İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 17. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HALİD BİN VELİD'İN GÖREVDEN ALINMASI

 

Hicretin 17. yılı olan bu yılda Halid bin Velid ileri kuvvetlerin ve seriyyelerin komutanlığını yapmak görevinden alınmıştır.

 

Bunun sebebine gelince: Halid ile İyad bin Ganm ilerleyerek büyük miktarda malı ganimet olarak aldılar. Kendileri Hz. Ömer'in Medine'ye dönüşünde Cabiye'den yola koyulmuşlardı. O sırada Hıms'ta Ebu Ubeyde, Kınnesrin'de ise O'nun hükmü altında olmak üzere Halid bulunuyordu. Yine Ebu Ubeyde'nin komutası altında bulunmak üzere Dımaşk'ta Yezid, Ürdün'de Muaviye, Filistin'de Alkame bin Mucezziz, sahilde ise Abdullah bin Kays bulunuyordu.

 

Halid'in eline geçirdiği ganimetler haber alınınca bazı kimseler bu maldan kendilerine de bazı şeyler vermesini istediler. Bunlar arasında Eş'as bin Kays de vardı ve Halid O'na on bin dirhem vermişti.

 

Diğer taraftan Halid hamama girmiş ve içinde şarap bulunan bir madde ile yıkanmıştı. Hz. Ömer kendisine: "Ben senin şarap ile vücudunu ovaladığın haberini aldım. Şunu bil ki Allah şarabın içini de, dışını da ona el sürmeyi de haram kılmıştır. Sakın onu vücudunuza dokundurmayınız" diye yazınca cevap olarak Halid kendisine şöyle yazmıştı. "Bu şarabı şaraplıktan çıkardığımız için artık şarabın dışında bir yıkama maddesi haline dönüşmüştür" Bunun üzerine Hz. Ömer kendisine: "Muğire'nin soyundan gelenler katı kalplilik belasına uğramışlardır. Allah sizlerin ruhunuzu bu haldeyken almasın" diye cevap yazmıştı.

Halid ganimetler konusunda kendisinden talepte bulunanlar arasında malları dağıtınca, Ömer bin el-Hattab bunu da işitti. Zaten O'nun yaptığı hiç bir şey Hz. Ömer'den gizli kalmazdı. Bunun üzerine Hz. Ömer postayı çağırarak onunla birlikte Ebu Ubeyde'ye bir mektup gönderdi. Bu mektupta Halid'i önüne getirip ayakta tutmasını, kendi sarığıyla onu bağlamasını ve başlığını başından almasını emretti. "Sizlere Eş'as'ı kendisinin malından mı, yoksa ganimet olarak aldığı mallardan mı mükafatlandırdığını söyleyinceye kadar O'nu bu halde tut. Şayet O, ele geçirmiş olduğu bir ganimetten dağıttığını ileri sürerse kendisinin hainlik etmiş olduğunu söylemiş olacaktır, yok eğer kendi malından bu yaptığını söylerse bu akılsızca bir tasarrufta bulunmak olacağından her iki durumda da görevden al ve O'nun görevini sen üstlen." Bunun üzerine Ebü Ubeyde Halide mektup yazdı, Halid de O'nun yanına geldi. Ebü Ubeyde insanları topladı ve kendisi minderin üzerine oturdu. Posta ayağa kalkıp Halid'e Eş'as'a hangi maldan verdiğini sorunca Halid kendisine cevap vermedi. Ebü Ubeyde ise hiçbir şey söylemeyerek susuyordu. Bunun üzerine Bilal ayağa kalkarak: "Mü'minlerin emiri senin hakkında şu şu emirleri vermiş bulunuyor" diyerek sarığını almış, Halid de itaat etmek durumunda olduğundan O'na karşı gelmemişti. Başlığını da başından aldıktan sonra bu sefer O'nu sarığıyla bağladı ve: "Sen Eş'as'a nereden mal verdin? Bizzat kendi malından mı, yoksa ele geçirdiğin bir ganimetten mi?" diye sordu. Halid: "Hayır O'na kendi malımdan verdim." diye cevap verince bağlarını çözerek başlığını yerine koydu ve bizzat kendi eliyle sarığını sardıktan sonra şunları söyledi: "Bizler başımızdaki emirleri dinler, itaat eder, komutanlarımızı da takdir eder, onlara hizmette bulunuruz."

 

Halid görevden azledilip edilmediğini bilmemenin şaşkınlığı içinde kalmıştı. Diğer taraftan Ebu Ubeyde de kendisini değerli ve üstün gördüğü için de durumu bildirmiyordu. Halid'in Medine'ye Hz. Ömer'in yanına gitmesi gecikince artık Halid bu konuda tereddütten kurtuldu, çünkü Halid'e yanına gelmesini emretmişti. Bunun üzerine Halid Kınnesrin'e dönmüş, orada bulunanlara bir hutbe okumuş, onlarla vedalaşmış, oradan Hıms'a gitmiş, orada da bir konuşma yaptıktan sonra Medine'ye gitmek üzere yola koyulmuştu. Halid Hz. Ömer'in huzuruna çıkınca kendisine şikayette bulunarak: "Ben seni Müslümanlara şikayet ettim. Allah'a yemin ederim ki sen bana iyi davranmadın" demişti. Bunun üzerine Hz. Ömer kendisine: "Peki sen bu serveti nereden buldun?" diye sorunca Halid: "Ben bu serveti elde ettiğim ganimetIerin bana düşen paylarından yaptım. Eğer servetimin arasında altmış binden fazlasını bulursan o senin olsun." diye cevap vermişti. Bunun üzerine Hz. Ömer onun malına değer biçtirmiş, altmış binden yirmi bin fazla olduğunu görmüş, bunu alıp Beytulmale koymuştu. Daha sonra kendisine şunları söylemişti: "Ya Halid! Allah'a yemin ederim ki sen benim yanımda çok değerlisin ve yemin ederim, seni çok seviyorum." Arkasından Hz. Ömer İslam ülkesinin her yanına şunları yazmıştı: "Ben Halid'i kendisine kızdığım yahut hainlik ettiği için görevden almadım. Ancak herkes O'nu alabildiğine gözünde büyütmüş ve her şeyi O'ndan zannetmek gibi bir duruma gelmişti. Her şeyin O'nunla olup bittiğini varsaymalarından korkmaya başlamıştım. Ben onların her şeyi yapanın Allah olduğunu bilmelerini ve fitneye maruz kalmamalarını arzuladım." Daha sonra da O'ndan aldıklarının yerine başka şeyler verdi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MESCİD-i HARAM'IN BİNA EDİLMESİ ve GENİŞLETİLMESİ