باب: الختان
بعد الكبر
ونتف الإبط.
51. BÜYÜDÜKTEN SONRA SÜNNET OLMAK VE KOLTUK ALTLARıNıN KıLLARıNı
VOLMAK
حدثنا يحيى
بن قزعة:
حدثنا
إبراهيم بن
سعد، عن ابن
شهاب، عن سعيد
بن المسيَّب،
عن أبي هريرة
رضي الله عنه،
عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال:
(الفطرة خمس:
الختان،
والاستحداد،
ونتف الإبط،
وقص الشارب، وتقليم
الأظفار).
[-6297-] Ebu Hureyre r.a.'dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"Fıtrat(ın gereği olan hasletler) beştir: Sünnet olmak, avret
yerlerini tıraş etmek, koltuk altı kıllarını yolmak, bıyıkları kesmek ve
tırnakları kesmek."
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا شعيب
بن أبي حمزة: حدثنا
أبو الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
(اختتن إبراهيم
بعد ثمانين
سنة، واختتن
بالقدوم). مخففة.
قال أبو عبد
الله: حدثنا
قتيبة: حدثنا
المغيرة، عن
أبي الزناد
وقال: بالقدوم.
[-6298-] Ebu Hureyre'den rivayete göre; "Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
İbrahim aleyhisselam seksen yıl sonra sünnet oldu ve o el-Kadum
denilen yerde sünnet oldu."
حدثنا محمد
بن عبد
الرحيم:
أخبرنا عباد
بن موسى:
حدثنا
إسماعيل بن
جعفر، عن
إسرائيل، عن
أبي إسحق، عن
سعيد بن جبير
قال:
سئل
ابن عباس: مثل
من أنت حين
قبض النبي صلى
الله عليه
وسلم؟ قال:
أنا يومئذ
مختون، قال:
وكانوا لا
يختنون الرجل
حتى يدرك.
[-6299-] Said İbn Cubeyr'den dedi ki: "İbn Abbas'a:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ruhu kabzedildiğinde yaşça kimin gibi idin,
diye soruldu. O:
O gün ben sünnet edilmiştim. O vakit insanlar adamı buluğ çağına
yetişinceye kadar sünnet ettirmezlerdL"
Bu hadis 6300 numara ile degeçiyor.
وقال ابن
إدريس، عن
أبيه، عن أبي
إسحق، عن سعيد
بن جبير، عن
ابن عباس: قبض
النبي صلى
الله عليه
وسلم وأنا
ختين.
[-6300-] İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in ruhu kabzedildiğinde ben sünnet edilmiştim" demiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Büyüdükten sonra sünnet olmak." el-Kermanı dedi ki:
Bu başlığın İzin isteme bölümü ile ilişkisi, sünnet olmanın çoğunlukla evlerde
toplanıp bir araya gelmeyi gerektirmesi cihetiyledir.
"Fıtrat (gereği hasletler) beştir." Buna dair
açıklamalar Libas (giyim) bölümünün sonlarında (5889 nolu hadiste) geçmiş
bulunmaktadır.
Sünnet olmanın hükmü de aynı şekilde geçti. İbn Battal sünnet olmanın
vacip olmayışına Selman'ın Müslüman olduktan sonra sünnet olmasının
emredilmemiş olmasını delil göstermiştir. Ancak sünnet olmayı bir mazeret
sebebiyle terk etmiş olma ihtimali yahut onun Müslüman olmasının sünnet olmanın
vücubundan önce olması ya da önceden beri sünnetli olmuş olması ihtimali
bulunduğu belirtilerek ona itiraz edilmiştir. Diğer taraftan onun sünnet
edildiğinin nakledilmemiş olması, sünnet olmamış olmasını gerektirmez. Esasen
bu hususta başkasına (sünnet olması için) emir verilmiş olduğu da sabittir.
İkinci hadiste "İbrahim aleyhisselam seksen yaşından sonra
sünnet oldu" denilmektedir. Buna dair açıklamalar ve sünnet olduğu vakit
kaç yaşında olduğu ile ilgili görüş ayrılıkları, onun ömrünün kaç yılalduğu ile
ilgili açıklamalar İbrahim aleyhisselaın ile ilgili başlıkta sözü geçen hadis
şerh edilirken (3356 nolu hadiste) geçmiş bulunmaktadır.
el-Mühelleb dedi ki: İbrahim aleyhisseli,m'ın seksen yaşından
sonra sünnet olması bizim de onun gibi yapmamızı gerektirmez. Çünkü insanlar
çoğunlukla seksen yaşına varmadan ölmektedirler. O yüce Allah kendisine bunu
vahyedip C emrettiği zaman sünnet olmuştur. Ayrıca akıl ve düşünme, cimada
kullanılması j için organa ihtiyaç duyulacağı zamana yakın sünnet olmayı ancak
gerekli görmektedir. Nitekim İbn Abbas da: "Onlar birisini ergenlik yaşına
yaklaşmadıkça sÜnnet ettirmezlerdi" demiştir. Sonra da: Küçük yaşta sünnet
olmak, çocuk için
işin kolaylaştırılması içindir. Çünkü o yaşta çocuğun organı
zayıftır ve anlayışı
da azdır.
Derim ki: İbrahim aleyhisselaın ile ilgili olay, herhangi bir
engel dolayısıyla sözü geçen yaşa kadar geciktirilecek olsa dahi sünnet olmanın
meşruiyetine delil gösterilmiştir. Bu halde bile bu sünnetin yerine getirilme
isteği kalkmaz. Nitekim Buhari de başlıkta buna işaret etmiş bulunmaktadır.
Yoksa maksat, sünnet dolayısıyla zorlukla karşılaşmanın söz konusu olacağı
ileri yaşa kadar geciktirilmesinin meşru olduğunu söylemek değildir.
el-Mühelleb'in aklı bakımdan sözünü ettiği gerekçe ise tartışılır. Çünkü sünnet
olmanın hikmeti cima ile ilgili hususların tamamlanmasından ibaret değildir.
Aksine sünnet olmama halinde sidik artıklarının kesilmesi gereken et parçacığı
içerisinde kalmasından korkulmasıdır. Özellikle küçük abdestten sonra taş ile
istinca yapan kimsenin sidiğinin akmayacağından ve bunun sonucunda elbisenin ya
da bedenin necis olmayacağından emin olunamaz. Bundan dolayı küçük çocuğun
namaz kılmakla emr olunacağı yaşa erişmesi, sünnet ile o et parçacığının
kesilmesi için en güzel vakittir. Ben daha önce sünnet olmanın meşru olduğu
vakit ile ilgili görüş ayrılıklarını açıklamış bulunuyorum.
"Ve el-Kadum denilen yerde sünnet oldu." Buhari bu
rivayette "el-Kadum" lafzının dal harfinin şeddesiz olduğuna işaret
ettikten sonra, bir başka rivayet yoluyla bu harfin şeddeli olduğuna işaret
etmiş ve "burası bir yer adıdır" fazlalığını eklemiştir. Buna dair
gerekli açıklamaları da Enbiya ile ilgili hadisler bölümünde İbrahim
aleyhisselam ile ilgili başlıkta sözü geçen hadisin şerhinde açıklamış bulunuyorum.
el-Mühelleb dedi ki: Dal harfi şeddesiz olarak
"el-Kadum" alet adıdır (keser aleti), şeddeli ise yer adıdır.
(Devamla) der ki: İbrahim aleyhisselam hakkında her ikisinin söz konusu olması
da mümkündür. Yani alet olarak keser ile ve bu adı taşıyan yerde sünnet
olmuştur.
Derim ki: Ben bunlardan hangisinin tercihe değer olduğunu da
belirttiği m yerde açıklamış bulunuyorum.
el-Cevzaki'nin, el-Müttefak adlıeserinde sahih bir senedie
Abdurrezzak'tan: el-Kadum bir karye (kasaba) adıır, dediğini nakıetse.dir.
Ebu'l-Abbas .esSerrac da Tarih'inde Ubeydullah ıbn Said'den, o yi hya ıbn
Said'den, o ıbn AdEm'dan, o babasından, o Ebu Hureyre'den Peygam e merfu
olarak: "İbrahim, el-Kadum'da sünnet oldu" rivayetini kaydetmiştir.
Ubeydullah dedi ki: Ben Yahya'ya: Kadum nedir, diye sordum. O, baltadır, dedi.
el-Kemal İbnu'l-Adim:
Çoğunluk İbrahim aleyhisselam'ın kendisi ile sünnet olduğu
kadum'un bildiğimiz alet olduğu görüşündedir, demektedir.
"O sırada ben sünnet edilmiştim." Yani sünnetinin
gerçekleşmiş olduğunu anlatmaktadır. "Onlar adamı buluğ yaşına
yaklaşıncaya kadar sünnet etmezlerdi." Aklı erip ergenlik yaşına
yaklaşıncaya kadar demektir.