İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HİCRETİN
SEKSEN ÜÇÜNCÜ YILI OLAYLARI (M. 702)
DEYRU'L-CEMACİM
VAK'ASI'NIN DEVAMI
Haccac'ın
üç ayrı bölüğü Abdurrahman'ın Cebele bin Zahr komutasındaki Kumi Birliği üzerine
hamle yapınca Cebele şöyle seslendi: "Ey Abdurrahman bin Ebi Leyla, ey
Kurra topluluğu! Kaçmak bütün insanlar arasında en çok sizin için çirkindir,
çünkü ben Ali bin Ebi Talib'in (Allah O'nun salihler arasındaki derecesini
yükseltsin; O'na sadıkların, şehitlerin ecrini versin) Şam halkıyla
karşılaştığımızda şöyle dediğini işittim: "Ey Müminler! Kim yapılmakta
olan bir haksızlık veyahut da yapması teklif edilen bir kötü iş görür de onu
kalbiyle reddederse o kurtulmuş ve bundan uzak olmuş olur. Bunu diliyle
reddeden kimse ecir kazanır ve bir öncekinden daha faziletlidir. Kim de
Allah'ın kelamının en yüksek, zalimlerin sözünün ise en alçak olması için o
münkere karşı kılıcıyla çıkarsa işte bu kimse hidayet yolunu bulmuş ve kalbini
yakin nuru ile doldurmuş olur." Haydi, siz de haramı helal kabul eden,
İslam'da olmadık şeyleri uyduran, hakkı bilmeyen ve tanımayan, bid'atçi ve
düşmanlıkla hareket edip bu türlü davranışlara asla karşı çıkmayan bu
kimselerle çarpışınız. "
Ebü'l-Bahteri
de şöyle dedi: "Ey insanlar! Sizler bunlarla hem dininiz, hem de
dünyalığınız için savaşınız." Şa'bi ise şöyle konuştu: "Ey insanlar!
Bunlarla savaşınız. Bu konuda hiç bir tereddüde düşmeyiniz. Allah'a yemin
ederek söylüyorum, ben yeryüzünde bunlardan daha çok zulüm uygulayan, verdikleri
hükümlerde daha çok haksızlık yapan hiç bir kesim bilmiyorum." Said bin
Cubeyr de benzeri sözler söyledi. Sonra Cebele şunları ekledi: "Bunların
üzerine son derece kararlı bir hamle yapınız, onları kendi saflarına geri
püskürtünceye kadar asla bırakmayınız."
Gerçekten
onların üzerine oldukça kararlı bir hamle yaptılar. Gelen birliklerle
çarpıştılar, sonunda onları yerlerinden geri püskürtüp dağıttılar. Saflarının
içlerine dalıncaya kadar ileri gittiler ve yerlerinden uzaklaştırdılar. Daha
sonra geri döndüklerinde komutanları olan Cebele bin Zahr'ın öldürülmüş
olduğunu gördüler ve nasıl öldürüldüğünü de bilemediler.
O'nun
öldürülmesi ise şöyle olmuştu: Cebele'nin yanında bulunanlar Şamlılar üzerine
hamIe yapıp onları dağıtınca kendisi arkadaşlarının yanına dönmesini beklemek
amacıyla yerinde durdu. Şamlılardan bir grup da kendi saflarından ayrılıp bir
kenarda durdular. Bunlar Cebele'nin arkadaşlarının ilerlediğini görünce
birbirlerine: "İşte bu Cebele'dir. Arkadaşları henüz savaşla meşgulken üzerine
bir hamle yapalım." diyerek üzerine atıldılar: Cebele de onların üzerine
hamIe yaptı; O'nu Kelbli Velid bin Nahit adındaki birisi öldürdü. Başı Haccac'a
götürülünce Haccac da bunun müjdesini arkadaşlarına verdi. Cebele'nin askerleri
geri dönünce O'nun öldürülmüş olduğunu gördüler. Bu durum onları manen sarstı
ve diğerlerine Cebele'nin öldürüldüğü haberini acı bir şekilde bildirdiler.
Ebu'l-Bahteri onlara şöyle dedi: "Cebele'nin öldürülmüş olması sizi
dağımklığa uğratmasın. O da sizin gibi bir adamdı ve ölüm anı gelip çattı. O ne
bundan daha erken ölebilirdi, ne de daha sonrasına kalabilirdi." Sonunda
Kurra arasında dağımklık baş gösterdi. Şam halkı da onlara şöyle seslendiler:
"Ey Allah'ın düşmanları! Artık helak oldunuz ve sizin en azgınınız da
öldürülmüş bulunuyor."
Bu
esnada Şeybanlı Bistam bin Maskala bin Hubeyre Kurra'nın yanlarına geldi. O'nun
gelişine sevinerek: "Haydi, Cebele'nin yerine geç." dediler. Bistam
Rey'den geliyordu. Abdurrahman'ın yanına gidince O da onu Rabialıların başına geçirdi.
Oldukça kahraman bir kişi idi. Bir gün yaptığı çarpışma ile Haccac'ın
karargahına kadar girdi ve bera-berindekiler Şam halkından otuz kadın esir
aldılar ve Bistaru onları serbest bıraktı. Bununla ilgili olarak Hacdk şöyle
dedi: "Kadınlarının esir olmasını önlemiş oldular. Eğer bunları geri
göndermeyecek olsalardı, onlara karşı zafer kazandığım takdirde ben de onların
kadınlarını esir edecektim."
"Ebu
Humeyd" künyeli Abdurrahman bin Avf er-Ruasi ortaya atılarak teke tek
çarpışmak için er istedi. Şam halkından bir kişi O'nun önüne geldi ve
birbirleriyle vuruşmağa başladılar. Birbirlerine: "Sen kimsin?" diye
sorduklarında her ikisi de: "Ben Külablı yiğidim." deyince amca
çocukları olduklarını anladılar ve birbirlerini bıraktılar. Harisli Abdullah
bin Rizam da çıkıp teke tek çarpışmak için er istedi. Haccac'ın askerleri
arasından bir kişi çıkıp yanına geldi ve Abdullah O'nu öldürdü.
Abdullah
aynı şeyi üç gün tekrarladı. Dördüncü gün olunca yine ortaya çıktı. Bunun
üzerine O'nun için: "Yine geldi. Keşke Allah canını alsaydı da
gelmeseydi!" dediler. Abdullah çarpışmak için yine er isteyince Haccac
Cerralı'a: "Haydi, O'na karşı sen çık." dedi. Cerrah da Abdullah'ın
karşısına çıktı. Abdullah eskiden beri arkadaşı olan Cerralı'a: "Yazık
oluyor ey Cerrah, sen niye karşıma çıktın?" deyince Cerrah: "Seninle
imtihan ediliyorum." diye cevap verdi. Abdullah: "Peki, hayırlı bir
iş yapmak ister misin?" diye sorunca Cerrah da: "Neymiş o?" diye
sordu. Abdullah şöyle cevap verdi: "Ben önünden çekileceğim; sen de beni bırakıp
Haccac'a git, böylelikle Haccac'ın yanındaki durumun daha bir iyileşir ve
bundan dolayı da seni över. Ben ise geri çekilmekten dolayı hakkımda
söyleneceklere tahammül ederim. Bunu senin esenliğini istediğim için yapacağım,
çünkü kavmimden senin gibi birisini öldürmek istemiyorum." Cerrah:
"Olur, öyle yap." deyip Abdullah'ın üzerine hamle yapmca Abdullah
Cerralı'ın önünde gerilemeğe başladı. Cerrah O'nu öldürmek maksadıyla ciddi bir
şekilde Abdullah'ın üzerine hamle yapınca Abdullah'ın bir tarafta bulunan ve
içmek için yanında su bulunduran kölesi Abdullah'a şöyle seslendi:
"Efendim, bu adam seni öldürmek istiyor." Bunun üzerine Abdullah
Cerralı'ın üzerine dönerek elindeki demir çubukla kafasına vurdu ve yere
düşürdü. Daha sonra şöyle dedi: "Ey Cerrah! Sen bana gerçekten kötü bir
şekilde karşılık verdin. Ben seninesenliğini arzu ettim, sen ise beni öldürmek
istedin. Haydi git, akrabalığımız ve aşiretimizin bir olması sebebiyle seni
bırakıyorum ve öldürmüyorum. "
Said
bin Cubeyr ile Taylı Ebu'l-Bahteri, Şam halkı üzerine Cebele bin Zahr'ın
ölümünden sonra hamle yapıyor ve onların arasına karışıyorlardı.
Savaş
yüz üç gün devam etti. Çünkü onlar Cemacİın'e Rebiyülevvel ayının üçüncü günü
varıp yerleşmişler, Cemaziyülevvelin on dördüncü günü de bozguna uğramışlardı.
Yenilgi
gününde son derece şiddetli bir çarpışma oldu ve Abdurrahman ile birlikte
olanlar Haccac'ın askerlerine karşı üstünlük sağladılar. Sağladıkları bu
üstünlük ile Haccac'ın askerlerinin bozguna uğrayacağından ve kesin bir şekilde
yenileceklerinden emindiler. Tam bu sırada Haccac'ın sağ kanadının komutanı
olan Süfyan bin Ebred Abdurrahman'ın sol kanadında bulunan Temimli Ebred bin
Kurra üzerine hamle yaptı. Ebred bin Kurra söz edilmeğe değmeyecek şekilde
basit bir direniş gösterdikten sonra geri çekilip bozguna uğradı. Herkes Ebred
bin Kurra'nın, beraberindekilerle bozguna uğraması için anlaşmış olduğunu
zannetti. Ebred bu şekilde yenilince O'nun tarafındaki saflar dağıldı ve her
iki taraf birbirine karıştı. Abdurrahman o arada minbere çıkarak askerlerine:
"Ey Allah'ın kulları! Yanıma geliniz." diye seslenmeğe başladı. Bir
grup etrafında toplandı. Şam halkı yanına yaklaşıncaya kadar yerinde kaldı.
Kendisiyle birlikte bulunanlarla Şamlılara karşı savaştıysa da Şamlılar
karargahına kadar girdiler. Bu sırada Ezdli Abdullah bin Yezid bin Mufaddal
Abdurrahman'ın yanına gelerek: "Oradan in. Esir edilmenden korkuyorum.
Eğer çekip gidecek olursan, belki de Allah'ın yardımıyla kendilerini helak
edeceğin bir topluluk etrafında toplanabilir." dedi.
Bunun
üzerine Abdurrahman ve beraberindekiler hiç bir şeye aldırış etmeden minberden
indiler. Daha sonra Haccac Küfe'ye geri döndü, Muhammed bin Mervan Musul'a,
Abdullah bin Abdülmelik de Şam'a geri döndüler. Haccac da Abdurahman ile
birlikte savaşa katılmış olanlardan bey'at almağa başladı.
Haccac
kimden bey'at aldıysa önce: Sen bu yaptıklarınla kafir olduğuna şahitlik ediyor
musun?" diye sorar, bu kişi şayet: "Evet, ederim." diye cevap
verirse bey'at alır, aksi takdirde öldürürdü. Has'am'a mensup bir adam vardı ve
bu her iki taraftan da ayrı idi. Haccac ona durumunu sorunca o da her iki
taraftan da ayrı ve uzak olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Haccac ona: "Sen
o zaman uygun fırsat bekleyen birisisin. Kafir olduğuna şahitlik ediyor
musun?" deyince adam O'na şu cevabı verdi: "O zaman ben çok kötü bir
insanım demektir. Seksen yıl Allah'a ibadet edeyim, sonra da kafir olduğuma
şahitlik edeyim ha!" Bu sefer Haccac O'na: "Etmezsen seni
öldürürüm." deyince adam da: "Öldürecek olsan bile etmem." diye
cevap verdi. Haccac da onu öldürdü. İster Şamlılardan, isterse Iraklılardan
olsun, bu kişiye acunayan olmadı.
Haccac
daha sonra Kümeyi bin Ziyad'ı çağırıp şöyle dedi: "Sen MÜIDinlerin emiri
Osman'dan kısas isteyen kişisin, değil mi? Halbuki senin aleyhinde değerlendirebileceğim
bir imkanın elime geçmemesini istiyordum." KÜIDeyi O'na: "Peki,
ikimizden hangisine daha çok kızgınsın? Kendisinden kısas yapılmasına imkan
verdiği için O'na mı, yoksa O'nu affettiğim için bana mı?" dedikten sonra
şunları ekledi: "Ey Sakifli adam! Bana dişlerini gıcırdatma, kun gibi
dişlerini de gösterme. Allah'a yemin ederim, benim ömrümden geriye bir eşeğin
susuzluk süresi kadar kısa bir zaman kalmıştır. Sen istediğin hükmü ver. Vadeyi
belirleyen Allah'tır. Öldürdükten sonra da hesap vardır." Haccac'ın:
"Her
ne olursa olsun, deliller senin aleyhindedir." demesi üzerine Kümeyi şöyle
karşılık verdi: "Bu senin kadılık yapman halinde öyledir." Daha sonra
Haccac emir verdi ve Kümeyi öldürüldü. Sonra bir başkası getirildi. Haccac O'na
şöyle dedi: "Senin, kendin hakkında kafirlikle şahitlik edecek bir kişi
olmadığını zannediyorum." Haccac'ın bu sözleri üzerine adam şöyle konuştu:
"Sen
bu konuda beni aldatmak mı istiyorsun? Ben yeryüzünün en kafiriyim. hatta
Firavun'dan da daha kafirim." Haccac O'nun bu sözlerine güldü ve serbest
bıraktı.
Haccac
Küfe'de bir ay kadar kaldı. Şamlıları, Kufeli halkın evlerine yerleştirmişti.
Böylelikle O, askerleri başkalarının evine yerleştiren ilk kişi oldu. Bu
uygulama özellikle Acem diyarında hala vardır. "Kim kötü bir uygulama
başlatırsa, kendi günahı ve kıyamet gününe kadar onunla amel edeceklerin günahı
da onun üzerinedir."
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
BU YILIN OLAYLARI
ABDURRAHMAN'IN
RUTBİL'İN YANINA GİTMESİ VE KENDİSİYLE ARKADAŞLARININ BAŞINA GELENLER
ŞA'Bİ İLE HACCAC
ARASINDA GEÇENLER
REY ŞEHRİNDE ÖMER
BİN EBİ'S-SALT'IN İSYANI