UMDETU’L AHKAM |
ORUÇ BÖLÜMÜ |
VİSAL ORUCUNUN YASAK OLDUĞU BABI |
2558-55/1- ... İbn Ömer (radıyallahu anhuma)'dan rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) visal
orucunu nehyetti. Ashab:
Ama sen visal yapıyorsun deyince kendisi: "Gerçek şu ki ben sizinle aynı
durumda değilim. Çünkü bana yedirilir ve içirilir" buyurdu.
Açıklama:
Mezheb ''alimlerimiz visalin nehyedildiğini
ittifakla kabul etmişlerdir. Visal ise arada yemeden ve içmeden iki gün ve daha
fazla peşpeşe oruç tutmak demektir. Şafii ve Mezheb ''alimlerimiz Bunun mekruh olduğunu açıkça ifade
etmişlerdir. Bunun mekruh oluşu hususunda da onların iki görüşleri vardır. Bu
iki görüşden daha sahih olanına göre bu kerahet tahrimen mekruhluktur. İkinci görüşlerine göre ise tenzihen mekruhtur. Ama ilim adamlarının cumhuru ise Bunun nehyedildiği (yasak kılındığı) kanaatindedirler. Kadı Iyaz dedi ki: İlim adamları visa!
orucunu yasaklayan hadisler hakkında farklı kanaatlere sahiptirler. Bu orucun
yasaklanışının bir rahmet ve bir hafifletme olduğu söylenmiştir. Buna göre gücü
yeten kimsenin bu şekilde oruç tutmasında bir sakınca yoktur. Zaten seleften
bir topluluk günler boyunca visal orucu tutmuş bulunmaktadır. İbn Vehb, Ahmed
ve İshak ise se her vaktine
kadar visal orucunu caiz kabul etmişlerdir. Sonra (Kad:
Iyaz) çoğunluğun bunu mekruh gördüğü kanaatini nakletmektedir.
Hattabi ve onun dışında Mezheb
alimlerimizden bazıları şöyle demektedirler: Visal Rasulullah
(s.a.v.)'e mübah kılınmış ama ümmetine haram olan
nebevi özelliklerdendir.
Visalorucunu mübah kılan kimselerin lehine
Müslim'in bazı rivayet yollarındaki (2567): "Onlara merhamet olarak visalorucunu yasakladı" ibaresini diğer bazılarındaki
(2561): "Visal tutmaktan vazgeçmeyince onlar bir gün visalorucu
tuttu. Sonra bir gün daha tuttu. Sonra hilali gördüler. O da: Eğer hilal
gecikmiş olsaydı size dahafazla tuttururdum" bir
diğerinde (2566): "Eğer içinde bulunduğumuz ay devam etseydi biz de öyle
bir visalorucu tutardık ki işi derinliğine götürmeye
çalışanlar bu tutumlarını bırakırlardı" rivayetlerini delil
göstermişlerdir.
Cumhur ise bu
husustaki nehyin umumi oluşunu delil göstermekle
birlikte Rasulullah (s.a.v.)'in: "Visalorucu tutmayın" buyruğunu delil göstermişlerdir.
"Onlara rahmet olmak üzere" ifadesine de şu şekilde cevap
vermişlerdir: Bu visalorucunun haram kılmak anlamında
nehyedilmiş olmasına mani değildir. Çünkü bu orucun
haram kılınış sebebi de zaten onlara karşı şefkatidir. Böylelikle onlara zorluk
ve meşakkat verecek yükümlülüklerin altına kendilerini sokmasınlar. Rasulullah (s.a.v.)'in onlara bir gün sonra bir gün daha vis al orucu tutturması ise onların bu işten
vazgeçmelerinin daha da vurgulanmasındaki maslahat, onlara bunun yasak
kılınışındaki hikmetin ve visalin doğuracağı kötülüklerin beyanı için
katlanılmış bir uygulamadır. Bu hususta karşı karşıya kalacakları kötülük ise
ibadetten usanmaları, dinin bir takım görevlerini yerine getirmekte eksik
yapmak ile karşı karşıya kalmalarıdır. Namazı huşu ile, zikirleri ile, adabı
ile tam kılamamak, zikirlere devam edememek, gece ve gündüz meşru çeşitli
görevleri yerine getirememek gibi. Allah en iyi bilendir.
(2561) Rasulullah (s.a.v.)'in: "Rabbim geceleyin beni yedirir
ve içirir." Yani yüce Allah bende yemek yiyip-içen kimsenin gücünü halkeder. Bunun zahir anlamı üzere olduğu da ona ikram
olmak üzere cennet yemeklerinden yedirilmesi suretiyle olduğu da söylenmiştir.
Ama doğru olan birincisidir. Çünkü gerçek anlamda yemek ye se
visal orucu yapmış olmazdı. Bu şekildeki yoruma açıklık getiren ve her türlü
anlaşmazlığı sona erdiren hususlardan birisi de bundan sonraki bir rivayette
(2566): "Çünkü ben Rabbimin bana yedirip içirdiği halimle devam
ederim" buyurmasıdır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: