UMDETU’L AHKAM |
ALIŞVERİŞ |
KÖPEĞİN BEDELİNİN, KAHİNE VERİLEN ARMAĞANIN, FAHİŞENİN
ÜCRETİNİN HARAM OLDUĞU VE KEDİ SATMANIN YASAK OLDUĞU BABI |
3985-39/1- ...
RasuluIlah (s.a.v.) köpeğin satış bedelini, fahişenin ücretini, kahine verilen
armağanı yasakladı.
Açıklama:
(3985)
"RasuluIlah (s.a.v.) köpeğin satış bedelini, fahişenin ücretini, kahinin
armağanını yasakladı." diğer hadiste (3987) "En şerli kazanç fahişeye
ödenen ücret, köpeğin (satış) bedeli, hacamatçının kazancıdır" başka bir
rivayette (3988) "Köpeğin (satış) bedeli murdardır, fahişenin ücreti
murdardır, hacamatçının kazancı murdardır" diğer hadiste (3991) Cabir'e
köpeğin ve kedinin (satış) bedeli hakkında soru sordum. O: Nebi (s.a.v.) onu
yasakladı dedi."
Fahişe'nin mehri
(ücreti) zina eden kadının zina karşılığında aldığıdır. Buna "mehir"
denilmesi şeklen ona benzemesinden dolayıdır. Müslümanların icmaı ile bu
haramdır.
Hulvanü'l-kahin
(kahine verilen armağan), kahinliği karşılığında ona verilen şeylerdir. El-Herevi
ve başkaları dedi ki: Bunun aslı halavet (tatlılık)dan gelmektedir. Külfetsiz,
kolay bir şekilde herhangi bir meşakkat karşılığında olmaksızın aldığından
ötürü tatlı şeylere benzetiimiştir. Nitekim birisine tatlı yediren kişi bunu
anlatmak üzere "halevtuhu: ona tatlı yedirdim" der. Bal yedirmesi
halinde "aseltuhu: ona bal yedirdim" demek gibidir.
Ebu Ubeyd dedi ki:
Hulvan aynı zamanda bunun dışında başka şeyler hakkında da kullanılır. O da
babanın, kızının mehrini kendisi adına almasıdır. Bu ise kadınlar nazarında bir
ayıptır. Nitekim bir kadın kocasını meth ederken: "o kızlarımızın
hulvanını (mehrini) kendisi almaz" demektedir.
Mezheb alimlerimizden
Beğavi ile Kadı Iyaz dedi ki: Kahinin hulvanının (ona verilen ücretin,
armağanın) haram olduğu üzerinde Müslümanlar icma etmişlerdir. Çünkü bu esasen
haram olan bir işin bedeli olarak alınmaktadır. Diğer taraftan böyle bir şeyi
almak malı batıl bir yolla yemektir. Aynı şekilde ilim adamları şarkı söyleyen
kadının, şarkı karşılığında; ağıt yakan kadının da ağıdı karşılığında aldığı
ücretin haramlığını da icma ile kabul etmişlerdir.
Müslim'in Sahihi'nden
başka kaynaklarda sözü edilen "cariyelerin kazancının
yasaklanması"ndan kasıt ise zina ederek ve benzeri yollardan
kazandıklarıdır. Yoksa yün eğermek, dikmek ve benzeri kazançlar değildir.
Hattabı dedi ki:
Arrata verilen ücret ve bahşiş de aynı şekilde haramdır.
Kahin ile arrat
arasındaki fark da şudur: Kahin gelecek zamanda olacak şeyler ile ilgili
haberler verir. Sırları bildiğini de iddia eder. Arrat ise çalınan bir şeyi,
kaybedilen bir malın yerini ve benzeri hususları bildiğini iddia eden kimsedir.
Hattabı Meali Sünen adlı eserinin Buyu Kitabında bunu böylece açıklamıştır.
Daha sonra bu hususu kitabın sonlarında buradan daha geniş bir şekilde açıklayarak
şöyle söylemektedir: Kahin, gayb bilgisini bildiğini iddia ederek insanlara
olacak şeyleri haber veren kimsedir. Araplar arasında pek çok hususu
bildiklerini ileri süren kahinler vardır. Onların arasında cinlerden
arkadaşlarının olduğunu ve kendisine haberleri ulaştıran bir dişi cinin
(tabia)nın bulunduğunu ileri sürenler olduğu gibi kimileri de kendisine
verilmiş bir kavrayış ile işleri anlayıp idrak ettiğini iddia ederdi.
Aralarından bazılarına da arrat denilirdi. Bu ise ortaya çıkarılacak bazı
hususları, önceden meydana gelen bir takım mukaddimeleri bulundukları yerlere
delil görmek suretiyle bunları bildiğini iddia eden kişi demektir. Hırsızlıkta
çaldığı zannolunan kişiyi bilmesi, itham altında şüpheli bulunan bir kadının
kiminle itham edildiğini bilmesi ve buna benzer hususları bilmesi gibi.
Onlardan kimileri de müneccime de kahin derdi.
Kahinlerin yanına
gitmeyi yasaklayan hadis bütün bunlara gitmeyi yasaklamayı, onları tasdik etmeyi,
onların sözlerine müracaat etmeyi yasaklamayı da kapsamaktadır. Kimileri de
tabibe de kahin derdi. Bazen tabibe anaf dedikleri de olurdu. Fakat bu yasağın
kapsamına girmez. Hattabı'nin açıklamaları burada sona ermektedir.
Mezheb alimlerimizden
İmam Ebu Hasan el-Maverdı, el-Ahkamus Sultaniye adlı eserinin sonlarında
şunları söylemektedir: Hisbe görevlisi kahinlik yaparak, boş oyalayıcı işler ve
gösteriler yaparak kazanç sağlayanları engeller, bunun için bir şeyler vereni
de alanı da te'dib eder. Allah en iyi bilendir.
Köpeğin bedeli ve
bunun kazancın en şeriiSi olup murdar olmasına gelince: Bunlar köpeği satmanın
haram olduğuna ve bu satışın sahih olmadığına, alınan bedelin de helal
olmadığına, köpek ister eğitimli olsun, ister olmasın, ister barındırılması
caiz olan bir köpek olsun, ister öyle olmasın onu telef edenin değerini
ödemekle yükümlü olmadığına delildir.
İlim adamlarının büyük
çoğunluğu da bu görüştedir. Ebu Hureyre, Hasan-ı Basri, Rabia, Evzai, Hakem,
Hammad, Şafii, Ahmed, Davud, İbnu'l-Munzir ve başkaları böyle diyenler
arasındadır.
Ebu Hanife dedi ki:
Kendilerinden yararlanılan köpeklerin satışı sahihtir ve bu gibi köpekleri
telef edenlerin değerini ödemesi icap eder.
İbnu'l-Munzir, Cabir,
Ata ve Nehai'den yalnızca av köpeğini satmanın caiz olduğunu söylediklerini
nakletmektedir. Malik'den ise bu hususta çeşitli rivayetler gelmiştir. Birisine
göre köpeğin satışı caiz değildir fakat onu telef edenin kıymetini ödemesi
gerekir. İkinci görüşe göre satışı sahihtir ve değerini ödemesi icap eder.
Üçüncüsü ise sahih değildir ve onu telef edene değerini ödemek de icap etmez.
Cumhurun delili bu
hadisi şeriflerdir.
Av köpeği -bir
rivayette ava alıştırılmış köpek- dışında köpeğin bedelini yasaklayan manada
gelen hadislere Osman (radıyallahu anh)'ın öldürdüğü bir köpeğin bedeli olmak
üzere birisine yirmi deve tazminat ödettirdiği, Abdullah b. Amr b. el-As'ın
böyle bir köpeğin telef edilmesi halinde tazminat ödettirileceği şeklindeki
rivayetlere gelince: Hepsi hadis imamlarının ittifakı ile zayıftır. Ben bunları
Şerhul Muhezzeb'in satışı caiz olan şeyler babında açıklamış bulunuyorum.
Hacamatçının kazancına
ve bu kazancın murdar ve en şerli kazanç olmasına gelince: Bu da bunun haram
olduğunu söyleyenlerin görüşlerine bir delildir. İlim adamları hacamatçının
kazancı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Selef ve halefin çoğunluğu hacamatçının
kazancı haram değildir ve o kazancı yemek hür olana da köleye de haram değildir
demişlerdir. İmam Ahmed mezhebinin meşhur görüşü de budur. Ondan nakledilen bir
başka rivayet ise fakih muhaddislerin kabul ettiği görüş olup: Kahinin ücreti
hür kimseye haram, köleye değildir demiştir. Bu görüşlerine de bu hadisleri ve
benzerlerini dayanak almışlardır.
Cumhur İbn Abbas
(r.anhuma)'nın şu hadisini delil göstermişlerdir. Nebi (s.a.v.) hacamat
yaptırdı ve hacamatçıya ücretini de verdi. Cumhur der ki: Haram olsaydı ona
ücret vermezdi. Bunu da Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir. Yasak bildiren
hadisleri de tenzihi yasak olarak ve aşağılık kabul edilen yollardan kazanç sağlamaktan
kendisini uzak tutmak, üstün ahlaki değerlere ve yüksek işlere teşvik olarak
yorumlamışlardır. Çünkü haram olsaydı bu hususta hür ile köle arasında da fark
olmazdı. Çünkü bir kimsenin kölesine helal olmayan bir şey yedirmesi de caiz
değildir.
Kedinin bedelinin
yasaklanışına gelince: Bu da faydalı olmayan kediler hakkında yahut da tenzihi
manada bir yasak olarak yorumlanmıştır. Ta ki insanlar bu gibi şeyleri hibe
olarak ödünç olarak vermeye ve bu hususta hoş görülü davranmaya alışkanlık elde
etsin. Nitekim çoğunlukla görülen de budur. Eğer kedi fayda sağlayan bir hayvan
olup bunu satacak olursa satış sahih olur bedeli de helalolur.
Bu hem bizim
mezhebimizin hem de genellikle ilim adamlarının görüşüdür.
Ancak İbnu'l Munzir'in
Ebu Hureyre, Tavus, Mücahid ve Cabir b. Zeyd'den kediyi satmanın caiz
olmadığını rivayet etmektedir. Bunlar da bu hadisi delil göstermişlerdir.
Cumhur ise buna hadisin sözünü ettiğimiz şekle göre yorumlandığını söyleyerek
cevap vermişlerdir. İtimat olunan cevap budur. Hattabi'nin ve Ebu Ömer b.
Abdilberr'in zikrettiği bunu yasaklayan hadisin zayıf olduğunu söylemeye
gelince hadis dedikleri gibi değildir. Aksine hadis sahihtir. Bunu Müslim ve
başkaları rivayet etmiştir. İbnu'l Abdilberr'in bu hadisi Ebu Zubeyr'den,
Hammad b. Seleme'den başkası rivayet etmemiştir demesi de yine onun bir
hatasıdır. Çünkü Müslim bunu Sahihi'nde -gördüğünüz gibi- Makil b.
Ubeydullah'dan, o Ebu Zubeyr'den diye de rivayet etmiş bulunmaktadır. İşte
bunlar hadisi Ebu Zubeyr'den rivayet eden iki sika ravidir, kendisi de sikadır.
Allah en iyi bilendir.
3988-41/4- Bize İshak b.
İbrahim tahdis etti. .. es-Saib b. Yezid dedi ki: Bana Rafi' b. Hadic Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu tahdis etti: "Köpeğin
(satış) bedeli murdardır. Fahişeye ödenen ücret murdardır. Hacamatçının kazancı
murdardır. "
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
ARAYA SATIŞI
DIŞINDA TAZE HURMANIN KURU HURMA İLE SATILMASININ HARAM KILINDIĞI BABI