İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 17. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HiCRETİN ON YEDİNCİ YILI (23 Ocak 638 - 11 Ocak 639)

 

KUFE ve BASRA'NIN İNŞA EDİLMESİ

 

Kufe şehrinin düzenlenmesi ve Sa'ad'ın Medain'den gelip buraya yerleşmesi bu yıl içinde olmuştu.

 

Bunun da sebebi şudur: Sa'ad Hz. Ömer'in yanına şimdiye kadar sözü edilen fetihlerin haberini vermek üzere bir heyet göndermişti. Ömer onları görünce renklerinin ve durumlarının değişmesinin sebeplerini sormuş, onlar da: "Bulunduğumuz bölgenin havasızlığı bizi bu şekilde değiştirmiştir" diye cevap vermişlerdi. Bunun üzerine Hz. Ömer onlara, insanların konup yerleşecekleri bir yer seçmelerini emretti. Bu heyet ile birlikte, kendi kavimleriyle ilgili bir akit yapmak üzere Tağliboğulları'ndan bir gurup da gelmiş bulunuyordu. Hz. Ömer bu Tağliblilere: "Ben sizlerle şu şartla akit yapıyorum: "Sizden Müslüman olan kimse üzerinde Müslümanların hakları vardır, ayrıca bir de Müslümanın üzerinde bulunan mükellefiyetler vardır. Bunu kabul etmeyen ise cizye verecektir" deyince, Tağlibliler: "O takdirde bunlar kaçar ve Acemlere katılırlar" diye açıklamada bulundular ve Müslümanlar gibi zekat vermek istediler. Hz. Ömer onların bu tekliflerini kabul etmedi. Sonunda cizyelerinin Müslümanların verdiği zekat gibi görülmesini isteyince, onların bu tekliflerini doğacak hiçbir çocuğu Hıristiyan yapmamak şartıyla kabul etti. İşte bu Tağlibliler ve onlara itaat eden Nemr ve İyad'a mensup kimseler hep birlikte, Medain'de bulunan Sa'ad'ın yanına hicret etmişler, Medain'de yerleşmişler, daha sonra onunla birlikte Kufe'ye gidip yerleşmişlerdi.

 

Denildiğine göre, bunun sebebi yukarıda anlatılan şekilde değil de, şöyle olmuştu:

Huzeyfe Hz. Ömer'e: "Arapların karınları geri gelmiş, pazuları kurumuş, renkleri değişmiş bulunuyor" diye mektup yazmıştı. Huzeyfe, Sa'ad ile beraberdi, bu bakımdan Hz. Ömer Sa'ad'e: "Arapların renklerini ve etlerini değiştirenin ne olduğunu bana bildir." diye bir mektup yazdı. Cevap olarak Hz. Sa'ad şunları yazdı: "Onları değiştiren bölgenin havasının güzel olmamasıdır . Araplara ancak develerine uygun gelen bölgelerin havaları uygun gelebilir" diye yazınca Hz. Ömer de O'na şöyle yazmıştı: "Selman ile Huzeyfe'yi öncü olarak gönder. Onlar hem kara, hem deniz havasını taşıyan bir yer seçsinler. Benimle sizin aranızda ne bir deniz olsun, ne de bir köprü bulunsun."

 

Bunun üzerine Sa'ad onları bu iş için, görevli olarak gönderdi. Selman Enbar'a kadar yürüdü, Fırat'ın batı bölgesinde yoluna devam etti. Küfe'ye varıncaya kadar hiç bir yeri beğenmedi. Öbür taraftan Huzeyfe de Fırat'ın doğusundan yoluna devam etti ve Küfe'ye varıncaya kadar hiç bir yeri beğenmedi.

 

Kum ve çakılın karışık olarak bulunduğu her yer ''Küfe'' diye adlandırılır. İşte bu şekilde Selman ile Huzeyfe Küfe'ye geldiler. O sırada Küfe'de üç manastır vardı. Bunlar Hareme, Um Amr, ve Silsile manastırları diye bilinirdi. Bunlar arasında da üzüm bağları bulunuyordu. Bölge her ikisinin de hoşuna gitmiş, orada inerek namaz kılmışlar ve yüce Allah'a burayı yerleşecekleri bir yer kılması için dua etmişlerdi. Sa'ad'ın yanına varıp durumdan haberdar ettiler. Bu arada ona Hz. Ömer'den bir mektup daha gelince Ka'ka' bin Amr ile Abdullah bin el-Mu'temm'e birer mektup yazarak askerlerinin başına birer komutan tayin edip yanına gelmelerini bildirdi. Onlar da emredileni yaptılar. Bunun üzerine Sa'ad Medain'den ayrılıp Küfe'ye gitti. Küfe'ye Hicretin 17. yılının Muharrem (23 Ocak - 21 Şubat 628) ayında vardı. Onun Küfe'ye varışı ile Kadisiyye Savaşı arasında bir yıl iki ay, Hz. Ömer'in halifeliği ile Küfe'nin arasında ise üç yıl sekiz aylık bir süre geçmiştir.

 

Sa'ad Küfe'ye vardıktan sonra Hz. Ömer'e şöyle bir mektup yazdı: "Ben Küfe'de konaklamış bulunuyorum. Burası Hiyre ile Irak arasında olup hem kara hem de deniz ikliminin özelliklerine sahiptir. Burada hem deniz ikliminde yetişen ince keskin yapraklı bitkiler, hem de karada yetişen güzelotlar vardır. Ben Müslümanları buraya gelmekle Medain'de kalmak arasında serbest bıraktım. Medain'de kalmayı arzu edenleri de silahlı askermiş gibi orada bıraktım."

 

Müslümanlar Küfe'de yerleştikten sonra kendilerine geldiler ve kaybetmiş oldukları kuvvetlerini yeniden kazandılar. Küfe halkı kamıştan ev yapmak için izin istedikleri gibi Basra halkı da aynı şekilde izin istediler. Basralılar da Küfe halkının yerleştikleri ayda şehirlerine yerleştiler. Fakat bundan önce Küfe'ye üç ayrı gurup gelip yerleşmişti. Onların izin istemeleri üzerine Hz. Ömer şu cevabı verdi: "Gerçek şu ki askeri karargahlar savaş gücünüz bakımından daha iyi ve sizin için daha çok umut vericidir. Bununla birlikte size ters düşmeyi de sevmiyorum."

 

Bunun üzerine her iki şehir halkı da kamıştan ev ler yapmağa başladılar.

 

Daha sonra Küfe'de de, Basra'da da yangın çıktı. Kufe'nin Şevval (16 Ekim - 13 Kasım 628) ayındaki yangını daha bir şiddetli olmuştu. Bunun üzerine Sa'ad onlardan bir gurup kişiyi Hz. Ömer'in yanına göndererek kerpiçten ev yapmak için izin istediler. Giden bu heyet Hz. Ömer'e yangın haberini verdikleri gibi ondan izin de isteyince Hz. Ömer şöyle söyledi: "Yapabilirsiniz, fakat hiç biriniz üç odadan fazla yapmayın. Binalarda uzunluk yarışına kalkışmayın. Sünnete riayet edin ki devlet elinizden gitmesin." Giden bu heyet, Hz. Ömer'in bu talimatını da alarak geri döndü. Hz. Ömer aynı talimatı Basralılara da gönderdi.

Küfe şehrinin tertibi işini Ebu Heyyac bin Malik, Basra'nın düzenlenmesi işini de Asım bin Dülef Ebu'I-Cerba yönetiyordu. Ana caddeler kırkar zira, ara caddeler yirmişer zira, sokaklar yedişer zira olarak takdir edildi. Mahalleler ise altmışar zira idi. Her iki şehirde de ilk planlanıp inşa edilen, mescitler olmuştu. Her ikisinin de tam ortasında uzak mesafeye ok atan birisi durmuş, her tarafa birer ok atmış ve bu okun düştüğü yerden sonra inşaat yapılması emredilmişti. Küfe Mescidi' nin ön tarafından Hire'de Kisralara ait yapıların mermer sütunları üzerine bir gölgelik yapılmıştı. Ayrıca salın üzerinde herhangi bir kimsenin orayı aşıp bina yapmaması için bir de hendek yapılmış, ona yakın bir yerde de Sa'ad'e bir ev inşa edilmişti. Küfe Sarayı diye bilinen yer bu evdir. Bu evi Ruzbeh, Kisraların Hire'deki yapılarının kirecinden yapmış idi. Çarşılar da mescitler gibi yapılmıştı. Oraya kim daha erken gelip oturursa kalkıp evine gidinceye yahut alışverişini bitirinceye kadar orası onun olurdu.

 

Hz. Ömer çarşıda bulunanların da işitebileceği bir şekilde Sa'ad'ın: "Şu bağrışmaları kesiniz, kulağıma gelmesin" şeklinde söylendiği haberini alınca halkın da onun evine ''Sa'ad'ın Sarayı'' diye ad verdiğini işitince Muhammed bin Mesleme'yi Küfe'ye göndermiş ve sarayın kapısını delip geri dönmesini emretmişti. Muhammed bunu yaptı, fakat Sa'ad haber alınca: "Bu, bu iş için gönderilmiş bir elçidir" diyerek O'nu çağırdıysa da Muhammed kabul etmedi. Sa'ad kendisi onun yanına gitmiş ve harçlık vermeyi teklif etmişse de Muhammed bunu da kabul etmeyerek O'na Hz. Ömer'in gönderdiği mektubu iletti: "Bana senin kale gibi bir saray yaptığın haberi ulaştı. Buna ''Sa'ad'ın Sarayı'' deniliyormuş. Seninle halk arasında bir kapı varmış. Bu saray senin değil, fesat ve eksikliğin sarayıdır. Beytu'lmallare bitişik yerlerden bir yere yerleş ve oradan çık, o sarayı da kapat. Aksi takdirde o sarayın üzerine hiç kimsenin giremeyeceği bir kapı yaparız." Bunun üzerine Sa'ad söylenen şeyleri söylemediğine dair yemin etti. Muhammed geri dönüp Hz. Ömer'e Sa'ad'ın dediklerini iletti.

O da O'nun dediklerini tasdik etti.

 

Küfe'nin karakol bölgeleri dört tane idi. Bunlardan birincisi Hulvan'dı, başında Ka'ka' vardı. İkincisi Masebezan idi, başında Dirar bin el-Hattab bulunuyordu. Üçüncüsü, başında Ömer bin Malik ya da Amr bin Utbe bin Nevfel'in bulunduğu Karkisiya idi. Dördüncüsü ise başında Abdullah bin elMu'temm'in bulunduğu Musul idi. Kendileri bu şehirlerden ayrılacak olurlarsa onların vekilleri görev yaparlardı.

 

Kufe'nin düzenlenmesinden sonra Sa'ad orada daha önce Medain'de kaldığı sürenin dışında olmak üzere üç buçuk yıl kalmıştır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HERAKLİEUS'UN HIMS'DA BULUNAN MÜSLÜMANLARA SALDIRMASI

 

BU YILIN OLAYLARI:

 

HERAKLİEUS'UN HIMS'DA BULUNAN MÜSLÜMANLARA SALDIRMASI

 

CEZİRE ve ERMENİSTAN'IN FETHEDİLMESİ

 

HALİD BİN VELİD'İN GÖREVDEN ALINMASI

 

MESCİD-i HARAM'IN BİNA EDİLMESİ ve GENİŞLETİLMESİ

 

BAHREYN TARAFINDAN FARSLARA SAVAŞ AÇILMASI

 

MUĞİRE'NİN BASRA'DAN ALINMASI ve EBU MUSA'NIN TAYİN EDİLMESİ

 

AHVAZ, MENAZİR ve NEHR TİRİ'NİN FETİHLERİNE DAİR HABERLER

 

HÜRMÜZAN İLE TÜSTERLİLERİN MÜSLÜMANLARLA BARIŞ YAPMASI

 

RAMAHÜRMÜZ ve TÜSTER'İN FETİHLERİ, HÜRMÜZAN'IN ESİR ALINMASI

 

SÜS'UN FETHİ

 

CÜNDEYSABÜR SULHU

 

MÜSLÜMANLARıN KERMAN ve DİGER YERLER ÜZERİNE YÜRÜMELERİ