UMDETU’L

AHKAM

BAYRAMLAR

 

KURBAN KESMENİN VAKTİ BABI

 

5042-4/6- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Halid b. Abdullah.

Mutarrif'den haber verdi, o Amir'den, o Bera'dan şöyle dediğini rivayet etti: Dayım Ebu Burde (bayram) namazından önce kurban kesti. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): "Bu et için kesilen bir koyun oldu" buyurdu. Dayım: Ey Allah'ın Rasulü! Bende bir keçi oğlağı var dedi. Allah Rasulü de: "Ser. onu kurban et fakat senden başkası için de olmaz" buyurduktan sonra şunları ekledi: "Namazdan önce kurban kesmiş olan hiç şüphesiz kendisi için kesmiş olur. Namazdan sonra kesenin de kurbanı tamam olur ve Müslümanların sünnetine de isabet etmiş olur" buyurdu.

 

Açıklama:

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: O bir et koyunudur" buyruğu yani kurbanlık olmamıştır. Bunda bir sevap yoktur. Aksine bu senin için kendisi ile yararlanacağın bir ettir demektir. Nitekim diğer rivayette (5046): "O ancak senin aile halkın için takdim ettiğin bir ettir" buyurulmaktadır.

"Bende bir keçi oğlağı vardır demesi üzerine onu kurban et ve senden başkası için de uygun olmaz." diğer rivayette (5043) "Senden sonra oğlak hiç kimse için geçerli olmaz" buyurmaktardır.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: "La teczı: geçerli olmaz" buyruğunda te harfi fethalıdır. Bütün rivayet yollarında ve kitaplarında bu şekilde naklediImiştir. Yani kafi gelmez anlamındadır. Bu da yüce Allah'ın: "Babanın evladına kafi gelmeyeceği (fayda vermeyeceği) bir günden korkun" (Lukman, 33) buyruğu gibidir.

Hadiste, keçi oğlağının kurbanlık olarak geçerli olmayacağı hükmü anlaşılmaktadır. Bu da ittifak ile kabul edilmiş bir husustur.

 

 

 

5037-111- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti ... Bana Cundeb b. Süfyan tahdis edip dedi ki: Kurban bayramında Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte bulundum. Namazını kılıp henüz selam vermişti ki kendisi namazını bitirmeden önce kurbanlıkların kesilmiş olduğunu görünce "Namazın! kılmadan -yahut biz namazı kılmadan- kurbanlığın! kesmiş olan onun yerine bir başkasını kessin. Henüz kesmemiş olan da Allah'ın adı ile kessin" buyurdu.

 

Açıklama:

 

(5037) Rasulullah (s.a.v.)'in: "Kim namaz kılmadan -yahut biz namaz kılmadan- önce kurbanlığın! kesmişse onun yerine bir başkasını kessin. Kim de henüz kesmemişse Allah'ın adı ile kessin." Bundan sonraki (5038) rivayette ''Allah'ın adı üzerine" denilmektedir. Arap dil bilginleri arasından yazım kuralları ile ilgili açıklamalarda bulunanlar dedi ki: Eğer sadece "bismillah" denilecek olursa bunun elif ile (yani be harfinden sonra elif getirilerek) yazılması gerekir. Elif ancak "bismillahirrahmanirrahim" tamamen yazıldığı taktirde hazfedilir (yazılmaz).

 

"Namaz kılmadan yahut biz namaz kılmadan önce" birincisi (kendisi kımadan) ye iledir. İkincisi ise (biz kılmadan) nun iledir. Göründüğü kadarı ile bl:. ravinin şüphe etmesi neticesinde söylenmiştir.

İlim adamları gücü yeten varlıklı kimse için kurban kesmenin vücubu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Onların çoğunluğu böyle bir kimse hakkında sünne: olduğu kanaatindedir. Eğer mazeretsiz olarak terkedecek olursa günahkar olmaz. kazasını yapması da gerekmez. Bu görüşte olanlar arasında Ebu Bekir es-Sıddik. Ömer b. el-Hattab, Bilal, Ebu Mes'ud el-Bedri, Said b. el-Müseyyeb, Alkame. Esved, Ata, Malik, Ahmed, Ebu Yusuf, İshak, Ebu sevr, Müzemi, İbn Munzir. Davud ve başkaları vardır.

 

Rabi, Evzai, Ebu Hanife ve Leys ise kurban kesmek varlıklı kimse için vaciptir demişlerdir. Malikiler de bu görüştedir.

 

Nehai ise: Mina'da hacının kurban kesmesi hariç varlıklı kimse için vaciptir. demiştir.

 

Muhammed b. el-Hasan ise: Şehirlerde ikamet edenler için vaciptir demiştir.

 

Ebu Hanife'den meşhur olan kanaat ise onun nisaba Malik ve mukim olanc: vacip gördüğü şeklindedir. Allah en iyi bilendir.

Kurban kesmenin vaktine gelince, kurban kesecek olanın imam ile birlikte (bayram) namazını kılmasından sonra kurbanını kesmesi gerekir. O vakit onur. kestiği bu kurban yerini bulur. Bu icma ile kabul edilmiş bir husustur. İbnu'lMunzir dedi ki: İlim adamları Nahr (kurban bayramı birinci) günü fecr doğmadan önce kurban kesmenin caiz olmadığını icma ile kabul etmişlerse de bundar: sonra kesilmesi hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şafii, Davud, İbnu'l- Munzir ve başkaları güneş doğduğu taktirde ve bayram namazı ile iki hutbe kadar bir zamar.. geçtikten sonra kurban kesme vakti girer. Eğer bu süreden sonra kurbanını kesecek olursa, imam ister namaz kılmış olsun ister kılmamış olsun, kuşluk namazıIT ister kılmış ister kılmamış olsun, ister şehir halkı ister kasaba, çöl halkı ve yolcu olsun imam kurbanını ister kesmiş olsun ister kesmemiş olsun fark etmez.

 

Ata ve Ebu Hanife ise kasaba ve çölde yaşayanlar için ikinci fecrin doğuşı..: ile birlikte kurbanın vakti girmekle beraber şehirde yaşayanlar için imam namaz kılıp hutbesini okumadıkça kurban kesme vakti girmez. Bundan önce kurbanıIT kesecek olursa geçerli olmaz demişlerdir.

 

Malik dedi ki: İmamın namazını kılıp hutbe verip kendi kurbanını kesmedikçe sair Müslümanların kurban kesmeleri caiz değildir.

İmam Ahmed dedi ki: İmam namazı kılmadan önce kurban kesmek cai: değildir. Fakat namazını kılmasından sonra kesilmesi -imamın kendisi kesmeder.

 

önce dahi olsa- caiz olur. İmam Ahmed'e göre şehir halkı ile köy halkı arasında bir fark yoktur. Benzeri bir kanaat Hasan, Evzai ve İshak b. Rahuye (Rahaveyh)'den de rivayet edilmiştir.

 

Sevri dedi ki: İmamın namaz kılmasından sonra hutbesini okumadan ve hutbe verirken kurban kesmek caiz değildir.

 

Rabia da imamı olmayan kimse hakkında: Güneş doğmadan önce keserse olmaz, güneş doğduktan sonra keserse olur demiştir.

Kurban kesmenin son vaktine gelince Şafii: Kurban nahr (kurban bayramı birinci günü) ve ondan sonraki üç teşrik günü kesilmesi caizdir. Bu kanaatte olanlar arasında Ali b. Ebu Talib, Cübeyr b. Mutim, İbn Abbas, Ata, Hasan-ı Basri, Ömer b. Abdulaziz, Şam halkının fakihi, Süleyman b. Musa el-Esedi, Mekhul, Davud ez-Zahiri ve başkaları da vardır.

 

Ebu Hanife, Malik ve Ahmed kurban bayramı özelolarak kurban bayramı birinci günü ile ondan sonraki iki günde kesilir. Bu görüş de Ömer b. Hattab, Ali, İbn Ömer ve Enes (r.a.)'dan rivayet edilmiştir. Said b. Cübeyr ise şehirde yaşayanlar için özelolarak nahr (kurban bayramı birinci) günü caizdir. Köylerde yaşayanlar için ise nahr günü ve teşrik günleri kesilmesi caizdir demiştir.

 

Muhammed b. Sirin ise hiçbir kimse için özelolarak nahr (kurban bayramı birinci) gününden başka caiz değildir demiştir.

Kadı Iyaz, kimi ilim adamından zülhiccenin bütün günlerinde caiz olduğunu söylediğini nakletmektedir.

 

Fukaha kurbanın kesileceği günlerin gecelerinde kurban kesmenin cevazı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şafii mekruh olmakla birlikte geceleyin kesilmesi caizdir demiştir. Ebu Hanife, Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve cumhur da böyle demişlerdir. Malik, kendisinden meşhur olan görüşe göre ve genelolarak onun mezhebine mensup ilim adamları ve İmam Ahmed'den gelen bir rivayete göre geceleyin kurban yerine geçmez, aksine et maksadı ile kesilmiş bir hayvan olur.

 

 

 

5038-2/2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Cündeb b. Süfyan'dan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (s.a.v.) ile kurban bayramı gününde bulundum. İnsanlara namaz kıldırıp bitirdikten sonra kesilmiş baz: koyunlar görünce: "Namazdan önce (kurbanını) kesen onun yerine bir koyur. kessin. Henüz kesmemiş olan da Allah'ın adı üzerine kessin" buyurdu.

 

Açıklama:

 

(5038) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah'ın adı üzerine kessinbuyruğu bundan önceki "Allah'ın adı ile kessin" rivayeti ile aynı anlamdadır. Yan: bismillah diyerek kessin demektir. Anlamı ile ilgili sahih (doğru) açıklama budur. Kadı Iyaz dedi ki: Bunun dört anlama gelme ihtimali vardır:

 

1. Burada Allah için kessin anlamında olmasıdır. Bu durumda be harfi "lamanlamındadır.

 

2. Allah'ın sünneti ile kessin demektir.

 

3. İslam'ı açığa vurmak ve başkası adına kesenlere muhalefet edip şeytan kovmak maksadı ile Allah'ın ismini anarak kessin.

 

4. Allah'ın ismini teberrüken ve onu zikretmenin uğurundan istifade etmek üzere kessin. Nitekim Allah'ın bereketi üzerine yürü, Allah'ın adı ile yürü denilmesi böyledir.

 

Kimi ilim adamı şu işi Allah'ın adı üzerine (ala ismillah) yap, denilmesin: mekruh görmüşlerdir. Çünkü şanı yüce Allah her şeyin üzerindedir. Kadı Iyili: böyle bir görüşün hiçbir kıymeti yoktur. Bu hadis de bu görüşü ortaya atanı .. kanaatini reddetmektedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

BAYRAM NAMAZLARI KİTABI BABI