UMDETU’L

AHKAM

NAMAZ

 

İFTİTAH TEKBİRİ RÜKU'A GİDERKEN VE RÜKUDAN KALKARKEN ELLERİ OMUZ HİZASINA KALDIRMANIN MÜSTEHAB OLDUĞU VE SECDEDEN KALKTlĞI ZAMAN BUNUN YAPILMAYACAĞI BABI

 

859-21/1- ... Bize Süfyan b. Uyeyne, ez-Zührı'den haberverdi. O Salim'den, o babasından şöyle dediğini nakletti: Rasulullah (s.a.v.)'i namaza başladığı vakit rükua gitmeden önce ve rüku'dan kalktığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırdığını gördü. Her iki secde arasında ellerini kaldırmazdı. 

 

Açıklama:

 

Ümmet iftitah tekbirini alırken elleri kaldırmanın müstehab olduğu üzerinde icma etmişler ama bunun dışındakiler hakkında ihtilaf etmişlerdir.

 

Şafii, Ahmed ve ashab-ı kiram (radıyallahu anh)'dan ve onlardan sonrakiler arasında ilim adamlarının büyük çoğunluğu der ki: Rükua giderken ve rüku'dan kalkarken de elleri kaldırmak müstehaptır. Aynı zamanda bu görüş İmam Malik'ten gelen bir rivayettir. Şafii, elleri dördüncü bir yerde daha kaldırmak da müstehaptır demektedir. Bu da birinci teşehhüdden sonra ayağa kalktığı zamandır. İşte doğrusu da budur çünkü bu hususta İbn Ömer (radıyallahu anh)'ın Nebi (s.a.v.)'den "bu şekilde yaptığını" nakleden sahih bir rivayet gelmiş olup, bunu Buhari rivayet etmiştir. Bu aynı zamanda Ebu Humeyd es-Saidi'nin naklettiği bir hadis olarak da sahihtir. Bu hadisi de Ebu Davud ve Tirmizi sahih rivayetlerle nakletmişlerdir.

 

Ebu Bekr el-Münzir ile Mezheb alimlerimizden Ebu Ali et-Taberi ile kimi hadis ehli, secde halinde de elleri kaldırmak müstehaptır demişlerdir.

 

Ebu Hanife, arkadaşları ve Kufelilerden bir topluluk ise ihram (iftitah) tekbiri dışında elleri kaldırmak müstehab değildir demişlerdir. Malik'ten gelen rivayetlerin en meşhuru da budur.

İlim adamları hiçbir şekilde elleri kaldırmanın vacip olmadığı üzerinde icma etmişlerdir. Ancak Davud (ez-Zahiri) (radıyallahu anh)'dan iftitah tekbiri esnasında vacip olduğunu söylediği nakledilmektedir. Mezheb alimlerimizin ileri gelenlerinden İmam Ebu'I-Hasan Ahmed b. Seyyar es-Seyyari de böyle demiştir: Bu görüşünü Şerhu'l-Mühezzeb ile Tehzibu'l-luga adlı eserlerimde nakletmiş bulunuyorum.

 

Ellerin nasıl kaldırılacağına gelince, hem bizim mezhebimizde, hem büyük çoğunluğun mezhebine göre meşhur olan görüş ellerini omuzlarının hizasına kaldırmasıdır. Kaldırırken parmak uçları kulaklarının üst taraflarının hizasına, başparmağı da kulaklarının yumuşaklarına, avuçları da omuzlarının hizasına gelmelidir. İşte, omuzlarının hizasına kaldırırdı, şeklindeki sözlerinin manası budur. Şafii -Allah ondan razı olsun- bu hadisin rivayetlerini bu yolla telif edip açıklamış, insanlar da onun bu açıklamasını güzel bulmuşlardı.

Ellerin kaldırılacağı zamana gelince, birinci rivayette "ellerini kaldırdı, sonra tekbir aldı", ikinci rivayette: "Tekbir aldı, sonra ellerini kaldırdı", üçüncü rivayette "tekbir aldığında ellerini kaldırırdı" denilmektedir. Bizim Mezheb alimlerimizin bu hususta farklı görüşleri vardır. Bunlardan birisine göre tekbir almadan ellerini kaldırır sonra da ellerini salıvermekle birlikte tekbir almaya başlar ve ellerini salıverme işini bitirmekle birlikte tekbirini de tamamlar.

 

İkinci görüşe göre tekbir almadan ellerini kaldırır sonra ellerini kaldırmış halde iken tekbir alır sonra da ellerini salıverir.

Üçüncü görüşe göre tekbire başlamakla birlikte ellerini de kaldırır ve ellerini kaldırmak ile tekbiri beraber tamamlar.

 

Dördüncü görüşe göre ise her ikisine beraber başlar ve ellerini salıvermekle birlikte tekbiri bitirir.

 

Beşinci ve en sahih görüşe göre tekbire başlamakla birlikte ellerini kaldırmaya da başlar ama sona erdirmek ile ilgili müstehab bir durum söz konusu değildir. Şayet elleri kaldırma işini tamamramadan önce tekbiri bitirecek ya da aksi olursa geri kalanını tamamlar. Her ikisini de tamamladıktan sonra ellerini indirir ve ellerini yukarıda tutmaya devam etmez.

 

Eğer ellerinin ikisi ya da biri bilekten kopmuş ise kolunu kaldırır. Şayet kolu kopmuş ise daha sahih görüşe göre pazusunu kaldırır.

Hiç kaldırmayacağı da söylenmiştir.

 

Eğer ancak meşru olandan fazla ya da ondan eksik elini kaldırabiliyorsa mümkün olanı yapar. İmkan bulursa fazla olanı yapar.

 

Ellerini kaldırırken avuç içlerinin kıbleye dönük olması, açık olmaları, parmaklarını vasat bir şekilde ayrı tutması da müstehaptır. Şayet tekbirin bir kısmını getirdiği halde ellerini kaldırmamış ise geri kalan kısmında ellerini kaldırır. Tekbiri tamamlayıncaya kadar ellerini kaldırmamışsa tekbir aldıktan sonra ellerini kaldırmaz, anlaşılmayacak kadar tekbiri kısa almaz, aşırı bir şekilde de medleri uzatarak mübalağaya kaçmaz. Aksine açık seçik bir şekilde tekbir alır. Tekbiri uzatarak mı alır yoksa uzatmaz mı? Bu hususta iki görüş vardır. Daha sahih olanlarına göre uzatmaz.

 

Ellerini indirince göğsünün altında, göbeğinin üstünde koyar. Şafii'nin ve çoğunluğun mezhebi budur. Ebu Hanife ve Şafii mezhebi alimlerinden bazıları göbeğinin altına koyar demişlerdir ama sahih olan ellerini salıverdiği taktirde onları yalnızca göğsünün altına kadar hafif bir şekilde salıverir sonra sağ elini sol elinin üzerine koyar.

 

Onları alabildiğine salıvereceği sonra da yeniden göğsünün altına kaldırıp koyacağı da söylenmiştir. Allah en iyi bilendir.

Tekbir alırken elleri kaldırmaktaki hikmet hususunda ilim adamlarının ifadeleri farklı farklıdır. Şafii (radıyallahu anh) dedi ki: Ben bunu hem yüce Allah'ı tazim etmek için, hem Rasulullah'a uymak için yaptım. Başkaları ise bu bir boyun eğme, bir teslimiyet ve emre bağlılıktır demişlerdir. Eskiden esir yenik düşürülecek olursa teslimiyetini anlatmak üzere ellerini kaldırırdı.

 

Bunun başladığı amelin tazim edildiğine işaret etmek demek olduğu söylendiği gibi, dünya işlerini arkasına atarak bütün varlığıyla namaza ve aziz ve celil, her türlü eksiklikten münezzeh yüce Rabbine seslenişe yönelmeye işaret olduğu da söylenmiştir. Nitekim Allahu ekber sözü de bu muhtevayı kapsamaktadır. Böylelikle işi ve sözü birbiriyle örtüşmüş olur.

 

Elleri kaldırmanın namaza girmeye işaret olduğu da söylenmiştir. Bu son açıklama ise sadece iftitah tekbiri için elleri kaldırmak hakkında özel bir açıklamadır. Bundan başka açıklamalar da yapılmıştır. Bu açıklamaların birçoğu su götürür açıklamalardır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

SECDE AZALARI VE SAÇı VE ELBİSEYİ TOPLAMANIN, NAMAZDA SAÇI BAŞTA TOPUZ YAPMANIN YASAK OLUŞU BABI