UMDETU’L

AHKAM

ALIŞVERİŞ

 

ARAYA SATIŞI DIŞINDA TAZE HURMANIN KURU HURMA İLE SATILMASININ HARAM KILINDIĞI BABI

 

3856-60/2- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum, o İbn Ömer'den, o Zeyd b. Sabifden rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) ariye sahibine tahminen ondan çıkacak kuru hurma mukabilinde satılmasına ruhsat verdi.

 

 

3857-61/3- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Süleyman b. Bilal, Yahya b. Said'den haber verdi, bana Nafi'in haber verdiğine göre o Abdullah b. Ömer'i şu hadisi naklederken dinlemiştir: Zeyd b. Sabit'in kendisine tahdis ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) bir ev halkının kuru hurma miktarı tahmini ile taze hurma yemek üzere ariye satışına ruhsat vermiştir.

 

Açıklama:

 

Bu babta İbn Ömer (r.anhuma)'nın (3855) "Rasuluilah (s.a.v.) kuru hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı ama araya satışına ruhsat verdi." bir rivayetinde ariye satışında taze hurma ve kuru hurma karşılığında ruhsat verdi ama bundan başkasına ruhsat vermedi." bir rivayette (3856) "Ariye sahibine tahminen vereceği kuru hurma karşılığında satmasına ruhsat verdi." Şeklindeki hadisler yer almaktadır. Babtaki diğer rivayetler de bu manadadır.

 

Bu hadislerde muhakele, muzabene ve arazinin kiraya verilmesi de söz konusu edilmektedir.

 

Bu babtaki lafızlara gelince: "Taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını" bir diğer rivayette ise "Taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmayın" denilmektedir. Her iki rivayette de birinci lafız (semer: taze hurma) olup üç noktalı peltek se iledir. İkincisi ise iki noktalı te ile olup "temr: kuru hurma" dır. Yani taze hurmayı kuru hurma ile satmayın. Yoksa kasıt (semerin asıl anlamı olan) bütün meyveler değildir. Çünkü sair meyvelerin te mr (kuru hurma) karşılığında satılmaları caizdir.

 

"Ariye satışında (mahsulü) kuru hurma olarak tahmin edilen miktarı ile satılmasına ruhsat verdi." Hars, harfi fethalı olarak da söylenir. (hırs şeklinde) kesreli olarak da söylenir, fethalı söyleyiş daha meşhurdur. Bu da mahsulü kuru hurma haline geldikden sonraki miktarı karşılığında satılması demektir. Bu kelimeyi fethalı söylersek mastar olur. Yani fiilin adı olur. Kesreli okuyanlara göre ise bu da tahmin edilen şeyin adı olur.

 

 

 

3869-71/15- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti. .. Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) beş vesk altında yahut da beş ve ski ik miktarda -şüphe eden Davud'dur, o beş ve sk yahut beş vesk'den daha az dedi- tahmini olarak araya satışına ruhsat verdi. (Malik) evet dedi. 

 

Açıklama:

 

"İbn Ebu Ahmed'in azadlısı Ebu Süfyan" Hakim dedi ki: Burada geçen Ebu Ahmed Ebu Süfyan adı bilinmeyen kimselerdendir. Ona Ebu Ahmed'in azadlısı denilir. İbn Ebu Ahmed ise Abdül Eşhel oğullarının azadlısıdır. Denildiğine göre o her şeyi ile adeta İbn Ebu Ahmed b. Cahş ile birlikte idi. Bundan dolayı vela olarak kendilerine nisbet edilmiştir. O Medine'li sika bir ravidir.

 

"Beş vesk" veskin çoğulu "evsuk" olarak gelir. Vesk'in vav harfi kesreli, visk diye de söylenir ise de fethalı (vesk) söyleyişi daha fasihtir. Yine çoğulu evsak ve vusuk olarak da gelir. el-Herevi dedi ki: Taşınan her şeye "vesk" denilir. Başkası ise: Vesk bir şeyi birbirine katmak demektir demiştir.

 

Veskin miktarı altmış sa' dır. Bir sa' beş tam bir bölü Bağdadi rıtıldır. Araya'nın tekili ise ye harfi şeddeli olarak "ariyye" olarak gelir. Matiyyenin çoğulu mataya, dahiyyenin çoğulunun dahaya gelmesi gibi. Kelime soyutlanmak demek olan "tearri" den türemiştir. Çünkü ariyye bağın diğer bahçelerinin hükmünden soyutlanmış (tearri etmiş)dir. el-Ezheri ve cumhur dedi ki: Ariyye falle anlamında "Faile" veznindedir. el-Herevi ve başkaları ise mefule anlamında falle veznindedir. Bir yere gidip oraya gidiş gelişini tekrarlamayı anlatmak üzere kullanılan 'ara-ya'ru fiilinden gelir. Çünkü ariye sahibi o şekildeki ağaçların yanına gidip gelir. Buna bu şekildeki ağaç sahibinin diğer hurma ağaçları arasında o ağaçtan tehalli ettiği (ayrı kaldığı) için bu ismin verildiği de söylenmiştir. Başka açıklamalar da yapılmıştır. Allah en iyi bilendir.

 

"Rasulullah (s.a.v.) taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı ve tahmini olarak (kuru hurma karşılığında) araya satışına ruhsat verdi." Bu hadiste taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılması haram kılınmaktadır. Bu da hadiste açıklandığı gibi müzabene diye bilinen alışveriştir.

 

Müzabene davalaşma ve birbirini itme, defetme demek olan "zebn" den türemiştir. İlim adamlarının ittifakı ile araya satışı dışında taze hurmayı kuru hurmaya mukabil satmanın haram ve bunun faiz olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Aynı şekilde taze üzümün kuru üzüm ile satılmasının da haram olduğunu, başağındaki buğdayın, katıksız buğday ile satılmasının da haram olduğunu icma ile kabul etmişlerdir. Bu ise tarla ve ekin yeri demek olan "hakl"den alınmıştır. İlim adamlarının çoğunluğuna göre taze hurmanın ve üzümün dalında olması ile koparılmış olması arasında bir fark yoktur. Ama Ebu Hanife der ki: Eğer dalından koparılmış ise misli ile kurusu ile satılması caiz olur.

 

Araya ise bir kimsenin bir kaç hurma ağacındaki yemişi tahmin ederek onun üzerindeki bu taze hurma kuruduğu taktirde ondan -mesela- üç ve sk kuru hurma gelir deyip sahibinin de bunu herhangi bir kimseye üç vesk kuru hurmaya satması ve mecliste her ikisinin de satın aldığını kabzetmesi, müşterinin kuru hurmayı teslim edip satıcının da kişiyi ağaçtan taze hurmayı toplamaya serbest bırakmak sureti ile taze hurmayı teslim etmesi ile gerçekleşir. Böyle bir alışveriş beş vesk'den aşağısında caiz, beş veskden fazlasında caiz değildir.

 

Fazlasız ve eksiksiz olarak tam olarak beş veskde caiz olup olmadığı hususunda Şafii'nin iki görüşü vardır. Daha sahih olanına göre caiz değildir. Çünkü aslolan kuru hurmanın taze hurma karşılığında satılmasının haram olduğudur. Araya satışı ise bir ruhsattır. Ravi de beş ve sk yahud daha aşağısında şüphe etmiştir. O halde kesin olanı almak icap eder. Bu da beş veskden daha aşağı miktardadır. Geriye tam beş veskin esasa uygun olarak haram olması kalmaktadır. Ama daha sahih olan bunun fakirler ve zenginler için caiz olduğudur ve meyve türünden taze hurma ve üzüm dışındakilerde caiz olmadığıdır. Bu hususta bunun fakirlere özel bir ruhsat olduğu şeklinde zayıf bir görüş ile bunun taze hurma ile üzüme özelolmadığına dair bir görüş de bulunmaktadır.

 

Ariye satışı ile ilgili Şafii mezhebinin tafsilatı bu şekildedir. Ahmed ve başkaları da böyle demişlerdir. Malik ve Ebu Hanife ise bunu başka şekilde açıklamışlardır. Ama hadislerin zahir ifadeleri onların bu açıklamalarını reddetmektedir.

 

(3855) "Ariyenin taze hurma yahut kuru hurma ile satışına ruhsat verdi. Bundan başkasına da ruhsat vermedi" ibaresinde de Mezheb alimlerimizin bu hususdaki görüşlerinden birisine delil vardır. Buna göre hurma dalındaki taze hurmanın yerde (toplanmış) taze hurma karşılığında satışı caizdir. Ama onların çoğunluğuna göre bu batıldır. Bu rivayeti de buradaki "ev: yahut" lafzını muhayyerlik ve mübahlık anlamında değil şüphe ve tereddüdden dolayı kullanıldığını söylerler.

Buna göre manası: Bu iki türden birisi karşılığında satılmasına ruhsat verdi.

 

Ama bu hususta ravi şüphe ettiğinden ötürü diğer rivayetlerin açıkça ifade ettikleri gibi "kuru hurma"nın kastedildiği şeklinde yorumlanır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

HURMANIN AŞILANDIKTAN SONRA SATILMASI - DALINDA MEYVE BULUNDUĞU HALDE HURMA AĞAÇLARINI SATAN KiMSE BABI