FİTNE ZAMANLARINDA
BİNEK VE SİLAH SATMANIN YASAKLANIŞI
Şafii (Yüce Allah'ın
rahmeti ona) dedi ki: Benim benimsediğim esas kanaate göre, zahiren sahih olan
her bir akdi, herhangi bir itham / suizan sebebiyle de alışveriş tarafları
arasındaki adet sebebiyle de geçersiz kabul etmem. Zahiren sahih olması
sebebiyle, onu caiz görürüm. Bununla birlikte, eğer açığa vurulması halinde,
satışın fas it olmasına sebep olacak niyeti içlerinde saklamalarını da mekruh
görüyorum. Nitekim birisini öldürmek kastıyla, bir kimsenin kılıç satın
almasını da mekruh görüyorum. Onu satanın zulmen o kılıçla birisini
öldüreceğini düşündüğü bir kimseye satması da haram değildir. Çünkü onunla
birilerini öldürmeyebilir. Ve ben böyle bir alışverişi fas it kabul etmem.
Bununla birlikte, bir kimsenin üzümü şarap sıkacağı kanaatinde olduğu kimseye,
satmasını mekruh görürüm, ama o üzümü böyle birisine satacak olursa, o satışı
fas it görmem. Çünkü o onu helal olarak satmıştır. Onu şarap yapmaması da
mümkündür. Kılıç alanın da hiçbir kimseyi hiçbir zaman öldürmemesi de
mümkündür. Aynı şekilde mut'a nikahını da fasit kabul ederim. Eğer bir adam bir
kadını sahih bir nikah ile nikahlarken onu ancak bir gün ya da daha az ya da
daha fazla nikahı altında tutmayı niyet ediyorsa, ben bu nikahı fasit kabul
etmem. Ancak fas it akit ile onu her zaman fasit kabul ederim.
Sonraki için tıkla: