SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EYMAN VE’N-NUZUR

<< 2167 >>

باب: {لا يؤاخذكم الله باللغو في أيمانكم ولكن يؤاخذكم بما كسبت قلوبكم والله غفور حليم} /البقرة: 225/.

14. "ALLAH SİZİ YEMİNLERİNİZDEKİ LAĞİV'DEN DOLAYI SORUMLU TUTMAZ. FAKAT KALPLERİNİZİN KAZANDIĞINDAN DOLAYI SİZİ SORUMLU TUTAR. ALLAH ĞAFUR'DUR, HALİM'DİR"(Bakara, 225)

 

حدثني محمد بن المثنى: حدثنا يحيى، عن هشام قال: أخبرني أبي، عن عائشة رضي الله عنها:

 {لا يؤاخذكم الله باللغو}. قال: قالت: أنزلت في قوله: لا والله، بلى والله.

 

[-6663-] Hişam babasından naklen Aişe r.anha'nın "Allah sizi yeminlerinizdeki lağiv'den (yemin niyeti olmadan yemin sözlerini söylemek'ten) dolayı sorumlu tutmaz" ayetinin "hayır vallahi" gibi sözler hakkında nazil olduğunu söylemiştir.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud (3254); Nesa (s-kübra), 11084;  İbn Hibban (4333).

 

AÇIKLAMA: Allah sizi yeminlerinizdeki lağivden (yemin kastı gütmeden yemin etmekten) dolayı sorumlu tutmaz: Şafii bu başlık altında zikredilenHz. Aişe hadisini delil kabul etmiştir. Çünkü Hz. Aişe radıyallahu anhii ayetIerin nazil olmasına şahitlik etmiş olup ayetIerde kastedilen manayı başkalarından daha iyi bilmektedir. Bu ayetin "Hayır, vallahi", "Bilakis vallahi" gibi söiler hakkında nazil olduğunu belirtmiştir.

 

Ebu Hanife ve arkadaşları ise lağiv yeminini, kişinin doğru sandığı bir konuda yemin edip daha sonra bu durumun aksinin ortaya çıkması olarak tarif etmiş ve geçmişle ilgili olduğunu söylemişlerdir. Lağiv yemininin gelecekle ilgili olduğu da söylenmiştir. Kişi doğru zannederek bir şey hakkında yemin eder' ancak daha sonra yeminin aksi gerçekleşir. Rebia, Malik, Mekhul, el-Evzaı, Leys de aynı görüşü benimsemişlerdir. Ahmed İbn Hanbel'den bu konuda iki görüş naklediimiştir. İbnu'l-Münzir ve bir başkası İbn Ömer, İbn Abbas ve diğer bazı sahabilerden, Kasım, Ata, Şa'bi, Tavus, Hasan-ı Basri'den Hz. Aişe radıyallahu an ha hadisinde delalet edileni nakletmiştir. Ebu Kılabe 'hayır vaııahi, bilakis vaııahi' benzeri lafızların Araplar arasında çokça kuııanıldığını, bu lafızlarla yemin kastedilmediğini, bunların birer bağlaç işlevi gördüğünü belirtmiştir.