UMDETU’L AHKAM |
HACC BÖLÜMÜ |
TELBİTE GETİRMEK, TELBİTENİN NİTELİKLERİ VE VAKTİ |
Telbiye (Lebbeyk ...
Demek)
Kadı Iyaz dedi ki:
el-Mazeri dedi ki Telbiye (Lebbeyk lafzı) çokluk ve mübalağalı anlatmak için
tesniyedir. Bu da ardı arkasına icabet (çağrım kabul edip gelmek) ve itaatine
bağlılık anlamındadır. Tesniye yapılması gerçek manada bir tesniye (ikil kip)
olmayıp tekit içindir. Tıpkı Yüce Allah'ın: "Hayır onun iki eli
apaçıktır" (Maide, 64) buyruğunda olduğu gibidir. Yani burada ki
"el" nimet diye tevil edilecek olursa onun nimetleri (ikildir) demek
olur. Halbuki yüce Allah'ın nimetleri sayılamayacak kadar çoktur.
Yunus b. Habib el-Basri
dedi ki: Lebbeyk tekili de tesniyesi de olmayan bir isimdir. Onun sonundaki elifin
(lebba'daki elifi kastediyor) yeye dönüşmesi sonundaki zamire (lebbeyk'in
sonundaki kaf zamirine) bitişmesinden dolayıdır.
Sibeveyh'in kanaatine
göre ise bu bir tesniye kipidir. Buna delil de açığa çıkmasını sağlayan bir
ekin gelmesi halinde ye'ye kalb edilmesidir. İnsanlarır: çoğunluğu ise
Sibeveyh'in kabul ettiği kanaati benimsemektedir.
İbnu'l-Enbari dedi ki:
Arapların "lebbeyk" lafzını tesniye yapmaları tıpkı
"hananeyk" lafzını tesniye yapmalarına benzemektedir. Bu da ardı
arkasına şefkat ve merhamet göstermek anlamındadır. Lebbeyk'in aslı lebbeytüke
olduğundan ardı arkasına üç tane be harfini ağır bulduklarından ötürü üçüncü
be'yi ye'ye değiştirmişlerdir. Nitekim zandan asılolan "tezannantu"
olmakla birlikte tezanneytu demeleri de böyledir.
Dil bilginleri
"lebbeyk"in anlamı ve iştikakı (türeyişi) hakkında ihtilaf
etmişlerdir. Bunun ben sana yöneliyorum maksadım sensin anlamında Arapların:
"dari telubbi darek: evim senin evinin karşısındadır" sözlerinden
alınmış olduğu söylendiği gibi Bunun "muhabbetim, sevgim senindir"
anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu da Arapların çocuğuna şefkatli, merhametli
olan bir annenin durumunu anlatmak için kullandıkları: "imraetun
lebbetun" tabirlerinden alınmıştır.
İhlasım senindir
anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu da bir kimse katıksız ihlasla seviyorsa
kullandıkları "hibbun lebbabun" tabirlerinden alınmıştır. İşte
yiyecek bir şeyin lubbu ve lübabı (özü) buradan gelmektedir. Bunun; ben sürekli
olarak sana itaat eder ve senin davetini kabul ederim anlamında olduğu da
söylenmiştir. Buna göre bu, Arapların: Bir yerde kalıp ikamet etme halini
anlatmak üzere lebbe racüli bil mekani ve elebbe: Adam bir yerde ikamet etti,
kalmayı sürdürdü tabirlerinden alınmış olur.
İbnu'I-Enbari dedi ki:
el-Halil de bu görüşü kabul etmiştir. Kadı lyaz dedi ki: Denildiğine göre bu
çağrıyı kabul etmek yüce Allah'ın İbrahim (aleyhisselam)'a: "İnsanlar
arasında haccı ilan et" (Hacc, 27) buyruğundaki emrine icabet etmektir.
İbrahim el-Harbi de
lebbeyk'in anlamı ile ilgili sana yakın olarak sana itaat ederek diye
açıklamıştır. Çünkü ilbab yakın olmak demektir. Ebu Nasr ise: Ben senin
huzurunda telbiye getiren kimseyim. Yani ben sana zillet ve itaatle boyun
eğiyorum, demektir, demiştir. Kadı lyaz'ın açıklamaları burada sona ermektedir.
2803-19/1- ... Abdullah
b. Ömer (radıyallahu anhuma)'dan rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.)'in
telbiyesi: "Lebbeyk Allahumme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk.
İnnel hamde ve ni'mete leke ve'l-mülk la şerike le k: Allah'ım, ardı arkasına
senin çağrını itaatle kabul ediyorum. Ardı arkasına senin çağrını kabul
ediyorum, senin hiçbir ortağın yoktur. çağrını kabul ediyorum, şüphesiz hamd
de, nimet de, mülk de yalnız senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur" idi.
(Nafi') dedi ki:
Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhuma) bu telbiyeye şunu da ekliyordu: Lebbeyke
lebbeyke ve sa'deyk ve'l-hayru bi yedeyk, lebbeyke ve'rrağbau ileyke ve'l-amel:
Tekrar ve tekrar tekrar ve tekrar senin çağrına uyuyor, emrine itaat ediyorum.
Tekrar tekrar Sana itaat edebilmek, Senin yardımın iledir. Hayır yalnız Senin
elindedir. Tekrar tekrar Senin çağrına uyuyorum. Dileklerimiz Sanadır,
amellerimiz Senin içindir, ibarelerini de ekliyordu.
Açıklama:
"çağrı na ve
emrine tekrar tekrar uyuyor, itaat ediyorum. Muhakkak hamd ve nimet ... "
Buradaki "inne'l-hamde: muhakkak hamd" deki "inne" lafzı
hemzesi fethalı olarak "enne" diye de rivayet edilmekte olup bunlar
hadis ehli ile lügat bilginlerinin kabul ettikleri meşhur iki şekildir. Cumhur
ise kesreli okuyuş (inne) daha güzeldir demektedir.
Hattabi: Fethalı
(enne) okuyuşu genel bir rivayettir. Sa'leb de: Tercih edilen kesreli
okuyuştur. Mana itibari ile fethalı okuyuştan daha güzeldir. Çünkü kesreli
okuyuşun anlamı hamd ve nimet her durumda sana aittir demek olur, fethalı
okuyuşun anlamı ise bu sebebten ötürü sana lebbeyk diyorum demek olur.
"Nimet de yalnız
Senindir." Nimet lafzında meşhur olan okuyuş "ve'n-ni' mete"
şeklinde nasb okuyuşudur. Kadı Iyaz dedi ki: Mübteda olarak merfu okunması da
(ve'n-n'imetu şeklinde) caizdir. Bu durumda haber hazfedilmiş olur.
İbnu'l-Enbari dedi ki: Arzu edilirse "inne"nin haberi: "şüphesiz
hamd yalnız Senindir, nimet de Senin için müstekardır" takdirinde
hazfedilmiş de kabul edilebilir.
"Ve sa'deyk:
itaat Senin yardımın iledir." Kadı Iyaz dedi ki: Bunun i'rabı ve tes niye
si az önce lebbeyk ile ilgili açıklamalarda geçtiği gibidir. Bu da ardı
arkasına Sana itaat etmek için yardım anlamındadır.
"Hayır da yalnız
Senin elindedir" Yani hayrın tamamı yüce Allah'ın elinde ve O'nun lütfu
iledir.
"Dileklerimiz
Senden, amellerimiz Senin içindir" Kadı Iyaz dedi ki: el-Mazerı dedi ki:
"rağba (dilekler, rağbetler)" re harfi fethalı ve med ile rivayet
edildiği gibi re harfi ötreli ve kasr ile (ru'ba) şeklinde de rivayet edilmektedir.
el-ula ile el-alya, en-nu'ma ile en-na'ma gibidir.
Kadı Iyaz dedi ki: Ebu
Ali de yine bu söyleyişte kasır ile birlikte fethalı okuyuşu (er-rağba
şeklinde) de rivayet etmiştir. Sekra gibi. Burada Bunun anlamı istekler ve
dilekler hayır yalnız kendisinin elinde olanadır. O, ise yapılan am eller ile
kastedilen, ibadeti hak edendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
KADININ MAHREMSİZ
YOLCULUK YAPAMAMASI