UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
NAMAZDA SEHV VE SEHV DOLAYISIYLA SECDE YAPMAK BABI |
1288-97/24- .. , Ebu
Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Rasulullah (s.a.v.) bize öğleden sonra
kılınan iki namazdan birisini ya öğle namazını. ya ikindi namazını kıldırdı.
İki rek'atın sonunda selam verdi. Sonra mescidin kıble tarafındaki bir ağaç
kütüğünün yanına gitti ve kızmış olduğu halde o kütüğe yaslandı. Cemaat
arasında Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Huzurunda konuşmaktan çekindiler. İnsanlar
da acele ederek dışarı çıktılar ve: Namaz kısaldı (galiba) dediler. Bunun
üzerine Zulyedeyn ayağa kalkıp: Ey Allah'ın Rasulü, namaz mı kısaldı, sen mi
unuttun, dedi. Nebi (s.a.v.) sağa ve sola baktı ve: "Zulyedeyn ne
diyor" buyurdu. Ashab: Doğru söylüyor, ancak iki rek'at kıldırdın,
dediler. Bunun üzerine iki rek'at daha kıldıktan sonra tekbir alıp secdeye
vardı sonra tekbir alıp başını kaldırdı sonra tekbir alıp bir daha secdeye
vardı sonra tekbir alıp başını kaldırdı.
(Ravi) dedi ki: Bana
İmran b. Husayn'dan onun: Ve selam verdi, dediği de haber verildi.
Açıklama:
(1288) Zulyedeyn
olayında Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadiste geçen:
"Öğleden sonraki
iki namazdan öğle ya da ikindi namazlarının birisinde" ifadesinde geçen
el-aşiy (öğleden sonra) Araplara göre güneşin zevali ile batışı arasındaki
vakte denilir.
"Sonra mescidin
kıblesindeki bir kütüğün yanına gitti ve ona dayandı." Bütün asıl
yazmalarda "ona dayandı" denilmektedir. Aslında kütük anlamındaki
"el-ciz'" müzekker olmakla birlikte müennes olan haşebe: ahşab'ı
kastetmek suretiyle müennes olarak zikretmiştir. Nitekim Buhari'nin ve ondan
başkalarının rivayetinde böylece "haşebe" diye gelmiştir.
"İnsanlar hızlıca
çıktılar. .. namaz kısaldı, dediler." Yani namaz kısaldı, diyerek
çıktılar. Hızlıca çıkmak anlamındaki "serea" kelimesinde sin ve re
harfleri
fethalıdır. Hadis ve
dil alimlerinin çoğunluğunun söyledikleri doğru söyleyiş bu olduğu gibi, sağlam
raviler de bunu böylece zaptetmişlerdir ama Kadı Iyaz bazı alimlerden re
harfinin sakin olacağını nakletmekte, el-Asılı, Buhari'de sin harfi ötreli, re
harfi sakin (sür'an diye) zaptetmiştir. Bu durumda lafız "seri':
hızlı" kelimesinin çoğulu olur.
"Namaz
kısaldı" ibaresindeki kısaldı anlamındaki kelime kusirat ve kasurat
şekliIlde okunmuştur, her ikisi de sahihtir ama birincisi daha meşhur ve daha
sahihtir.
"Namaz mı kısaldı
yoksa sen mi unuttun. Rasulullah (s.a.v.) "bunların hiçbiri olmadı"
buyurdu." İki türlü açıklanmıştır:
1- Bu açıklamayı
Mezheb alimlerimizden bir topluluk Şafii mezhebine dair kitaplarda dile
getirmiş olup, bunun anlamı bunların hepsi olmadı demek olup bunlardan
birisinin olmadığı anlamına gelmez.
2- Doğru olan açıklama
olup, bu da zannımca bu da olmadı, öteki de olmadı. Aksine namazı dört rek'at
olarak tamamladığımı zannediyorum demektir. Bu açıklamanın doğruluğuna ve başka
bir açıklamanın söz konusu olmayacağına delil ise bu hadisin Buharı'deki
rivayetlerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"Ne kısaldı, ne
de unuttum" buyurduğunun belirtilmesidir. Böylelikle her iki hususu da
reddetmiş olur.
Şunu bilelim ki,
Zulyedeyn hadisi diye bilinen bu hadiste çok sayıda faydalı hükümler ve önemli
kaideler vardır. Bunların bir kısmı şöyledir:
1- Nebilerin -Allah'ın
salat ve selamları hepsine- fiillerde ve ibadetlerde unutmaları mümkün olmakla
birlikte bu halleri üzere bırakılmazlar.
2- Kalabalık
insanların huzurunda meydana gelmiş ve onlar için gizli saklı olmayan bir iş
hakkında bir kimse bir iddiada bulunacak olursa onlara bu iş hakkında soru
sorulur ve soru sormaksızın onun söylediği ile amel edilmez.
3- Sehv secdesi tespit
edilmekte, iki secde olduğu, bu secdelerin her birisi için tekbir alındığı,
sehv secdelerinin namaz secdesi gibi yapıldığı da tespit edilmektedir çünkü
burada secde yapmak mutlak olarak zikredilmiştir. Eğer bilinen secdeden farklı
olsaydı bunu açıklardı. Ayrıca sehv secdesi yapan selam verir ama sehv secdesi
dolayısıyla teşehhüdde bulunulmaz ve sehv secdesi fazla rek'at kılmak halinde
söz konusu ise selamdan sonra yapılır. Şafii ise -yüce Allah'ın rahmeti ona-
bunu sehv secdesinin kasten değil de unutarak yapıldığı şeklinde yorumlamıştır.
4- Cemaatin namaza
dair konuşmaları ile namazda olmadığını düşüne kimselerin konuşmaları namazı
iptal etmez. Selef ve haleften ilim adamlarınır. cumhuru bu görüştedir. Aynı
zamanda İbn Abbas, Abdullah b. ez-Zubeyr, kardeşi Urve, Ata, Hasan, Şa'bı,
Katade, Evzai, Malik, Şafii, Ahmed ve bütün muhaddisler -Allah onlardan razı
olsun- de bu görüştedir.
Ebu Hanife, -Allah
ondan razı olsun- onun arkadaşları, kendisinden gele iki rivayetten daha sahih
olanına göre Sevri ise, ister unutarak, ister bilmeyerek konuşmak sebebiyle
namaz kılanın namazı batıl olur, demişlerdir. Buna sebep de İbn Mes'ud'un ve
Zeyd b. Erkam'ın -Allah ikisinden de razı olsun- rivaye ettikleri hadistir. Bu
görüşte olanların iddia ettiklerine göre Zulyedeyn kıssası İbn Mes'ud'un ve
Zeyd b. Erkam'ın rivayet ettikleri hadis ile nesh edilmiştir. Bunlar der ki:
Ayrıca bunlar Zühri'den Zulyedeyn'in Bedir günü öldürüldüğünü belirten rivayetini
ve namaz ile ilgili başından geçen olayın Bedir'den önce meydana gelmiş
olduğunu da nakletmektedirler. Derler ki: Bedir'den sonra Müslüman olmuş olan
Ebu Hureyre'nin bu hadisi rivayet etmiş olması gerçeğin böyle olmasına engel
değildir çünkü sahabi Nebi (s.a.v.)'den ya da bir başka sahabıden duymak
suretiyle bizzat hazır bulunmadığı hususları da rivayet edebilir.
Bizim Mezheb
''alimlerimiz ile diğer ilim adamları buna doğru, güzel ve meşhur çeşitli
şekillerde cevaplar vermişlerdir. Bu cevapların en güzeli ve sağlaIT olanı Ebu
Ömer b. Abdilberr'in et-Temhid adlı eserinde sözünü ettiği cevaptır. O şöyle
diyor: Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadisin İbn Mes'ud'un rivayet ettiği
hadis ile neshedildiğine dair iddiaları doğru değildir çünkü hadis ve siye bilginleri
arasında İbn Mes'ud'un rivayet ettiği hadisteki olayın hicretten önce
Habeşistan'dan döndüğü zaman Mekke'de cereyan ettiği, Ebu Hureyre'nin Zulyedeyn
ile ilgili olayı anlatan hadisinin de Medine'deki bir olayı anlattığı, Ebe
Hureyre'nin de hicretten sonra yedinci yılda Müslüman olduğunun ihtilafsız
olarak kabul edildiği hususunda görüş ayrılığı yoktur.
Zeyd b. Erkam
(radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği hadise gelince, onda Ebu Hureyre'nin
rivayet ettiği hadisten önce ya da sonra olduğuna dair herhangi bir açıklama
yoktur. Akli düşünme ise onun bu hadisinin Ebu Hureyre'nin hadisinde
anlatılanlardan önce olduğuna tanıklık etmektedir. Ebu Hureyre (radıyallahu
anh)'ın bu olaya tanık olmadığına dair söyledikleri ise doğru değildir. Aksine
hafız ve sika raviler tarafından onun bu olaya tanık olduğu mahfuz bir
hadisedir.
Sonra (İbn Abdilberr)
kendi isnadı ile Buhar! ile Müslim'in Sahihlerinde ve başka kaynaklarda yer
alan ikinci rivayeti zikrederek Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini nakletmektedir:
"Rasulullah (s.a.v.) bize öğleden sonraki (öğle ve ikindi) namazlardan
birisini bize kıldırdı ve ikinci rek'Mın sonunda selam verdi." Sonra da
hadisi zikretmektedir. Zulyedeyn kıssasında ve: "Rasulullah (s.a.v.) bize
namaz kıldırdı" ibaresinin yer aldığı rivayetlerde Müslim ve
başkalarındaki rivayetlerde: "Ben Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte namaz
kılarken" denilmektedir, deyip, hadisin kalanını zikretmektedir.
Müslim'den başka kaynaklardaki rivayette ise: "Biz Rasulullah (s.a.v.) ile
birlikte namaz kılarken" şeklindedir.
NAMAZDA SEHV VE SEHV
DOLAYISIYLA SECDE YAPMAK BABI
1269-85/5- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik b. Enes'e, İbn Şihab'dan naklen okudum. O
Abdurrahman b. el-A'rec'den, o Abdullah b. Buhayne'den şöyle dediğini nakletti:
Rasulullah (s.a.v.) namazlardan birisini bize iki rek'at olarak kıldırdı. Sonra
oturmadan kalktı, cemaat de onunla birlikte kalktı. Namazını bitirip, biz onun
selam vermesini beklerken tekaİr getirdi, selam vermeden önce oturduğu halde
iki secde yaptı, sonra selam verdi.
Açıklama:
(1269) İbn Buhayne'nin
rivayet ettiği hadiste: "Rasulullah (s.a.v.) bize namaz kıldırdı. .. sonra
selam verdi." Bu hadiste Şafii, Malik ve cumhurun lehine Ebu Hanife
(radıyallahu anh)'a karşı delil vardır çünkü Ebu Hanife'ye göre namazı ister
eksik kılmış olsun, ister fazla kılmış olsun sehv secdesi selamdan sonra
yapılır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
NAMAZ KILANIN
ÖNÜNDEN GEÇMEK - NAMAZ KILANIN ÖNÜNDEN GEÇENİ ENGELLEMEK BABI