UMDETU’L

AHKAM

ALIŞVERİŞ

 

DİN KARDEŞİNİN TALİB OLDUĞUNA -KENDİSİNE İZİN VERMEDİKÇE YAHUT VAZGEÇMEDİKÇE- TALİB OLMANIN HARAM KILINDIĞI BABI

 

3445-52/2- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti ... Said b. el-Müseyyeb'in tahdis ettiğine göre Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (s.a.v.): "Pazarlzk yaparak alzşverişi kızıştırmayın. Kişi kardeşinin alzşverişi üzerine alışveriş yapmasın. Şehirli bir kimse köylü kimse adına satış yapmasın. Kişi kardeşinin talib olduğu kimseye (o vazgeçmeden) talib olmasın. Kadın da onun kabında bulunanları boşaltmak için bir başka kadının (kocası tarafından) boşanmasını da istemesin" buyurdu. 

 

Açıklama:

 

(3440) "Kişi kardeşinin alışverişi üzerine alışveriş yapmasın ... " diğer rivayette (3441): ''Adam, kardeşinin alışverişi üzerine alışveriş yapmasın ... " bir diğer rivayette (3449) "Mümin, mü'minin kardeşidir ... " buyurmaktadır.

 

Bu hadis-i şeritler bir kimsenin kardeşinin talib olduğu birisine talib olmanın haram kılındığı hususunda gayet açıktır. İlim adamlarının icma ettikleri üzere haram oluşu ilk talib olana kız tarafının açıkça olumlu cevap vermesi ve talib olanın da başkası tarafından talib olunması için izin vermemesi ve vazgeçmemesi halinde söz konusudur. Eğer bu durumda kardeşinin talib olduğuna kendisi de talib olup durum bu iken onunla evlenecek olursa günahkar olur, nikah ise sahih olup fesh edilmez. Bizim de cumhurun da görüşü budur. Davud ez-Zahiri ise nikah fesh olur demiştir.

 

Malik'den ise bu hususta belirttiğimiz iki görüş gibi iki ayrı rivayet gelmiştir.

 

Malik'in mezhebine mensup fukahadan bir topluluk ise duhulden önce nikah fesh edilir, ondan sonra ise edilmez demişlerdir. Şayet ilk talib olana üstü kapalı olumlu cevap verilmiş olmakla birlikte bu açıkça bildirilmemiş ise onun talib olduğuna talib olmanın haram olup olmadığı hususunda Şafii'nin iki görüşü vardır, sahih olan görüşüne göre haram değildir. Kimi Maliki alimi: Koca adayını kabul etmedikleri ve mehir tayin edilmediği sürece haram olmaz demişler ve naklettiğimiz görüşlerine haram kılmak ancak ona olumlu cevap verilmiş olması halinde sahih olur diyerek Kays kızı Fatıma ile ilgili hadisi delil göstermişlerdir. Buna göre Fatıma şöyle demiştir: Ebu Cehm ile Muaviye bana talib oldu.

 

Nebi (s.a.v.) ise onların birbirleri üstüne (arka arkaya) talib olmalarına karşı çıkmadığı gibi kendisi onu Üsame'ye istedi. Bu delile itiraz edilerek şöyle denilebilir: Muhtemelen ikincisi birincisinin talib olduğunu bilmiyordu. Nebi (s.a.v.) ise Üsame'ye işarette bulunmuştur. Yoksa Üsame adına ona talib olmamıştır. Diğer taraftan ittifakla kabul ettiklerine göre eğer bir kimse talib olduğunu bırakıp vazgeçecek olup başkasının talib olmasına izin verecek olursa artık onun talib oluşundan sonra talib olmak caizdir. Bu hadis-i şerifle de bunu açıkça ifade etmiş olmaktadır.

 

"Kardeşinin talib olduğuna talib olması" Hattabı ve başkaları dedi ki: Bu ifadenin zahirinden anlaşıldığı üzere haramlık talib olanın müslüman olması halinde söz konusudur. Eğer talib olan kişi kafirse haram oluş söz konusu değildir. Evzai de böyle demiştir. İlim adamlarının çoğunluğu ise şöyle demektedir: Kafirin talib olduğuna da talib olmak aynı şekilde haramdır. Ayrıca bu kanaat sahipleri hadise bu hadiste "kardeşi" kaydının söz konusu edilmesinin çoğunlukla görülen durum dolayısıyla kullanıldığını bundan dolayı da kendisi ile amel etmeyi gerektirecek bir mefhumu olmadığını söyleyip cevap verebilirler. Nitekim yüce Allah'ın: "Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin" (En'am, 151) buyruğu ile yüce Allah'ın: "Himayenizde bulunan hanımlarınızzn (başka kocadan) kız çocukları da ... " (Nisa, 32) buyruğu ve benzerlerinde de olduğu gibi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

FAİZ VE SARF / SARF VE PEŞİN OLARAK ALTININ GÜMÜŞ İLE SATILMASI BABI