ET'İN SATILMASI İLE
İLGİLİ GELEN BUYRUKLAR
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona) dedi ki: Et de aynen böyledir. Koyun etinin yine koyun etine karşılık bir rıtılın
bir rıtıla -birisi kuru diğeri yaş olsun (taze) ya da her ikisi yaş(taze)
olsun- satılması caiz değildir. Çünkü etler, aynı miktarda eksilmezler. Çünkü
hayvanın yaratılışı, etinin beslenme kaynağı olan meraları farklı olduğu için,
bu etlerin kimisi kuruduğu takdirde çok miktarda eksilen gevşek bir et olur,
kimisi ise, daha az eksilen sıkı bir et olur. Diğer taraftan bunların
sıkılıkları yaratılışlarındaki farklılara, gevşeklikleri de yaratılışındaki
gevşekliklerine göre farklılık gösterir. Bu sebeple en ileri derecede kurumuş
olması hali dışında, kuru etin aynı tartıda ve aynı sınıftan olmak üzere
satılması caiz olmaz. Tıpkı kuru hurmanın aynı sınıfta elden ele aynı ölçekle
satılması ve sattıklarını karşılıklı kabzetmedikçe ayrılmamaları gerektiği gibi.
Soru: Kuru satılan ette
tartı ve ölçek farklı olur mu? Cevap: Hem ortak özellikleri olur hem
farklılıkları olur.
Soru: Bunların nerede
ortak olduklarını öğrendik. Farklı yerleri neresidir? Cevap: Kuru hurma
hakkında "kuru" adı kullanıldığı takdirde eğer en ileri dereceye
kadar kurumamışsa ve ölçekle karşılıklı satılırsa, bu ölçekte hiçbir şey
eksilmez. Ama bir süreliğine bırakılacak olursa, tartıda eksilir. Çünkü kuruluk
ne kadar artarsa en nihai noktasına varıncaya kadar tartısı azalır.
Dedi ki: Tartı ile
satılan şeyler arasında et ile ilgili olarak dedim ki: Kuruması en ileri
dereceye varmadığı sürece satılmaz. Çünkü o takdirde tartıda fazlalıklı olarak
ya da meçhulolarak ete karşılık etin satılması söz konusu olur. Eğer nemli
yerlerde ise, kuruduktan sonra tekrar ona nem isabet ederse yine o nemden
dolayı ağırlığı artarsa, artık bundan dolayı nemlenmiş olan, aynı tartılarda
karşılıklı satılmaz. Ta ki kuruma haline dönünceye kadar. Bu durumda neminin
artması halinde tartısı artarsa, durumu birincisi gibi olur. En ileri derecede
kurumadığı sürece -tıpkı baştan itibaren satılmasının caiz olmadığı gibi-
satılması caiz olmaz.
Birbirinden farklı etler
hakkında söylenecek ve kabul edilecek görüş de iki görüşten birisi olabilir:
Birinci görüş: Koyun eti
bir sınıf, deve eti bir sınıf, inek eti bir sınıf, ceylan etleri bir sınıf;
kapsamlı isimler dışında isimleri farklı olan her bir farklı ismin eti de bir
sınıftır. Kapsamlı isim olarak da bunların hepsi hayvan, hepsi dört ayaklı,
bunlara dört ayaklı davar denilir. İşte bunlar hepsi için ortak ve kapsamlı
isimlerdir. Bundan sonra isimleri ayrılarak koyun eti, deve eti, inek eti
denilir. Ceylan eti, tavşan eti, tarla faresi eti, keklik eti, erkek keklik eti
denilir. Nitekim (genelolarak) ... (ta'am) (yiyecek) denildikten sonra buğday,
darı, arpa ve pirinç denilir. Bu doğru ve kıyasa uygun bir görüştür. Bundan
dolayı bunu kabul edenler şöyle derler: Koyun, koyun olarak da keçi olarak da
küçüklüğü de büyüklüğü de dişisi ile de erkeği ile de bir tek sınıftır. Bunun
da hükmü sınıf itibariyle biri diğerinden fazla olan buğdayın hükmü gibi olur.
Birbirinden farklı ve fazlalıklı kuru hurma da bir sınıf olur. Bunun ileri
derecede kurumuş olanı, kendisi gibi kuru olana mukabil ancak tartarak ve elden
ele satılır. Eğer aralarında farklılık olursa, o zaman koyun eti, inek eti ile
kurusu yaşı ile yaş olanı yaş ile eşit tartı ile yine o türden tartı ile üç
misli (dahi) elden ele satılır.
Nesie / vadeli satışında
hayır yoktur. Çünkü bunların birinin diğerine göre fazla olması halinde elden
ele satışında ribalfaiz olmaz. Bundan riM ancak nesie / vadeli olması halinde
söz konusu olur. Elden ele ve tartı ile birinin diğerine üstünlüğü caiz ise,
tartmanın manası ancak tarafların ne satın alıp ne sattıklarını bilmelerinden ibarettir.
Dolayısıyla götürü satışta da ve istedikleri gibi satmakta da bir sakınca
yoktur. Elverir ki, daha önce kuru hurmanın kuru üzüm, buğdayın dan hakkında
söylediğimiz şekilde nesie / vade dahil olmasın. Bu konuda arada bir fark
yoktur. Diğer taraftan evcil olan ile yabani olanın tamamı hakkında da
söylenecek budur.
Buna göre, en ileri
mertebede kurumadıkça ve tartı ile elden ele satılmadıkça, kuş eti karşılığında
kuş etinin satılmasında -tıpkı koyun eti hakkında söylediğimiz gibi - bir hayır
yoktur.
Ceylan etinin tavşan eti
karşılığında, her ikisinin de taze olması ya da her ikisinin de kuru olarak
satılması şartıyla, misli misline yahut da tartısı daha fazla olsa da her ikisi
de götürü usulü satılmasında bir sakınca yoktur. Çünkü her iki sınıf farklıdır.
Bütün balık çeşitleri de
böyledir. Bunların suda yaşadıkları için tek bir sınıf olduklarını söylemem
mümkün değildir. Çünkü böyle bir iddiada bulunacak olursam, o zaman yerde
yaşayan kara hayvanlarının da evcil olanıyla yabani olanıyla tek bir sınıf
olmalarını söylemem gerekirdi. Yahut da en azından bunu yabani hayvanlar
hakkında söylemek zorunda olurdum. Çünkü bunların hepsi hakkında, av hayvanı,
kapsamlı bir ortak isimdir. Hayvanlar arasında farklılık olduğu takdirde mülk
edinip sana mülkiyeti geçen her birisinin bir rıtlını diğerine mukabil elden
ele ve pek çok rıtıl ile satmakta bir sakınca yoktur. Fakat bunun nesie /
vadeli olarak satılmasında hayır yoktur. Elden ele olsun, her ikisi de götürü
olsun ya da biri götürü diğeri tartı ile olsun bir sakıncası yoktur. Bununla
birlikte mülkiyetinde bulunan bir rıtıl taze balıketini yine mülkiyetinde
bulunan bir rıtıl taze et karşılığında satılmasında yahut birisi taze diğerinin
kuru olması halinde satılmasında bir hayır yoktur. Tuzlanıp kurutulmadıkça ve
firesi en ileri dereceye varmadıkça, bu satışta hayır olmaz. Bu türden eti çok
olması halinde, kuruması, tuzlanması ve içindeki suyunun tamamen sızıp akması
ile olur. Bu onun kurumasının en ileri derecesidir. Bu dereceye ulaştığı
takdirde bir rıtıl bir rıtıl karşılığında aynı tartıda elden ele aynı sınıftan
olmak üzere satılabilir. Sınıfları farklı olduğu takdirde elden ele olması
şartıyla bir kısmının diğerine göre fazla olmasında bir sakınca yoktur. Ama
nesie / vadeli olarak satılmasında bir hayır olmaz. İri olmayan balıklar,
bırakıldıkları takdirde ileri derecede kuruyor ise, kuruması tamamlanıncaya
kadar bunda bir hayır yoktur. Bundan bir sınıfkendi misli ile eşit tartıda
elden ele satılabilir. Farklı olursa, bu hususta söylenecek söz az önce
belirttiğim gibidir. Tazesi yine tazesi ile her ikisi de götürü yahut da kurusu
götürü olarak tartıda da biri diğerinden fazla olarak satılabilir. İşte bütün
bu bahis buna göredir. Benzerlerine kıyas farklılık göstermez.
Bu husustaki ikinci
görüş: Etin hepsi bir sınıftır. Tıpkı kuru hurmanın hepsinin bir sınıf oluşu
gibi. Bu görüşü kabul eden bana göre, balıklar hakkında da (aynısını) demesi
gerekir. Çünkü (...) "et" adı bu görüşün kapsamlı (ortak) adıdır. Bu
görüşü benimseyen kimse eğer ortak isim olan "et"i kabul edecek
olursa, şöy!e demek zorunda olur: Bu da kuru hurma ortak adı gibidir ve
böylelikle kuru üzümü, kuru hurmayı ve diğer meyve türlerini tek bir sınıfkabul
eder. Bu ise bana göre bir kimsenin söylemesi caiz olmayan sözlerdendir.
Elbette yüce Allah en iyi bilendir.
Eğer bir kimse dese ki:
Birisi et yemeyeceğine dair yemin ederse, deve eti yediği takdirde yemini nasıl
bozulursa, koyun eti ile de öylece bozulur. İşte aynı şekilde kuru hurma
yemeyeceğine dair yemin ederse ve kuru üzüm yerse tıpkı kuru hurma yemiş ya da
at şeftalisi yemiş gibi yemini bozulur (demek durumunda kalır). Oysa yeminlerin
böyle olması mümkün değildir. Yeminler, isimleri anlamlar hakkındadır.
Alışverişler de sınıflara göredir. Özel isimler de kapsamlı (cins isimlerinden)
farklıdır. Yüce Allah elbette en iyi bilendir.
Sonraki için tıkla: