SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EYMAN VE’N-NUZUR

<< 2174 >>

باب: النذر في الطاعة.

28. İTAAT KONUSUNDA NEZİRDE BULUNMAK

 

{وما أنفقتم من نفقة أو نذرتم من نذر فإن الله يعلمه وما للظالمين من أنصار} /البقرة: 270/.

Ve Allahu Teala'nın "Yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı muhakkak Allah bilir. Zalimler için hiç yardımcı yoktur"(Bakara 270) sözü

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا مالك، عن طلحة بن عبد الملك، عن القاسم، عن عائشة رضي الله عنها،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من نذر أن يطيع الله فليطعه، ومن نذر أن يعصيه فلا يعصه).

 

[-6696-] Aişe r.anha'nın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Her kim Allah'a itaat etmeyi adarsa ona itaat etsin. Her kim de Allah'a karşı masiyet işlemeyi nezrederse sakın Allah'a asi olmasın!" buyurmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"İtaat Konusunda Nezir {adak)." Yani adağın bu çeşidinin hükmü. Yukarıdaki başlığın "babun" şeklinde tenvinli olma ihtimali de vardır. İmam Buhari "en-nezr fi't-taa" ifadesiyle mübtedayı (özneyi) habere (yüklem) hasıretmektedir ki netice olarak buradan masiyete yapılan nezirin şer'an nezir olmadığı ifade edilmiş olmaktadır.

 

"Her kim Allah'a itaat etmeyi adarsa ona itaat etsin." "İtaat" vacib veya müstehab olmaktan daha geneldir. Vacib olan bir fiilde onu zamana bağlamak suretiyle nezirde bulunmak tasavvur edilebilir. Mesela bir kimse vakti girer girmez namaz kılmaya nezirde bulunsa belirlediği o vakitte bunu yapması gerekir. Mali ve bedeni tüm ibadetlerden müstehab olanlara gelince bunlar nezir (adak) sebebiyle vacib hale gelirler ve nezreden kimsenin kayıtladığı şey ile kayıtlanırlar. Bu haber itaat yolunda yapıldığı takdirde onu yerine getirmenin emredildiği, masiyet yolunda yapıldığı takdirde onu yerine getirmenin yasaklı ğı konusunda açık ve nettir. Acaba bir masiyetin işlenmesi adandığında yemin kefareti gerekir mi yoksa gerekmez mi? Bu konuda alimlerin iki görüşü sözkonusudur. Bunun açıklaması bundan iki başlık sonra gelecektir.