ŞAFİİ el-UMM

ALIŞVERİŞ

 

ALIŞVERİŞ

 

Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii (Allah'ın rahmeti ona) haber verip dedi ki: Şanı yüce ve mübarek Allah:

 

"Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Aranızda karşılıklı bir anlaşma ile gerçekleştirdiğiniz bir ticaret olması müstesna .. '' (Nisa, 29) Bir başka yerde de: " ... ve Allah alışverişi helal, ribayı (faizi) haram kılmıştır ..'' (Bakara, 275) buyurmaktadır.

 

Şafii dedi ki: Yüce Allah bey'i / alışverişi, Kitabında mubah oluşuna delil teşkil edecek birkaç yerde zikretmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla aziz ve celil Allah'ın alışverişi helal kılmasının iki anlama gelme ihtimali vardır:

 

Birincisine göre; alışveriş yapan kimselerin alışverişi caiz olan kendi aralarındaki rızaya dayanarak yaptıkları her bir alışverişi helal kılmış olmasıdır. Bu anlam daha açıktır.

 

Dedi ki: İkincisine göre; aziz ve celil Allah'ın alışverişi helal kılması, eğer aziz ve celil Allah'tan muradını beyan eden Allah'ın Rasulü'nün yasaklamadığı şeylerden ise o takdirde bu Allah'ın farzını Kitap'ta muhkem kıldığı, Nebisi'nin dili üzere keyfiyetini beyan ettiği şeyler arasında yerini alır yahut da Allah'ın kendisi ile has / özel olanı murat ettiği umumi lafızlardan olup Allah'ın Rasulü ondan helal kılınanı ve haram kılınanı ile neyi murat ettiğini beyan ettiklerinden yahut da her ikisine dahilolanlardan ya da Allah'ın mubah kıldığı umumi hükümlerden olur. Bundan da Nebisinin dili üzere ondan haram kıldığı şeyler ve bu manadaki şeyler müstesna edilir. Tıpkı abdestli iken giyilen mestleri bulunmayan bir kimsenin abdest almak istemesi (gerekınesi, abdestinin bozulması) halinde abdest almanın herkese farz olması gibidir.

 

Alışverişin manası bu açıkladıklarımızdan hangisi olursa olsun, yüce Allah, insanlara Allah'ın Rasulü'ne (s.a.v.) itaati farz kılmış olması sebebiyle buna uymakla yükümlü kılmıştır. Çünkü ondan (Rasulden) kabul edilen aziz ve celil Allantan kabul edilmiştir. Çünkü (Rasulden geleni kabul ediş) aziz ve celil Allah'ın Kitabı gereğince kabul edilmiş olur.

 

Dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) alışveriş yapanların razı oldukları birtakım alışverişleri, yasaklamış olduğundan biz de öyle kabul ederiz. Allah'ın helal kılmış olduğu alışverişlerin Nebisinin (s.a.v.) dili ile haram kılmış olduğuna dair delil bulunmadığı sürece söz konusudur ve Nebinin dili ile haram kıldıkları müstesnadır.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Alışveriş yapanların rızası ile ve alışverişini yaptıkları şeyalınıp satılması caiz olması şartıyla, asıl itibariyle bütün alışverişler mubahtır. Bunlar arasından Rasulullah (s.a.v.)'ın izni ile haram kılmış oldukları şeyler de yasaklanmış şeylerin kapsamına girer. Bundan farklı olan şeyleri ise, açıkladığımız şekilde yüce Allanın Kitabında alışverişin mubah kılınmış olması sebebiyle mubah kabul ederiz.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Vadeli olsun, peşin olsun, caiz olan her bir alışveriş ve herhangi bir şekilde alışveriş adını taşıyan her bir işlem, alıp sattıkları şeyi karşılıklı rıza ile alıp satmak üzerinde ittifak etmedikleri sürece, satan için de alan için de bağlayıcı değildir. Onlar ne yasaklanmış olan bir alışveriş ile ne yasaklanmış bir iş üzerinde böyle bir akid yapamazlar. Ayrıca alışveriş yaptıkları yerden, o alışverişten karşılıklı rıza üzere ayrılmaları da şarttır. Eğer bu hususlar bir arada bulunursa, O zaman alışveriş onların her birisi için bağlayıcıdır, muhayyedik yahut aldığı malda bulacağı bir kusur yahut ön koştuğu bir şart ya da (alıveriş konusu ne ise onu) görme muhayyerliği caiz ise, görme muhayyediği dışında, onu geri çevirmek hakkı yoktur. Böyle olmadığı takdirde alışveriş de taraflar arasında gerçekleşmez.

 

Er-Rebi' dedi ki: Şafii, görme muhayyerliği kanaatinden vazgeçmiş ve: Görme muhayyerliği caiz değildir, demiştir.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Alışveriş asıl itibariyle üçüncüsü bulunmayan iki türlüdür: Birisi; satıcısının teminatı altında belli bir niteliğin satışi. Eğer satıcı bu nitelikleri gerçekleştirmiş ise, satın alanın bu niteliklere sahip bulunduğu sürece muhayyerliği yoktur.

 

Diğeri; satıcısının muayyen olarak teminatı altında bulunan aynı bir şeyin satışı. Satıcı bunu muayyen olarak müşteriye teslim eder. Eğer telef olursa, satmış olduğu aynın dışında herhangi bir şeyin tazminatını ödemez.

 

İşte bu iki türden başka bir alışveriş caiz değildir. Bunlar da alışveriş (buyu') bahsinde birbirinden ayrıdır.

 

Sonraki için tıkla:

 

MUHAYYERLİK ŞARTI İLE ALIŞVERİŞ (BEY'U'L-HİYAR)