UMDETU’L AHKAM |
ALIŞVERİŞ |
DEVEYİ SATIP ONA BİNMEYİ İSTİSNA ETMEK BABI |
4074-109/1- Bize
Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis
etti, bize babam tahdis etti, bize Zekeriyya, Amir'den tahdis etti,
bana Cabir b. Abdullah'ın tahdis
ettiğine göre oldukça bitkin düşmüş, kendisine ait bir devesi üzerinde
gidiyordu. Bu sebeple onu başı boş bırakmak istemişti. Derken Nebi (s.a.v.)
bana yetişti, bana dua etti ve deveye vurdu. Bu sefer daha önce benzeri yol
almadığı bir şekilde yürümeye başladı. Allah Rasulü:
"Bunu bana bir ukiyyeye sat" buyurdu. Ben:
Hayır, dedim. Sonra: "Onu bana sat" buyurdu. Ben de onu kendisine bir
ukiyyeye sattım ve üzerindeki yükü ailemin yanına
kadar taşıyıp götürmesini istisna ettim. Evime varınca deveyi alıp ona götürdüm.
Bana bedelini nakit olarak ödedi. Sonra geri döndüm. Arkamdan birisini gönderdi
ve: "Senin kanaatine göre senin deveni satın almak için mi seninle
pazarlık etmiştim? Deveni de paranı da al. O senindir" buyurdu.
Açıklama:
Bu babta
Cabir (radıyallahu anh)'ın hadisi yer almaktadır. Bu
meşhur bir hadisdir. Ahmed
ve ona uygun kanaat belirtenler bineği satıcının kendi lehine ona binmeyi şart
koşmakla birlikte satmanın caiz olduğuna delil göstermişlerdir. Malik, dedi ki:
Eğer binilecek mesafe yakın ise bu caizdir. Böylelikle o bu hadisi. bu gibi
durum için yorumlamıştır.
Şafii, Ebu Hanife ve başkaları ise
mesafe ister az ister çok olsun böyle bir şar: caiz değildir ve bu durumda
satış akdi gerçekleşmez demişlerdir. Bu görüşlerine de satışta istisna yapmanın
yasak olduğuna dair hadis ile bir şartla birlikte satışı yasaklayan diğer
hadisi delil göstermişlerdir. Cabir'in bu hadisi ile
ilgili olarak da şu cevabı vermişlerdir: Bu muayyen bir olayalup,
bunun hakkında çeşitli ihtimaller söz konusu olabilir. Çünkü Nebi (s.a.v.)'in maksaru Cabir'e onun bedelini
ödemekti. Gerçek anlamda bir satış yapmak değildi. Yine onların açıklamalarına
göre burada koşulan şartın aynı akitte koşulmamış olma ihtimali vardır. Şart,
akdin kendisinde söz konusu olursa zarar verir. Belki de şart daha önceden
koşulmuş olmakla birlikte rivayet edilmemiş, sonra da Nebi (s.a.v.) deveye
binmesini bağışlamış olabilir.
"Onu bana bir ukiyyeye sat." Burada ukiyye
lafzı nüshalarda vav harfi ile "vukiyye" şeklinde yazılmıştır. Bu da doğru bir
söyleyiştir. Ukiyye de denilir ve bu söyleyiş daha
meşhurdur.
Hadiste bir mala sahip
olan kimse, o malını satışa arz etmese dahi satmasını istemekte bir sakınca
bulunmadığı hükmü anlaşılmaktadır.
"Senin görüşüne
göre ... pazarlık ettim." Dil bilginleri: "Mumakese:
pazarlık" bedelin eksiItilmesi hakkında konuşmak
demektir. Asıl anlamı eksiltmektir. Zalimin meksi
(eksiltmesi) tabiri de buradan gelmektedir. Bu ise zalimin insanların mallarını
eksiltip, mallarından aldığı şeyler demektir.
"Deveyi ona bir ukiyyeye sattım." bir rivayette "beş ukiyyeye sattım ve fazladan bana bir ukiyye
verdi." Bazı rivayetlerde "iki ukiyye ve
bir ya da iki dirheme" bazılarında "bir ukiyye altın" bazılarında "dört dinara
sattım" denilmektedir. Yine Buharı'de rivayetler
arasındaki ihtilafı zikretmiş ve ayrıca "sekizyüz
dirhem" bir diğer rivayette "yirmi dinar" bir başka rivayette:
"zannederim dört ukiyye" rivayetlerini de
eklemektedir. Buharı, dedi ki: Şa'bi'nin bir ukiyyeye sattım rivayeti daha çoktur.
Kadı İyaz, dedi ki: Bir ukiyye altının
miktarı bellidir. Gümüş ukiyyenin miktarı ise kırk
dirhemdir. Bu rivayetlerin farklılığının sebebi, ravilerin
hadisi mana ile rivayet etmeleridir. Böyle bir rivayette caizdir. Buna göre
altın ukiyyeden kasıt, Salim b. Ebu'l-Ca'd'in Cabir'den diye naklettiği
rivayette açıkladığı şekildedir. Mutlak olarak (altın kaydı zikredilmeksizin)
rivayeti nakledenlerin rivayeti de ona göre yorumlanır. Beş ukiyye
diye gelen rivayette kastedilen ise beş gümüş ukiyyedir.
Bu da o zaman için bir ukiyye altının değeri idi.
Böylelikle akdin gerçekleştiği bedelolan altın ukiyye ile ödemenin gerçekleştiği gümüş ukiyyelerin
miktarı haber verilmiş olmaktadır. Bunun neticesinde de hükümde bir değişiklik
olmaz. Bütün bunların Cabir (radıyallahu
anh)'ın "bana fazlasını
verip durdu" dediği gibi ona verdiği bir fazlalık olma ihtimali de vardır.
Dört dinar şeklindeki rivayete gelince o da uygundur. Çünkü o zamanın bir ukiyye altınının dört dinar ağırlığında olma ihtimali
vardır. İki ukiyye rivayetine gelince bir ukiyyenin fiilen yapılan satışın bedeli olması diğerinin
ise "bana fazladan bir ukiyye de verdi"
dediği gibi fazladan verilen bir miktar olması ihtimali vardır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: