UMDETU’L

AHKAM

CİHAD

 

ALLAH YOLUNDA SABAH VE ÖĞLEDEN SONRA SEFERE ÇIKMANIN FAZİLETİ BABI

 

4854-115/5- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, İshak b. İbrahim ve Zuheyr b. Harb -lafız Ebu Bekir ve İshak'a ait olmak üzere- de tahdis etti. İshak: Bize elMukri', Abdullah b. Yezid, Said b. Ebu Eyyub'dan haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti dedi. (Said dedi ki) Bana Şurahbıl b. Şerik el-Meafiri, Ebu Abdurrahman el-Hubuli'den şöyle dediğini tahdis etti: Ebu Eyyub'u şöyle derken dinledim: Rasulullah (s.a.v.): ''Allah yolunda sabah yahut öğleden sonra bir gidiş, üzerinde güneşin doğup battığı her şeyden hayırlıdır" buyurdu.

 

 

4850-112/1- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti ... Enes b. Malik dedi ki: Rasulullah (s.a.v.)'den: ''Allah yolunda sabahleyin bir gidiş yahut öğleden sonra bir gidiş dünyadan ve içindekilerden şüphesiz hayırlıdır" buyurdu.

 

Açıklama:

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: ''Allah yolunda sabahleyin ya da öğleden sonra bir gidiş dünyadan ve içindekilerden hayırlıdır" buyruğunda geçen gayn harfi fethalı olarak "gadve" günün ilk vakitlerinden itibaren zevale kadar olan zamanda bir çıkış anlamındadır. Ravha ise zevalden günün sonuna kadar gidişi demektir. Buradaki "ev: veya" taksim içindir şüphe ifade etmiyor. Yani sabah gidiş de de bu sevap elde edilir, öğleden sonra gidişde de aynı şekilde bu sevap kazanılır. Zahirinden anlaşıldığı üzere böyle bir sevap, kendi şehrinden sabah ya da öğleden sonra gidişe mahsus değildir. Aksine bu sevap, gazaya gitmek üzere her sabah ya da öğleden sonra çıkış ile elde edilir. Aynı şekilde savaş yerinde sabah ve öğleden sonra çıkışın hükmü de böyledir. Çünkü bunların hepsine Allah yolunda sabah ve öğleden sonra çıkış adı verilir.

 

Bu hadisin anlamına gelince; Allah yolunda sabah ve öğleden sonra çıkmanın fazileti ve sevabı bir insanın tümüne Malik olması ve tamamı ile onun nimetinden yararlanması tasavvur olunması halinde dünyanın bütün nimetlerinden daha hayırlıdır. Çünkü dünya nimetleri geçicidir, ahiret nimetleri ise kalıcıdır. Kadı Iyaz dedi ki: Bu hadisin ve buna benzer ahiretin durumları ve sevabının dünyanın durumlarına benzetilerek dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlı olduğunun temsili ifade edilmesi, bir kimse dünyaya ve dünya içindekilere Malik olup, ahiret ile ilgili hususlarda infak etmesi hali ile alakalıdır. Bu açıklamayı yapan kişi buradaki temsili ifade mutlak olarak Zahirinden anlaşıldığı gibi kalıcı olanın fani olana benzetilmesi demek değildir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

KATiLiN MAKTULÜN SELEBİNİ HAK ETMESİ BABi