UMDETU’L AHKAM |
TAHARET |
CENABETTEN DOLAYI GUSÜL ALINMASI MÜSLÜMANIN NECİS OLMAYACAĞINA DELİL BABI |
822- .. ./1- ... Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine
göre Nebi (s.a.v.) ile cünüp olduğu halde Medine yollarından birisinde
karşılaştı. Hemen sıvlŞıp gitti ve yıkandı. Nebi
(s.a.v.) onun yokluğunu fark etti. Geri geldiğinde: "Nerdeydin Ebu Hureyre" dedi. Ebu Hureyre: Ey Allah'ın Rasulü, ben cünüpken karşıma çıktın, gusletmeden seninle
oturmak hoşuma gitmedi, dedi. Rasulullah (s.a.v.)
bunun üzerine: "Subhanallah, şüphesiz mü'min necis olmaz" buyurdu.
Açıklama:
"Subhanallah, muhakkak mü'min necis olmaz." diğer (823) rivayette: "Muhakkak
Müslüman necis olmaz" buyurulmaktadır.
Bu hadis diri ve ölü iken müslümanın temiz (tahir) olduğu hususunda pek büyük bir asıl dayanaktır.
Canlı iken temiz olduğu Müslümanların icmaı ile kabul
edilmiştir. Hatta üzerinde fercinin nemi bulunan annesinin yaptığı düşük dahi
temizdir. Hatta kimi Mezheb alimimiz bunun
Müslümanların icmaı ile tahir
olduğunu dahi söylemiştir. Kadının fercinin yaşlılığının necisliği
hususunda bilinen görüş ayrılığı onun hakkında söz konusu değildir. Aynı
zamanda yumurtanın dış kabuğu ve benzerlerinin necisliği
ile ilgili Şafii mezhebi fıkıh kitaplarında söz konusu edilmiş görüş ayrılığı
da yoktur. Çünkü bunlar hakkında fercin yaşlılığının hükmüne binaen her iki
hüküm de söz konusudur. İşte canlı müslümanın hükmü
budur.
Ölü müslümana gelince, onun ile ilgili ilim adamlarının farklı
görüşleri olduğu gibi, Şafii'nin de onun hakkında iki ayrı görüşü bulunmaktadır.
Bu iki görüşün sahih olanına göre o temizdir. Bundan dolayı yıkanır. Ayrıca
Nebi (s.a.v.)'in "Müslüman necis olmaz"
buyruğu dolayısıyla da necis değildir. Buharı
sahihinde İbn Abbas'tan
muallak olarak "Müslüman canlı iken de, ölü iken de necis
olmaz" dediğini zikretmektedir. Müslümanın hükmü
budur. Kafire gelince, temizlik ve necislik hususunda
onun hükmü müslümanın hükmü ile aynıdır. Hem bizim
mezhebimizin, hem de selef ve haleften büyük çoğunluğun mezhebinin görüşü
budur.
Aziz ve celil Allah'ın: "Müşrikler ancak bir necistirler." (Tevbe, 28)
buyruğuna gelince. Kastedilen inançlarının necisliği
ve tiksindirici oluşudur, yoksa maksat onların organlarının çiş, gaita ve
benzeri şeylerin necisliği gibi necis
olduğu değildir. Müslüman ya da kafir Ademoğullarının
temizliği sabit olduğuna göre müslümanın teri,
salyası ve gözyaşı da temiz demektir. İster abdestsiz,
ister cünüp, ister ay hali, isterse loğusa olsun. Bütün bunlar Müslümanların icmaı ile kabul edilmiştir. Küçük çocukların da bedenleri,
elbiseleri ve salyaları necis oldukları kesinlikle
bilinmediği sürece temiz kabul edilir. Bu sebeple onların elbiselerini
giyinerek namaz kılmak, ellerini içine sokmaları halinde sulu yemeklerden
onlarla birlikte yemek caizdir. Bütün bunların sünnetten ve icmadan
delilleri de oldukça meşhurdur. Allah en iyi bilendir.
Hadisten Çıkan Bazı
Hükümler
1- Fazilet sahibi
kimselere saygı duymak onların meclisinde oturup, sohbetlerinde bulunanların
onları tazim ederek en mükemmel hal ve en güzel sıfatlarıyla onlarla birlikte
olması müstehaptır.
2- İlim adamları ilim
tahsili yapan kimsenin hocası ile oturduğu sırada güzel bir durumda olmaya
dikkat etmesi izale etmekle emrolunduğu tüylerini
izale etmek, tırnakları kesmek, hoş olmayan kokuları gidermek, hoşlanılmayan
elbiseleri giymemek ve buna benzer hallere riayet etmek suretiyle temiz ve
temizliğe dikkat ve özen göstermiş halde bulunmasını müstehab
görmüşlerdir çünkü bunlara dikkat etmek ilme ve ilim adamlarına saygı ve tazim
göstermekten ileri gelir. Allah en iyi bilendir.
3- Bu hadiste ayrıca
edeplere dair çeşitli irşatlar da bulunmaktadır. Bir ilim adamı kendisine uyan
bir kişiden doğru olmayan bir iş yaptığından korkacak olursa ona buna dair soru
sorar sonra kendisine onun doğrusunu söyleyip, onun hükmünü ona açıklar. Allah
en iyi bilendir.
Babtaki hadislerin lafızlarına gelince, Rasulullah
(s.a.v.)'in: "Mü'min necis
olmaz" buyruğunda "yencusu: necis olur" fiili cim harfi fethalı
olarak "yencesu" diye de söylenir, bunlar
iki ayrı söyleyiştir. Mazisi de necise ve necuse olmak üzere iki şekilde söylenir. Mazisinde cim
harfini kesreli söyleyen, müzariinde fethalı söyler. Mazide dammeli
söyleyen, müzaride de cim harfini dammeli
söyler. Bu, benzeri bütün lafızlar için geçerli (muttarid)
bir kıyastır. Arap dili bilginlerince bilinen bir husustur. Bundan sadece
mazisinin aynu'l-fi'li
(ikinci harfi) kesreli olan birkaç mı müstesnadır.
"İnselle: gizlice
gitmek, sıvışmak" demektir. "Subhanallah"
lafzı hayret ifade etmek için kullanılmıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: