DEVAM: 63- İBN SA'AD
(İBN SEYYAD) KİMDİR?
حدثنا عبد
الله بن
معاوية
الجمحي حدثنا
حماد بن سلمة
عن علي بن زيد
عن عبد الرحمن
بن أبي بكرة
عن أبيه قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يمكث أبو
الدجال وأمه
ثلاثين عاما لا
يولد لهما ولد
ثم يولد لهما
غلام أعور أضر
شيء وأقله
منفعة تنام
عيناه ولا
ينام قلبه ثم
نعت لنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أبويه فقال
أبوه طوال ضرب
اللحم كأن
أنفه منقار
وأمه فرصاخيه
طويلة اليدين
فقال أبو بكرة
فسمعنا بمولود
في اليهود
بالمدينة
فذهبت أنا والزبير
بن العوام حتى
دخلنا على
أبويه فإذا
نعت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فيهما
فقلنا هل لكما
ولد فقالا
مكثنا ثلاثين
عاما لا يولد
لنا ولد ثم
ولد لنا غلام
أضر شيء وأقله
منفعة تنام
عيناه ولا
ينام قلبه قال
فخرجنا من
عندهما فإذا
هو منجدل في
الشمس في
قطيفة له وله
همهمة فتكشف
عن رأسه فقال
ما قلتما قلنا
وهل سمعت ما
قلنا قال نعم
تنام عيناي
ولا ينام قلبي
Ebû Bekre (r.a.)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Deccâl’ın anne ve
babası otuz yıl beraber olacaklar fakat çocukları olmayacak sonra onların tek
gözlü bir erkek çocukları dünyaya gelecektir ki bu çocuk zararı çok faydası az
olan bir çocuktur gözleri uyuyacak ve kalbi uyumayacaktır. Sonra Rasûlullah
(s.a.v.), onun anne ve babasını bize tanıtmak üzere şöyle buyurdu:
Babası uzun boylu olup
eti sıkıdır. Burnu kuşun gagasına benzer. Annesi ise tombul olup elleri de
uzundur. Ebû Bekre dedi ki:
Medîne’de Yahudilerden
doğan bir çocuk işittim ben ve Zübeyr b. Avvam gittik anne ve babasının yanına
vardık birde ne görelim! Rasûlullah (s.a.v.)’in tarif ettiği şeyleri onlarda
gördük onlara sizin başka çocuğunuz var mı? dedik. Dediler ki otuz sene
bekledik çocuğumuz olmadı sonra bir oğlumuz oldu ki çok zararlı ve faydasız bir
şeydir. Gözleri uyur kalbi uyumaz. Ebû Bekre şöyle devam etti: Onların yanından
çıktık o çocuğu bir kadife üzerinde güneşe uzanmış durumda gördük bir şeyler
mırıldanıyordu hemen başını açtı ve anneme ve babama ne dediniz? Diye sordu.
Bizde ne dediğimizi işittin mi? dedik. O da “Evet” dedi; Gözlerim uyur kalbim
uyumaz.”
Diğer tahric: Müsned:
19522
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
غريب لا نعرفه
إلا من حديث
حماد بن سلمة
Tirmizî: Bu hadis
hasen garib olup Hammad b. Seleme’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.