UMDETU’L AHKAM |
CİHAD |
ATLARI YARIŞTIRMAK VE ONLARA İDMAN YAPTIRMAK |
4820-9511- Bize Yahya b.
Yahya et-Temımı tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum. O İbn
Ömer'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) eğitilmiş atlar ile el-Hafya
denilen yerden yarış yaptırdI. Bu yarışın bitiş yeri Seniyyetü'l-Veda idi. Aynı
şekilde eğitilmemiş atlar arasında da seniyeden Züraykoğulları mescidine kadar
yarış yaptırdI. İbn Ömer de bunlar ile yarış yapanlar arasında idi.
Açıklama:
Bu babta, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in antrenmanlı atlar ile antrenman yaptırılmamış
atlar arasında yarış yaptırması söz konusu edilmektedir. Bu hadisten at
yarışının caiz olduğu ve atların antrenman ile eğitilmesinin caiz olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Bu husustaki maslahat dolayısı ile bunlar icma ile kabul
edilmiş hususlardır. Atların eğitilip antrenman yaptırmak ve koşmaya
alıştırılıp bunun için hazırlanmaları ise, savaşta hücum ederken ve geri
çekilirken ihtiyaç halinde onlardan yararlanmak içindir. iIim adamları at
yarışının mübah mı müstehab mı olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Mezheb
alimlerimizin kabul ettikleri görüşe göre sözünü ettiğimiz husus sebebi ile
müstehaptır. İlim adamları herhangi bir ivaz (ödül) olmaksızın güçlü
olanlarının güçsüz olanları ile hızlı koşanların koşamayanları arasında yarış
yaptırmak -bunlarla üçüncü bir yarışçı olsun ya da olmasın farketmemek üzere-
caiz olduğunu icma ile kabul etmişlerdir.
Bir ödül karşılığında
yarış ise icma ile caizdir ancak bu ödülün yarışanlardan başkaları tarafından
konulması yahut da ikisi tarafından ortaklaşa konulup aralarında muhallil
denilen üçüncü kişinin olması şarttır. Muhallil ise her ikisinin atına denk bir
at üzerindeki üçüncü bir atlıdır. Muhallil ise kendisinden herhangi bir şey
çıkarıp koymaz. Böylelikle bu akit, kumar şeklinin dışına çıkar. Bu hadis-i
şerifte yarışta ödül söz konusu edilmemektedir.
"İdman
yaptırılmış adarla yarış yaptırdı." (Dat harfi ile) admara ve dammara atın
yemini bir süre azaltarak kapalı bir yere konulması ve terleyip terinin
kuruması için üzerlerine çul ve semer konulması, böylelikle de etinin kuruyup
koşacak gücü elde etmesi işlemidir.
"Hafya'dan
Seniyyetü'l-Veda'ya kadar." Hafya, noktasız ha, sakin fe ile ve sonu med
ve kasr ile söylenir. Bu iki söyleyişi Kadı Iyaz ve başkaları nakletmiş olmakla
birlikte kasr söyleyişi daha meşhurdur. Ha harfinin fethalı okunacağında da
görüş ayrılığı yoktur. el-Metali sahibi dedi ki: Kimisi ha harfini ötreli
olarak zaptetmiş ise de bu bir hatadır. el-Hazimı de el-Mu'telif adlı eserinde
şunları söylemektedir: Yine buranın ismi fe harfinden önce ye harfi getirilmek
sureti ile "el-hayfa" diye de söylenir. Ama hadis kitaplarında ve
başka kaynaklarda tanınan meşhur söyleyiş "hafya"dır. Süfyan b.
Uyeyne dedi ki: Seniyyetü'l-Veda ile Hafya arasında beş ya da altı mil vardır.
Musa b. Ukbe ise altı yahut yedi mil demiştir. Seniyyetü'l-Veda ise Medine'ye
yakın bir yerdedir. Ona bu adın (Vedalaşma Tepesi) veriliş sebebi Medine'den
çıkıp gidecek olan ile birlikte onu uğurlayanların oraya kadar çıkmaları idi.
"Züreykoğulları
mescidi" Zureyk isminde ze harfi öncedir. Bunda filanın mescidi ve filan
oğulları mescidi demenin caiz oluşuna delil vardır. Buharı de bu hadise böyle
bir başlık açmıştır. Böyle bir izafet ise tanıtmak içindir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
BÜLUĞA ERME
YAŞlNIN BEYANI BABI