UMDETU’L

AHKAM

TAHARET

 

MESTLER ÜZERİNE MESH

 

630-79/10- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti. .. Urve b. Muğıre babasından şöyle dediğini haber verdi: Bir gece bir yolculukta Nebi (s.a.v.) ile birlikte idim. Bana: "Yanında su var mı" buyurdu. Ben, evet dedim. Bineğinden indi ve gece karanlığında kayboluncaya kadar yürüdü. Sonra geri geldi, ben de mataradan eline su döktüm. Yüzünü yıkadı üzerinde yü nden bir cübbe vardı. Kollarını ondan çıkartamayınca sonunda kollarını cübbenin altından çıkardı ve kollarını yıkayıp, başına mesh etti, sonra mestlerini ayaklarından çıkarmak için eğildim, "Onları bırak, çünkü ben onları abdestli iken giyinmiştim" buyurdu ve üzerlerine mesh etti.

 

Açıklama:

 

"Bana Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti. .. Amr b. Muğıre babasından haber verdi." Bu senetteki bütün raviler Kufelidir.

"Ben mestlerimi ayaklarım temizken giyindim." Mestler üzerine mesh etmenin ancak onları tam bir taharet hali üzere giymesi halinde caiz olduğuna delil vardır. Bu da abdesti tamamen bitirdikten sonra mestleri giyinmesiyle olur. Çünkü mestleri taharet üzere giymenin gerçek hali her bir tekinin temiz iken giyilmiş olması ile mümkündür.

 

İlim adamları bu mesele hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bizim mezhebimize göre mestlerin tam bir taharet hali üzere giyilmesi şarttır. Öyle ki sağ ayağını yıkayıp, onun tekini giyinse sonra da sol ayağını yıkayıp onun tekini giyinse sağ ayağın tekini giymesi sahih olmaz. Bu durumda mutlaka onu ayağından çıkartıp yeniden giyinmelidir, solu çıkartmasına ise gerek yoktur çünkü sol ayağın teki taharetin tamamlanmasından sonra giyilmiştir. Bazı Mezheb alimlerimiz istisna olarak sol tekin de çıkartılmasını vacip görmüşlerdir. Sözünü ettiğimiz mestlerin giyilmesinde taharetin bu şekilde şart olması aynı zamanda Malik, Ahmed ve İshak'ın da kabul ettiği görüştür. Ebu Hanife, Süfyan es-Sevrı, Yahya b. Adem, el-Müzenı, Ebu Sevr ve Davud ise abdestini tamamlamadan mestlerini giyinmesi caizdir, daha sonra abdestini tamamlar demişlerdir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

623-73/3- Bize Yahya b. Yahya et-Temimı tahdis etti. Bize Ebu Hayseme, A'meş'ten haber verdi, o Şakik'den, o Huzeyfe'den şöyle dediğini nakletti: Nebi (s.a.v.) ile birlikte idim. Bir kavmin çöplüğüne kadar gitti ve ayakta küçük abdestini bozdu. Ben kenara çekildim. O: "Yaklaş" buyurdu. Ben de ökçelerinin yanında duruncaya kadar yaklaştım. Abdest aldı ve mestleri üzerine mesh etti.

 

Açıklama:

 

"Nebi (s.a.v.) ile birlikte idim. Bir kavmin çöplüğüne gitti. .. " Subate (çöplük), çöp, toprak ve benzeri şeylerin atıldığı yerdir. Bu genelde evlerin yakın yerlerinde ev sahiplerine ait bir irtifaktır.

Hattabı dedi ki: Çöplükler çoğunlukla yumuşak, toprakla karışık olup, onlarda küçük abdest bozulduğunda yolunu bulup, gider ve abdest bozanın üzerine sıçramaz.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in ayakta küçük abdest bozma sebebine gelince, bu hususta ilim adamlarının çeşitli açıklamaları vardır. Bunları Hattabı, Beyhaki ve diğer imamlar nakletmiş bulunmaktadır.

 

1- Birinci açıklama onların dediklerine göre Şafii'den de rivayet edilmiş bir açıklamadır. Buna göre Araplar bel ağrısına iyi gelir diye ayakta küçük abdest bozarlardı. Bu sebeple o sırada Rasulullah (s.a.v.)'in muhtemelen beli de ağrıyordu.

 

2- İkinci açıklamaya göre ise bunun sebebi Beyhaki ve başkalarının naklettikleri zayıf bir rivayete göre O, diz kapağının iç tarafındaki bir rahatsızlık dolayısıyla ayakta küçük abdest bozmuştur.

 

3- Çömelmek için bir yer bulamamış olduğundan ötürü ve çöplüğün önündeki bölümü yüksek olduğundan dolayı ayakta küçük abdestini bozmaya mecbur olmuştur.

 

4- İmam Ebu Abdullah el-Mazerı ile Kadı Iyaz -Allah'ın rahmeti onlara- dördüncü bir açıklamayı söz konusu ederek onun ayakta küçük abdest bozmasının sebebi, oturma halinden farklı olarak çoğunlukla diğer yoldan hadesin çıkmayacağından emin olunan bir hal oluşudur. Bundan dolayı Ömer (radıyallahu anh):

Ayakta küçük abdest bozmak dübürü (arka yolu) daha sağlam korur, demiştir.

 

5- Buna dair beşinci bir açıklama da ihtimal dahilindedir. O da Nebi (s.a.v.)'in bunu o sefer bu şekilde abdest bozmanın caiz olduğunu göstermek için yapmıştır. Yoksa onun sürekli adeti oturarak küçük abdest bozmak idi. Buna da Aişe (radıyallahu anha)'nın naklettiği şu hadisi delildir: "Size Nebi (s.a.v.) ayakta iken küçük abdest bozardı diye nakleden kimselerin sözünü doğru kabul etmeyin, O ancak oturarak küçük abdest bozardı." Bunu Ahmed b. Hanbel, Tirmizı, Nesai ve başkaları rivayet etmiş olup, senedi ceyyiddir. Allah en iyi bilendir.

 

Ayakta küçük abdest bozmanın yasaklanması hakkında sabit olmayan birtakım hadisler riva,yet edilmiştir ama Aişe (radıyallahu anha)'nın rivayet ettiği bu hadis sabittir. Bundan dolayı ilim adamları bir mazeret olması hali dışında ayakta küçük abdest bozmak mekruhtur demişlerdir. Bununla birlikte bu mekruhluk tahrimen değil, tenzihen mekruhtur.

 

İbnu'I-Münzir, el-İşrak adlı eserinde şöyle demektedir: İlim adamları ayakta küçük abdest bozmak hakkında ihtilaf etmişlerdir. Ömer b. el-Hattab (radıyallahu anh), Zeyd b. Sabit, İbn Ömer ve Sehl b. Sa'd'dan ayakta küçük abdest bozdukları rivayet edilmekle birlikte aynı husus Enes, Ali ve Ebu Hureyre (radıyallahu anhum)'dan da rivayet edilmiş, İbn Sirin ve Urve b. ez-Zubeyr bunu fiilen yapmış, İbn Mes'ud, Şa'bi ve İbrahim b. Sa'd bunu mekruh görmüşlerdir. İbrahim b. Sa'd ayakta küçük abdest bozanın şehadetini geçerli kabul etmezdi.

 

Bu hususta üçüncü bir görüş de şudur: Eğer sidiğin üzerine kısmen sıçrayacağı bir yerde ise mekruhtur, eğer sıçramıyor ise bir sakıncası yoktur. Bu da Malik'in görüşüdür. İbnu'I-Münzir der ki: Ben oturarak küçük abdest bozmayı müstehab (sevilen bir iş) olarak görüyorum, ayakta küçük abdest bozmak da bana göre mübahtır çünkü bütün bunlar Rasulullah (s.a.v.)'den sabittir. Bunlar İbnu'I-Münzir'in açıklamalarıdır. Allah en iyi bilendir.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in bir kavmin çöplüğünde küçük abdest bozması hakkında ise çeşitli ihtimaller söz konusudur. Bunların en kuvvetlisi şudur: Onlar bu işi tercih ediyor ve bundan hoşlanmamaları söz konusu değildi. Hatta bundan dolayı memnun dahi oluyorlardı. Bu durumda olan bir kimsenin toprağına küçük abdest bozmak da caizdir, yemeğinden yemek de caizdir. Sünnet-i seniyyede bunun benzerleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz bu kaideye Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği iman bölümünde geçen" ... ben de tilkinin toparlandığı gibi toparlandım ... " hadisinde işaret etmiştik.

İkinci açıklamaya göre bu çöplük, sözü geçen kavme özelolarak ait değildi.

 

Aksine onların evlerinin önündeki düzlükte ve bütün insanlara aitti. Kendilerine yakın olduğundan ötürü onlara izafe edilmiştir.

Üçüncü bir açıklamaya göre onlar ya açık bir izin ile yahut bu anlamda gelen bir durum ile ihtiyacını görmek isteyen kimselere izin vermiş olabilirlerdi. Allah en iyi bilendir.

 

Nebi (s.a.v.)'in bilinen adeti ihtiyacını karşılamak istediğinde uzaklara gitmek olmakla birlikte evlere yakın bir çöplükte küçük abdest bozması ile ilgili olarak Kadı Iyaz (Allah ondan razı olsun) şunu zikretmektedir: Bunun sebebi Nebi (s.a.v.)'in O bilinen yerde Müslümanların işleriyle ve onların maslahatlarını ele almakla meşgul bulunması idi. Muhtemelen orada uzun bir süre kalmış ve sonunda küçük abdesti onu sıkıştırıp, uzaklaşma imkanını bulamamış olmasıydı. Eğer uzak bir yere gitmeye kalkışmış olsaydı zarar görecekti. Bunun için çöplüğe gitmiş, Huzeyfe de onu diğer insanların gözünden saklamak için yakınında durmuştu. Kadı lyaz'ın bu açıklaması güzeldir ve güçlü bir açıklamadır. Allah en iyi bilendir.

"Ben uzaklaşmak istedim. O: Yaklaş, buyurdu. Ben de yaklaştım ... " İlim adamları dedi ki: Nebi (s.a.v.)'in onu yanına çağırması onunla insanların ve diğer bakan kimselerin gözünden gizlenip saklanması içindi; çünkü öyle bir hal gizlenip, saklanılması gereken ve adeten utanılan bir haldir. Onun yaptığı iş, diğer abdest bozmanın söz konusu olmayacağından emin olunduğu ayakta küçük abdest bozma işiydi. Ayrıca hoş olmayan koku da çıkarmıyordu. Bundan dolayı yaklaşmasını istemiştir.

 

Bir diğer hadiste ise ihtiyacını görmek isteyince "kenara çekil" buyurmuştur.

 

Çünkü o sırada ihtiyacını oturarak görüyordu ve her iki abdesti bozmak ihtiyacı vardı, o taktirde de hoş olmayan koku ve ona bağlı diğer hususlar da ortaya çıkabilirdi.

 

Bundan dolayı bazı ilim adamları hadis hakkında şöyle demiştir: Küçük abdestini bozan kişi eğer ayakta abdestini bozuyorsa ona yaklaşmak sünnettendir. Şayet oturuyor ise sünnet ondan uzak durmaktır. Yüce Allah en iyi bilendir.

 

Hadisten Çıkan Hükümler

 

1- Mestler üzerine mesh etmek sabittir.

2- İkamet halinde mestlere mesh etmek caizdir.

3- Ayakta küçük abdest bozmak ve bir kimsenin bu şekilde abdest bozana yakın olması caizdir.

 

4- Küçük abdestini bozan bir kimsenin yanındaki arkadaşından kendisini gizlemesi, saklaması için kendisine yakınlaşmasını istemesi caizdir.

 

5- Bu gibi hallerde kendisini saklamak müstehaptır.

 

6- Evlere yakın yerde küçük abdest bozmak caizdir.

 

Hadiste bunun dışında hükümler de vardır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

MEZİ BABI