinin hissesini alabilir.

 

En zahir kavle göre şüf a hakkı acele üzere kullanılır. Şu hal­de şüf adar satış hakkını öğrenince, hakkını kullanmada örfe göre acele etmelidir. Şayet hasta veya müşterinin bulunduğu beldeden uzak olur veya bir düşmandan korkarsa, muktedir ise vekil tayin eder. Muktedir değilse, şüf a hakkını kullanmak istediğine dair şa­hit bulundurur. Muktedir olduğu halde vekil tayin etmez veya şahit bulunduramazsa en zahir kavle göre şüf a hakkım kaybetmiş olur. Şayet namaz kılmaktaysa veya banyoda veya sofrada ise, bu işlerini bitirinceye kadar bekleye bilir. Eğer geciktirir ve haber verene inan­madım der de, haber verenler adil iki kişi ise bu mazeret kabul edil­mez. Keza en sahih kavle göre haber veren güvenilir ise de mazere­ti kabul edilmez. Haberci haberi kabul edilmeyen bir kişi ise mazur sayılır.

 

Satışın bin liraya yapıldığı şüf adara söylenir de sonra akdin beş yüz liraya yapıldığı anlaşılırsa, şüf adarın hakkı bakidir. Bin liradan fazla bir ücretle satılmışsa, hakkı batıl olur. Hak sahibi müşteri ile karşılaşır da ona selâm verir veya "Allah akdini mübarek eylesin" derse, hakkı batıl olmaz. Dua konusunda iki vecih vardır yani, bir veçhe göre hakkını kaçırmış olur. Hak sahibi şüf a hakkının olduğu­nu bilmeden hissesini satarsa, en sahih kavle göre hakkı batıl olur.

 

 

 

 

R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)

 

S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)

 

T. İCARE (KİRAYA VERME)