MİN HAC ANA SAYFA

 

BUYU’ : ALIŞVERİŞ/ TİCARET

 

A. ALIŞ -VERİŞİN ŞARTLARI

 

B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)

 

C. İKRAZ (BORÇ)

 

D. REHİN                                   SAYFA’NIN ALTINA DOĞRU BAK

 

E. İFLAS

 

F HACR (KISITLILIK)

 

G. SULH

 

H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK

 

I. HAVALE

 

J. DAMAN (TEKEFFÜL) AKDİ

 

K. ŞİRKET (ORTAKLIK)

 

L. VEKALET

 

M. İKRAR (İTİRAF)

 

N. ÂRIYE (İĞRETİ)

 

O. GASP

Gasp, haksız yere başkasının malını ele geçirmektir. Meselâ, bir kimse bir başkasının atma biner veya sergisine oturursa, her ne kadar bunları yerlerinden ayırmasa da gasp etmiş sayılır. Bir kimse bir başkasının evine girer ve onu evinden çıkarır veya eve girmese bile zor kullanarak onu evden çıkarır ve ona karşı zor kullanırsa evi gasp etmiş sayılır. Sonuncu meselede zayıf bir vecih vardır, yani gasp etmiş sayılmaz.

 

Bir kimse bir evin bir odasında oturur sahibini sadece oturdu­ğu odadan men ederse, yalnız o odayı gasp etmiş olur.

 

Bir kimse istilâ etmek maksadı ile bir eve girer de sahibi evde yoksa, evi gasp etmiş sayılır. Şayet ev sahibi evde olur ve onu evden çıkarmazsa evin yarısını gasp etmiş olur. Ancak gâsıp ev sahibinden güçlü değilse, bir şey gasbetmiş sayılmaz.

 

Zorla alman mal mevcut ise, gâsibin derhal sahibine iade etme­si lazımdır. İade etmeyip eli altında iken telef olursa malı tazmin eder. Sahibinin elindeki malı itlaf eden kişi de onu tazmin eder.

 

Bir kimse yerdeki torbanın ağzını açarak içindekilerin dökülmesine sebebiyet verir veya torbayı açıp da düşürür ve içinde­ki dökülürse, malı ödemek zorundadır. Fakat torbanın ağzını açtık­tan sonra rüzgar sebebiyle yere düşerse zamin olmaz.

 

Bir kimse kafesi açıp içerisindeki kuş uçarsa zamin olur. Sade­ce kafesin kapısını açar da kuş derhal uçarsa en zahir kavle göre yi­ne zamin olur. Şayet bir süre geçtikten sonra uçarsa zamin olmaz.

 

Gasp edilmiş malı, bir başkası gâsıpten alırsa eli zamin eli olur. Malın gasp edilmiş olduğunu bilmez de sonra öğrenirse bunun hükmü gâsıbm, gâsıp kişiden aldığı malın hükmü gibidir. Yani eli altında iken telef olursa zimmetinde kalır. Keza malın gasp malı oldu­ğunu bilmezse, ariye bahsinde olduğu gibi eli aslında zamin el olur. Eli vedia alanın eli gibi eman eli ise, karar gâsıbm aleyhine olur.

 

Bir kimse bir malı gasp eden kişiden yalnız başına alır da telef ederse, karar mutlak şekilde aleyhine olur. Yani malı tazmin eder.

 

Malı tazmin eden kişi başkasına takdim etmek sureti ile onu telefe teşvik ederse, telef eden kişi zamin olur. Bunun misali şudur: Kişi zorla aldığı malı ziyafet yolu ile başkasına yedirirse zamin olduğu gi­bi, keza en zahir kavle göre yiyen kişi de zamin olur. Buna göre, gâsıp kişi, gasp ettiği malı asıl sahibine takdim ederek yedirirse gasp eden borçtan kurtulmuş sayılır.

 

1. Gâsıbın Zimmetine Geçirdiği Mal

 

Bir kimse gasp ettiği köleyi telef eder veya semavi bir afetle adi (zamin) el altında iken telef olursa, o kölenin değerini tazmin eder. Kölenin hür kişide değer farkı takdir edilmeyen bir organını telef ederse, kıymetinden noksan olan farkı öder. Keza değer takdiri yapılan bir organı telef olur veya kendisi telef ederse, keza İmam'm ilk kavline göre noksanlık farkını öder. imam'm son kavline göre ise, kölenin telef edilen organının kıymeti takdir edilir. Bu kıymet hür kişinin organı için takdir edilen diyet gibidir. Kölenin elinin kesilme­si halinde kıymetinin yarısı ödenir.

 

Telef edilen veya bir cinayet sonucu telef olan sair hayvanların kıymetleri takdir edilir.

 

Hayvanlar dışında kalan mallar ise, ya benzeri bulunan veya kıymetlerine göre değerlendirilen mallardır. En sahih kavle göre benzeri bulunan mallar ölçülen tartılan ve üzerinde selem akdi yapılması caiz olanlara münhasır olan mallardır. Meselâ su, toprak, bakır, ham metal, misk, kafur, pamuk üzüm ve un gibi mallar ben­zeri bulunan mallardır. Esans ve hamur benzeri olmayan mallardır..

 

Misli bulunan mal telef edilir veya bir afet sonucu telef olursa, benzeri ödenir. Benzerini vermek mahzurlu ise kıymeti ödenir. .En sahih kavle göre gasp edildiği günden itibaren mislini vermenin mahzurlu olduğu güne kadar en yüksek değeri dikkate alınır. Eğer benzeri bulunan mal bir başka beldeye nakledilmişse; mal sahibi is­terse geri getirilmesini teklif eder, isterse değerinin peşin ödenmesi­ni talep eder. Mal geri getirildiğinde sahibine iade edilir. Şayet mal nakledildiği beldede telef olursa, mal sahibi benzerini iki beldeden birine göre (malm telef olduğu veya nakledildiği beldeye göre) talep edebilir. Benzeri mevcut değilse, en yüksek değeri takdir eden belde­ye göre gâsibi borçlandırır.

 

Mal sahibi gasp edeni malm telef edildiği belde dışındaki bir beldede görürse, en sahih kavle göre mal da para gibi nakli bir mas­raf gerektirmiyorsa, malın benzerini talep edebilir. Nakil için bir masraf gerektiriyorsa benzerini talep etmeyebilir. Fakat malm telef edildiği beldenin raicine göre malm kıymeti ile gasibi borçlandırır.

 

Kıymetlerine göre değerlendirilen mallara gelince, gasp edildi­ği günden telef edildiği güne kadar olan kıymetin en yükseği tazmin edilir. Mal, zorla alınmadan telef olursa, telef olduğu günün kıyme­ti tazmin edilir. Zorla alınmamış köleye karşı cinayet işlenir ve bu­nun sirayetiyle telef olursa yine kıymetin en yükseği tazmin edilir.

 

Müslüman kişiye ait içki telef edilirse tazmin edilmez. Zımmi-ye ait içki ise dökülerek telef edilemez. Ancak alenen içer veya satışım yaparsa döktürülür. Şayet alenen kullanmazsa geri kalanı iade edilir. Keza müslümandan gasp edilen muhterem malm geri ka­lanı da sahibine iade edilir.

 

Put ve çalgı aletleri telef edilirse bunlar için bir şey ödemek ge­rekmez. En sahih kavle göre bu aletler aşırı tarzda kırılmamalıdır. Ancak, eski hallerine dönecek biçimde parçalarını ayırmak gerekir. Sahibinin zorluk çıkarması nedeniyle adaba uygun olarak kötülüğe mani olamayan kişi, kötülüğü en kolay şekliyle ortadan kaldır­malıdır.

 

Gasp eden kişi ev ve köle gibi bir malm menfaatini zamin el ile giderir veya gidermesine sebep olursa menfaati tazmin eder. Evde oturması, köleyi hizmetinde çalıştırması gibi. Bid'i menfaati giderir-se tazmin etmez. Cariye ile cinsel ilişkide bulunması gibi. Menfaatin gidermesine sebep olan zamin olur. Keza hür kişinin bedeninin men­faatini gideren en sahih kavle göre zamin olur.

 

Gasp edilen mal kullanılmaksızın eksilirse, noksanlık farkı ile birlikte bedelinin ödenmesi vacibtir. Keza kullanmak sureti ile men­faati noksanlaşırsa, noksanlık farkı ile birlikte bedelinin ödenmesi en sahih kavle göre vacibtir. Elbiseyi giyerek eskitmek gibi.

 

2. Zorla Alanın ve Mal Sahibinin İhtilâfı

 

Gâsıp, gasp ettiği malm telef olduğunu iddia eder, mal sahibi ise telef olmadığım söylerse, en sahih kavle göre gâsıp yemini ile birlikte doğrulanır. Gâsıp yemin ederse, en sahih kavle göre mal sahibi onu borçlandırır.

 

Malın değeri konusunda veya gasp edilmiş kölenin üzerindeki elbise veya tabii bir ayıp konusunda ihtilâfa düşerlerse, gâsıp yemi­ni ile doğrulanır. Yeni peyda olmuş ayıp konusunda ise en sahih kav­le göre mal sahibi yemini ile birlikte doğrulanır.

 

Gâsıp malın aynısını iade ederken değeri düşmüşse, bir şey ver­mesi gerekemez. Bir kimse değeri on dirhem olan bir elbiseyi gasp eder fiyatın düşmesi nedeni ile değeri bir dirheme, sonra elbiseyi gi­yerek eskittiği için yarım dirheme inerse, elbiseyi iade ederken beş dirhem vermesi lazımdır. Bu, telef olan kısmın (gasp edildiği günden itibaren telef edildiği güne kadar) en yüksek değeridir. Ben diyorum ki; bir kimse değeri on dirhem olan iki mesti gasp eder de bir tanesi telef olur ve geri kalanın değeri iki dirhem olup iade ederse veya bir tanesi gasp yolu ile veya sahibinin elinde telef olursa, en sahih kavle göre sekiz dirhem ödemesi lazımdır. Allah daha iyi bilir.

 

Malda peyda olan bir noksanlık malın telef olmasına sirayet ederse, buğdayı öğütüp un haline getirmek gibi, bunun hükmü telef edilen malın hükmü gibidir. Bir kavle göre malı noksanlık farkı ile iade eder.

 

Zorla alman köle cinayet işler de zimmetine bir mal taallûk ederse, gâsıp kölenin değeri ile telef edilen malın değerinden az olanı ile köleyi kurtarır. Cani köle gâsıbm eli altında iken telef olur­sa, kölenin sahibi gasıbı en yüksek değerle borçlandırır. Gasp edilen köle, birine karşı cinayet işlerse mağdur kişi, isterse gasibi borç­landırır, isterse hakkını sahibinin alacağı mala bağlar. Sonra köle sa­hibi hakkını gâsıp kişiden alır. Gâsıp cani köleyi sahibine iade eder de sahibi onu satar ve mağdur da hakkını bu ücretten alırsa, köle sa­hibi bu parayı gâsıp kişiden alır.

 

Bir kimse bir araziyi gasp edip toprağını başka bir tarafa nak­lederse, toprağı veya benzerini iade etmesi veya tarlayı eski haline dönüştürmesi için tarla sahibi gâsıp kişiyi icbar eder. Toprağı iade etmede bir gaye varsa, tarla sahibinin talebi olmasa da toprağı alan kişinin toprağı yerine iade etmesi gerekir. İade etmede bir gaye yok­sa en sahih kavle göre izin almadan iade edemez.

 

Kuyu kazmanın ve tekrar doldurmanın hükmü, tarlanın hükmüne kıyas edilir. Kişi gasp ettiği toprağı iade ederken tarlada bir noksanlık olmazsa, değer farkını ödemez. Lakin gasp ettiği günden itibaren iade ettiği güne kadar geçen zaman için ücret-i misil öder. Eğer bir noksanlık olmuşsa ücretle birlikte noksanlaşan kısmın be­delini verir.

 

Bir kimse yağ gibi bir şeyi gasp eder, kaynatır ve bu sebeple kıymetinde değil de kendisinde bir eksilme olursa, malı ve en sahih kavle göre eksilen kısmın mislini; değerinde bir noksanlık olmuşsa sadece değer farkını ödemesi lazımdır. Şayet hem kıymetinde hem de kendisinde bir noksanlık olmuşsa, eksilen kısmı tazmin eder. Gasp edilen malın değerinde fazla noksanlık olmuşsa gâsıp malın geri kalanı ile beraber değer farkını da iade eder. En sahih kavle göre maldaki artış, kendinden önceki noksanlığı karşılayamaz. Bu­nun misali şudur: Gasp edilen cariye zayıflar, değeri eksilir ve sonra kilo alırsa; bu kilo önceki noksanlık farkını karşılayamaz. Cariyeyi geri iade ederken noksanlık farkını da ödemesi lazımdır.

 

Gasp edilen kişi gâsıbm elinde iken bildiği sanatını unutur da sonradan tekrar hatırlarsa, bu hatırlama evvelki unutmanın yerine geçer. Öğrendiği yeni sanat ise, alimlerin ittifakı ile unuttuğu sa­natın yerine sayılamaz.

 

Bir kimse şırayı gasp eder de şıra rakıya dönüşür ve sonra da sirke olursa, en sahih kavle göre sirkeyi sahibine teslim eder. Sirke­nin değeri düşük olursa, değer farkı ödemesi gerekir. Şayet rakıyı gasp eder ve sirkeye dönüşürse veya meytenin derisini tabaklarsa, en sahih kavle göre sirkeyi de deriyi de sahibine teslim eder.

 

3. Gâsıp Malda Meydana Gelen Artış

 

Gasp edilen maldaki artış kasaranın yaptığı gibi sadece bir iz şeklinde ise, bu sebeple gâsıbm bir şey ödemesi gerekmez. Mal sahi­bi -mümkün ise- malının eski haliyle iadesini veya değeri eksilmişse değer farkını isteyebilir. Maldaki artış tarlada bina yapmak veya fi­dan dikmek gibi bir ayın ise, binayı yıkması ve fidanları sökmesi için teklif edebilir.

 

Gâsıp, gasp ettiği elbiseyi aynı boya ile boyar ve boyayı gider­me imkanı varsa, en sahih kavle göre gidermesi için icbar edilir. Bo­yayı gidermek mümkün değilse ve elbisenin değeri boya sebebi ileartmamışsa, bunda gâsıp için bir şey yoktur. Değeri düşmüşse, de­ğer farkını ödemesi lazımdır. Şayet değeri yükselmişse her ikisi de kâra ortak olur.

 

Gâsıp, malı bir başka mala karıştırmışsa ve onu ayırmak mümkün ise -zor olsa bile- ayırması lazımdır. Ayırması mahzurlu ise, mezhepçe kabul edilen rivayete göre bunun hükmü malı telef edenin hükmü gibidir. Mal sahibi bu konuda gasibi borçlandırabüir, Gâsib, aynı malı iade etmelidir.

 

Bir kimse bir direk gasp eder de üzerine bina yaparsa, direğin çıkarılması lazımdır. Şayet geminin yapımında kullanılmışsa sökülür. Ancak bir canın veya masum olan iki kişinin malının telef olması korkusu varsa sökülemez.

 

Bir kimse gasp ettiği cariye ile cinsel ilişkide bulunur ve bunun haram olduğunu bilirse kendisine had cezası verilir. Haram olduğu­nu bilmezse ceza verilmez. Fakat her iki durumda da gâsıbıh mehir ödemesi lazımdır. Ancak cariye rıza göstermişse, en sahih kavle göre mehir vermesi vacib değildir. Cariye bu fiilin haram olduğunu bilir­se kendisine had cezası verilir.

 

Müşterinin gâsıp kişiden satm aldığı cariye ile cinsel ilişkide bulunmasının hükmü, cariye ile cinsel ilişkide bulunması sebebi ile gasibe tatbik edilen had ve vermesi gereken mehrin hükmü gibidir. Mal sahibi müşteriyi mehir vermekle borçlandırırsa, en zahir kavle göre müşteri verdiği mehri gasp eden kişiden alamaz.

 

Müşteri veya gâsıp cariye ile cinsel ilişkide bulunmanın haram olduğunu bilerek cariyeyi hamile bırakırsa, doğan çocuk nesebi bel­li olmayan köle olur. Haram olduğunu bilmiyorsa, çocuk nesebi bel­li ve hür olur. Ancak müşteri, çocuğun doğduğu gün bir kölenin de­ğeri ne ise o değeri cariyenin efendisine vermelidir. Müşteri verdiği değeri gâsıptan alır.

 

Mal müşterinin eli altında iken telef olur ve mal sahibi onu borçlandırırsa, müşteri bunu gasp eden kişiden alamaz. Keza en za­hir kavle göre mal müşterinin yanında iken ayıplı hale gelirse, değer farkını gâsıpten alamaz. En zahir kavle göre müşteri maldan bir men­faat elde eder ve menfaatin bedelini öderse bunu gâsıptan alamaz.

 

Müşteri bir kazanç elde etmeksizin elinde bulundurduğu malın kazancı telef olursa, en sahih kavle göre ödediği bedeli gâsıtan alır. Yine en sahih kavle göre mal sahibi tarlasında inşa edilmiş binayı bozar veya dikilen fidanları söker ve müşteri değer farkım öderse bu farkı gâsıptan alır.

 

Mal sahibinin müşteriyi borçlandırdığı şeyi gâsıbm da ödeme­si gerekiyorsa, müşteri bunu gâsıptan alır. Şayet mal müşterinin elinde iken telef olur da mal sahibi onu gâsıptan alırsa, gâsıp müşte­riden alamaz. Mal sahibi gâsıbm ödemesi gerekmediği şeyi gâsıptan alırsa, gâsıb verdiği malı müşteriden alır. Ben diyorum ki; gâsıbm elindeki mal başkasının eline geçerse bunun hükmü, müşterinin hükmü gibidir. Allah daha iyi bilir.

 

 

 

 

P. ŞÜF'A (ÖNCELİK HAKKI)

 

R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)

 

S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)

 

T. İCARE (KİRAYA VERME)