UMDETU’L AHKAM |
CUMA NAMAZI |
İMAM HUTBE VERİRKEN TAHİYYE(TÜ'L-MESCİD) KILMAK BABI |
2015-54/1- Bize Ebu
Rabi' ez-Zehranı ve Kuteybe b. Said de tahdis edip dediler ki... Cabir b.
Abdullah dedi ki: Nebi (s.a.v.) bir cuma günü hutbe vermekte iken bir adam
geliverdi. Nebi (s.a.v.) ona: "Ey filan, namaz kıldın mı?" buyurdu.
Adam: Hayır, deyince, Allah Rasulü (s.a.v.): "Kalk ve iki rek'at kıl"
buyurdu.
2017 -55/3- Bize Kuteybe
b. Said ve İshak b. İbrahim de tahdis etti. Kuteybe. bize Süfyan, Amr'dan
tahdis etti derken, İshak, bize haber verdi, demiştir. Amr Cabir b. Abdullah'ı
şöyle derken dinledi: Bir adam, Rasulullah (s.a.v.) cuma günü hutbe vermekte
iken mescide girdi. Allah Rasulü: "Nama= kıldın mı?" dedi. Adam:
Hayır, deyince Allah Rasulü: "Kalk o iki rek'atı kıl" buyurdu.
Kuteybe'nin rivayetinde
ise: "İki rek'at kıl" buyurdu, şeklindedir.
Açıklama:
(2015) "Cuma günü
Nebi (s.a.v.) hutbe veriyorken ... " "O halde kalk iki rek'at
kıl"; diğer rivayette (2017): "Kalk, o iki rek'atı kıl",
Kuteybe'niL rivayetinde ise: "İki rek'at kıl"; diğer rivayette
(2018): "İki rek'at kıldın mı? dedi Hayır, dedi. Allah Rasulü: Kıl,
buyurdu." bir diğer rivayete göre de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
(2019): "Sizden biriniz imam (hutbe okumak üzere) çıkmış ise .. iki rek'at
namaz kılsın" bir başka rivayette (2020): Cuma günü Gatafanlı Suleyk
geldi. .. kalk iki rek'at kıl ve onları kısa kes" sonra da (2021):
"Biriniz cuma gün'imam hutbe okumakta iken ... ve o iki rek'atı kısa
kessin" buyurulmaktadır.
Bütün bu hadisler
Şafii, Ahmed, İshak ve muhaddislerin fukahasının kabt.:ettiği şu kanaate açıkça
delil teşkil etmektedir: Cuma günü imam hutbe okumakta iken bir kimse camiye
girecek olursa, iki rek'at tahiyyetü'l mescid namaz: kılması müstehaptır. Bu iki
rek'atı kılmadan oturması da mekruhtur. Ayrıca bı.: iki rek'attan sonra
hutbenin geri kalan kısmını dinlemek için de bu iki rek'atı kısa kesmesi de
müstehaptır.
Bu görüş aynı zamanda
Hasan-ı Basri'den de, mutekaddimundan ve daha başkalarından da nakledilmiştir.
Kadı Iyaz dedi ki:
Malik, Leys, Ebu Hanife, Sevri, ashab ve tabiinden selefir. cumhuru ise bu iki
rekatı kılmaz, demişlerdir. Bu görüş ise Ömer, Osman VE:
Ali (radıyallahu
anhum)'dan rivayet edilmiştir. Delilleri ise imamın hutbesini susup dinlemesine
dair verilmiş emirlerdir. Onlar bu hadisleri şöyle yorumlamışlardır:
Bu zatın elbisesi
yoktu. Nebi (s.a.v.) insanlar onu görüp de ona tasaddukta bulunsunlar diye emir
vermiştir. Böyle bir tevil batıldır, Nebi (s.a.v.)'i: "Sizden biriniz cuma
gününde imam hutbe okurken gelirse iki rekat namaz kılsın ve onları kısa
kessin" hadisinin açık ifadeleri bu yorumu reddetmektedir. Bu ise herhangi
bir şekilde tevil edilmesi söz konusu olmayan bir nasdır. Ben bu lafız
kendisine sahih olarak ulaşıp da buna muhalefet edecek bir ilim adamının
bulunacağını hiç zannetmiyorum.
Bu hadislerden ayrıca
şu hükümler de anlaşılmaktadır:
1. Bir ihtiyaç
dolayısı ile hutbe sırasında konuşmak caizdir.
2. İhtiyaç sebebi ile
konuşmak hatip için de başkaları için de caizdir.
3. İyiliği emretmek ve
masIahat olanları göstermek her durum ve her yerde söz konusudur.
4. Tahiyyetü'l mescid
namazı iki rek'attır. Gündüzün kılınan nafileler de iki rek'attır.
5. Tahiyyetü'l mescid
hükmünü bilmeyen kimse hakkında oturmak halinde bu namaz kaçırılmış olmaz.
Ancak bizim mezheb ''alimlerimiz oturuldu mu onu kılma fırsatının kaçırılmış
olacağını mutlak olarak ifade etmişlerdir. Fakat onların bu ifadeleri onun
sünnet olduğunu bilen kişiler hakkında yorumlanır. Bunun hükmünü bilmeyen bir
kimse ise eğer aradan fazla zaman geçmemiş ise -bu hadis dolayısı ile- onu
kılıp telafi eder.
Yine bu hadislerden
şunlar da çıkarılmaktadır:
6. Tahiyettü'l mescid
namaz kılmanın yasak olduğu vakitlerde terk edilmez. 7. Tahiyyetü'l mescid her
vakit kılınması mübah olan sebepli bir namazdır.
Sebebi olan diğer
bütün namazlar da buna katılır. Geçmiş bir namazı kaza etmek ve benzeri
namazlar gibi. Çünkü bu namazlar herhangi bir durumda kalkacak olsaydı böyle
bir halde kalkması öncelikle söz konusudur. Çünkü bu durumda iken hutbeyi
dinlemekle emrolunmuştur. Bu namazı kılmak maksadı ile hutbe dinlemek terk
olunup Nebi (s.a.v.) da bunun için de hutbeyi kesip, oturduktan sonra bu namazı
kılmasını emrettiğine göre bu oturan kişi de hükmünü bilmediği için, -bu
haller- bu namazın müekked olduğuna, hiçbir durum ve hiçbir vakitte terk
edilmeyeceğine delildir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
NAMAZDAN ÖNCE İKİ
HUTBE VE İKİ HUTBE ARASINDA OTURMAYA DAİR BAB