DEVAM: 6- Maide
suresinden tefsir edilen ayetler.
حدثنا
بندار حدثنا
عبد الرحمن بن
مهدي حدثنا سفيان
عن علي بن
بذيمة عن أبي
عبيدة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إن بني
إسرائيل لما
وقع فيهم
النقص كان الرجل
يرى أخاه على
الذنب فينهاه
عنه فإذا كان
الغد لم يمنعه
ما رأى منه أن
يكون أكيله
وشريبه
وخليطه فضرب
الله قلوب
بعضهم ببعض
ونزل فيهم
القرآن فقال {
لعن الذين
كفروا من بني
إسرائيل على
لسان داود
وعيسى بن مريم
ذلك بما عصوا
وكانوا
يعتدون }
فقرأ حتى بلغ
{ ولو كانوا
يؤمنون بالله
والنبي وما
أنزل إليه ما اتخذوهم
أولياء ولكن
كثيرا منهم
فاسقون }
قال وكان نبي
الله صلى الله
عليه وسلم متكئا
فجلس فقال لا
حتى تأخذوا
على يدي الظالم
فتأطروه على
الحق أطرا
Ebû Ubeyde (r.a.)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İsrail oğulları arasında
dini konularda bir eksiklik ortaya çıkınca içlerinden biri kardeşinin günaha
düştüğünü görür ve onu günahından sakındırırdı. Fakat ertesi gün o işi işlemeye
devam etmesine rağmen, o sakındıran kimse onunla oturur yer içer ve birlikte
olurdu. Allah’ta böylece bunların kalplerini birbirine benzetti ve Maide sûresi
78. ayeti nazil oldu: “Allah’tan gelen
gerçekleri örtbas etmeye şartlanmış olan şu İsrailoğullarından bir kısmı, zaten
Dâvûd’un ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan
etmeleri, hak ve adalet sınırlarını aşmalarındandır.”
“Onlar birbirlerini
işledikleri kötülüklerden vazgeçirmeye çalışmadılar. Yaptıkları şey gerçekten
ne kötü idi.”
“Ve şimdi onlardan bir
çoğunun, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerle dost olduklarını
görebilirsin. Benliklerinin onlar için önceden hazırladığı şey ne kadar kötüdür
ki, Allah onlara gazâb etmiştir ve onlar azâbta ebedi kalacaklardır.”
“Eğer onlar, Allah’a
ve kendilerine gönderilen Nebie ve O’na indirilen herşeye gerçekten
inansalardı, bu Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenleri dost edinmezlerdi.
Ama onların çoğu ilahi yol ve sınırları aşmış olanlardır.”
Ebû Ubeyde dedi ki: Nebi
(s.a.v) yaslanmış iken doğruldu ve şöyle buyurdu: “Hayır! Hayır! Siz de zâlime
zulmünden el çektirmedikçe size de kurtuluş yoktur.”
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, Melahım; İbn Mâce, Fiten
حدثنا
بندار حدثنا
أبو داود
الطيالسي
وأملاه علي
حدثنا محمد بن
مسلم بن أبي
الوضاح عن علي
بن بذيمة عن
أبي عبيدة عن
عبد الله عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم مثله
Bündar, Ebû Dâvûd et
Tayalisi vasıtasıyla -Dâvûd bana bu hadisi yazdırdı demiştir- Muhammed b.
Müslim b. Ebi’l Vaddah’tan, Ali b. Bezîme’den, Ebû Ubeyde’den ve Abdullah b.
Mes’ûd’tan bir benzerini rivâyet etmişlerdir.