ŞAFİİ el-UMM

RİBA / FAİZ

 

ET'İN NİTELİĞİ, CAİZ OLAN VE OLMAYAN ET SATIŞLARI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona) dedi ki: Selef yoluyla et satın alan bir kimsenin niteliklerini belirterek; burulmuş erkek keçi yahut erkek yahut dişi, süt emen oğlak, sütten yeni kesilmiş semiz, daha yukarısı yahut filan yerli, güçlü gibi niteliklerini belirtip, ağırlığını şart koşmadıkça yahut da: Üç ve üst yaşta dişi (keçi) ya da daha küçük deyip etini ve yerini nitelendirip yine koyun eti deyip bu şekilde nitelendirmedikçe, özellikle deve için de merada yayılan deve demedikçe -çünkü merada yayılan ile beslenen arasında farklılık vardır- caiz değildir. Çünkü bunların erkek ve dişilerinin, küçük ve büyüklerinin, burulmuş ve burulmamış alanlarının, etlerinin farklılık gösterdiği gibi, etlerinin yerleri de farklıdır, etleri arasında da fark vardır. Eğer semiz olmak ile sınırlandıracak olursa, kendi sine semiz denilebilecek asgari halde bulunanı istemek müşterinin hakkıdır. Eğer daha fazlasını verecek olursa, satıcı da bu hususta kendiliğinden fazlasını vermiş olur. Eğer sağlam ve güçlü diye tespit etmiş ise, bu ismin asgari seviyede alanını hak eder. Bundan daha fazlasına sahip olanı ise, satıcı kendiliğinden vermiş kabul edilir. Bununla birlikte her durumda zayıf olma şartını koşmasını hoş görmem. Çünkü zayıflık arasında farklılık vardır. Ayrıca ileri derecede zayıflık da müşteri aleyhine bir eksikliktir. Etin zayıf hayvandan olması ise, süt ile ilgili olarak ekşimeye dair söylediklerim gibi en alt ve en üst sınırları belli değildir. Ve bu ileri dereceye varacak olursa, tespit olunamayan bir eksiklik olur. Fakat semizlikte fazlalık ise, satıcının müşteriye kendiliğinden bağışladığı bir fazlalık olarak değerlendirilir.

 

Dedi ki: Eğer etin belli bir yerini şart koşmuş ise, orası kemiği ile birlikte tartılır. Çünkü kemik etten ayrı değildir. Samanın, toprağın, taşların buğdaydan ayrıldığı gibi ayrılamaz. Eğer onu ayırt etmeye kalkışacak olursa, bu sefer eti satın alan aleyhine et berbat edilir ve satın alan aleyhine fasit olmayı gerektirecek şekilde, kemikler üstünde bir kısmı kalır. Etin de ayrılmayarak onunla birlikte kemiğinin satılması caiz olması, öncelikse söz konusudur. Buna sebep ise, etin kemik ile karışık bulunması tartı ile alınması halinde kum hurmanın çekirdeğinden daha ileri oluşudur. Çünkü hurma çekirdeği, hurmanın kendisinden ayrılabilir. Üstelik hurmanın çekirdeği çıkartılacak olursa, çekirdeğinin içinde bulunması durumuna göre, kalıcılığı o kadar değildir.

 

 

Şafii (Allah onan razı olsun) dedi ki: İnsanlar Rasulullah (s.a.v.) döneminde, kum hurmayı içinde çekirdeği olduğu halde ölçerek alıp satmışlardır. Eğer bizler, onların eti arasında kemiği bulunmadıkça, alıp satmadıklarını bilmemiş olsak bile, sünnet şuna delildir: Çekirdeği ile birlikte, hurmanın satılmasının caiz oluşu, kemiği ile etinde satılmasının onunla aynı nitelikte ya da daha caiz olmasını gerektirir. Böylelikle bu hem bir kıyas hem bir haber hem bir rivayet olup ben bu hususta insanların ihtilaf ettiklerini bilmiyorum.

 

Dedi ki: Selef yolu ile iç yağı yahut böbrek satın alsa ve bunu tartısı ile nitelendirirse, bu caizdir. Fakat sadece iç yağı dese, iç yağı ile diğerlerinin farklılığından ötürü caiz olmaz. Aynı şekilde kuyruk yağını, selef yoluyla satın alırsa, o tartı iledir. Kuyruk yağını selef yoluyla satın alırsa, ismen kuyruk yağı der, küçük yahut büyük keçi ya da koyun türü olduğunu da belirtir.

 

Sonraki için tıkla:

 

YABANİ HAYVANLARIN ETLERİ