İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 82. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

DEYRU'L-CEMACİM VAK'ASI

 

Bu yılın Şaban (M. Kasım 701) ayında Deyru'l-Cemacim Vak'ası olmuştur. Bu vak'anın 83 yılında olduğu da söylenmiştir.

 

Sebebi şudur: Haccac Abdurrahman bin Muhammed ile çarpışmak üzere Basra'dan Küfe'ye yürümüş ve ‘‘Deyr Kurra’‘ denilen yerde konaklamıştı. Abdurrahman ise ‘‘Deyru'l-Cemacim’‘de yerleşmişti. Haccac: "Abdurrahman Deyru'l-Cemacim'de, ben de Deyr Kurra'da konakladık. Bakalım ne olacak?" demişti.

 

Küfeliler, Basralılar, ilim adamları, serhatlerde bulunanlar ve silahlı kişiler. Deyru'l-Cemikim'e gelerek Abdurrahman'ın etrafında toplandılar ve Haccac'a olan kızgınlıklarından dolayı O'na karşı savaşmağa karar verdiler. yalnız maaşlı askerlerin sayısı yüz bin kişi idi. Diğerleri de bir o kadar vardı. Diğer taraftan Haccac'a da Deyr Kurra'ya varmadan Şam'dan yardımcı kuvvetler gelmiş ve her iki ordu etraflarında hendek çevirmişti. Her gün iki taraf çarpışıyor ve gittikçe birbirlerine yanaşıyordu.

 

Daha sonra Abdülmelik ile Şamlılar: "Eğer başlarından Haccac'ı almak onları razı ediyor ise O'nu azletmek onlarla savaşmaktan daha kolaydır, böylelikle kan dökülmesini de önlemiş oluruz." kararına vardılar ve bu maksatla Abdülmelik, oğlu Abdullah ile Musul bölgesinde bulunan kardeşi Muhammed bin Mervan'ı oldukça kalabalık bir ordu ile birlikte göndererek Iraklılara Haccac' ın azledilmesini ve Şamlılara verildiği şekilde bunlara da maaşlarının verilmesini, Abdurrahman bin Muhammed'in Irak'ta istediği yere gidip yerle şmesini, yerleşeceği yerde kendisi hayatta, Abdülmelik de halife olarak kaldığı sürece vali olarak kalmasını teklif etmelerini söyledi. Irak halkı bu teklifi kabul edecek olursa Abdülmelik Haccac'ı Irak Valiliğinden azledecek, Muhammed bin Mervan Irak emiri olacaktı. Şayet Irak halkı bu teklifi kabul etmeyecek olursa Haccac kendileri de dahilolmak üzere hepsinin emiri ve savaşı idare edecek komutan olacak, Muhammed bin Mervan ile Abdullah bin Abdül-melik O'nun emri altında olacaklardı.

 

Haccac kendisine bundan daha çok koyan ve ağır gelen hiç bir durumla karşılaşmamıştı, çünkü Iraklıların kendisinin azledilmesini kabul edeceklerinden ve dolayısıyla azledilmekten korkuyordu. Bu maksatla AbdÜımelik'e şöyle yazdı: "Allah'a yemin ederim, eğer sen Irak halkına beni azletmek imkanını verecek olursan kısa süre içinde sana da muhalefet edecekler ve üzerine yürüyeceklerdir. Ayrıca bu onların sana karşı cesaretlerini artırmaktan başka

- . hiç bir fayda sağlamayacaktır. Sen Iraklıların Eşter ile birlikte Osman bin Affan üzerine giderek Said bin As'ın görevden alınmasını istediklerini görmedin veya duymadın mı? Osman Said'i görevden alınca üzerinden sene geçmeden Osman'ın üzerine yürüdüler ve O'nu öldürdüler. Gerçek şu ki, çivi çiviyi söker."

 

Ancak Abdülmelik Irak halkına Haccac'ın görevden alınması teklifinin yapılmasından başka bir çözüm kabul etmiyordu. Bu bakımdan Abdullah ve Muhammed Haccac ile bir araya geldikten sonra Abdülmelik'in oğlu Abdullah ileri çıkıp şöyle dedi: "Ey Irak halkı! Ben Müminlerin emirinin oğluyum. O sizlere şunu şunu veriyor." Diğer taraftan Muhammed bin Mervan da ileriye çıkarak: "Ben Müminlerin emirinin elçisiyim. O sizlere şunu şunu teklif ediyor." diyerek Abdülmelik'in söylediklerini bir bir saydı. Iraklılar da: "Akşam dönüp size haber vereceğiz." diyerek geri döndüler. Iraklılar İbnü'l-Eş'as'ın huzurunda toplandılar. İbnü'l-Eş'as onlara şöyle dedi: "Size bir iş teklif edilmiş bulunuyor. Onu değerlendirmeniz sizin için bir fırsattır. Bugün sizler ve onlar birbirinize eşit bulunuyorsunuz, çünkü onlar Zaviye Günü size baskın çıkmışlarsa siz de Tüster Günü onlara baskın çıktınız. Sizler üstün ve güçlü olduğunuz bu durumda sizden çekinen kimselerin yaptıkları teklifi kabul ediniz, çünkü şu anda sizle onlara zaten size yapılan kadarını yapmış bulunuyorsunuz. Allah'a yemin ederim, bu teklifi kabul ettiğiniz takdirde onlara karşı cesaretinizi ebedi olarak koruyacak ve üstün olmaya devam edeceksiniz." Herkes dört bir yandan atılarak: "Gerçek şu ki, Allah onları helak etmiş bulunuyor. Onlar şu anda sıkıntı, açlık, azlık ve zillet içerisinde bulunuyorlar. Buna karşılık bizler sayıca fazlayız, malımız çoktur, malzememiz ise bize yakındır. Hayır, Allah'a yemin ederiz, kabul etmiyoruz." dediler ve Abdülmelik'e olan bey'atlerini tekrar bozdular.

 

Deyrul-Cemacim'de AbdÜımelik'e olan bey'atini ilk bozan kişiler Süleymli Abdulah bin Zuab ile Umeyr bin Tican oldu. Onların Cemacim'de Abdülmelik'e olan bey'atlerini bozmak konusundaki görüş birliği Faris diyarında aynı konudaki görüş birliğinden daha ileri noktadaydı ve daha kararlı idiler.

 

Öbür tarafta ise, AbdÜımelik'in oğlu Abdullah ile Mervan'ın oğlu Muhammed Haccac'a şöyle dediler: "Haydi, ordun ve askerinle baş başasın; neyi uygun görüyorsan onu yap. Bizlere bundan sonra seni dinleyip itaat etmek düşer." Bunun üzerine Haccac onlara: "Ben: ‘‘Bu işle hedeflenen sizden başkası değildir.’‘ demiştim." dedi. Bundan sonra her ikisi de Haccac'a: "Emir." diye selam veriyor, o da onlara Aynı şekilde mukabele ediyordu.

 

Iraklılar Cemacim'de AbdÜımelik'e olan bey'atlerini bozmak kararını verince Abdurrahman: "Allah'a yemin ederim, Mervanoğulları Zerka ile ayıplamyorlar. And olsun, onların bundan daha sahih bir nesepleri yoktur, ancak Ebu'ı-As oğulları Safuriyye halkından kafir kimselerdir. Eğer bu iş Kureyş'e verilecek olursa Kureyş'in gücü benden sonra kırılmış olacaktır, şayet Araplarda olacak olursa işte ben Eş'as'ın oğluyum." deyip uzun uzun hearkesin duyabileceği bir şekilde bağırdı ve her iki taraf çarpışmak üzere meydana çıktı.

 

Haccac sağ kanadına Kelbli Abdurahman bin Süleym'i, sol kanadına Lahmli Umare bin Temim'i, süvarilerin başına Kelbli Süfyan bin Ebred'i, piyadelerin başına ise Hakemli Abdullah bin Hubeyb'i geçirirken Abdurrahman bin Muhammed ise sağ kanadına Has'amlı Haccac bin Harise'yi, sol kanadına Temimli Ebred bin Kurra'yı, süvarilerin başına Haşimi Abdurrahman bin Abbas bin Rabia'yı piyadelerin başına Muhammed bin Sa'ad bin Ebi Vakkas'ı, yan destek kuvvetlerinin başına Harisli Abdullah bin Rizam'ı, alimlerin başına Cebele bin Zahr bin Kays el-Cu'fi'yi getirdi ki bu ilim adamları arasında Said bin Cübeyr, Amir eş-Şa'bi, Taylı Ebu'l-Bahteri ve Abdurrahman bin Ebi Leyla gibileri de vardı.

 

Her iki taraf her gün karşılıklı olarak birbirlerinin üzerine yürüyor ve çarpışıyorlardı. Iraklılara gerekli yiyecek maddeleri KUfe'den ve çevresinden geldiğinden bolluk içerisinde bulunuyorlardı. Şamlılar ise darlık ve sıkıntı içerisinde olup yiyecek maddelerinin fiyatları yükseliyor ve adeta bir kuşatma altındaymışçasına et bile bulamıyorlardı. Bu durumda olmalarına rağmen sabah akşam çarpışmalarına devam ediyorlardı. Cebele bin Zahr bin Kays'ın öldürüldüğü gün de gelip çattı. O'nun birliği Kurra (Kur'an hafızlarına ve ilim adamlarına verilen genel isim) Birliği olarak biliniyordu. Bu birlik Haccac'ın askerleri üzerine sürekli hamleleriyle tanınmıştı. Aralarında metanetli bir adam olarak bilinen KÜffieyi bin Ziyad da vardı. Bir gün, daha önce yaptıkları gibi bir çıkış yaptılar. Haccac da, Abdurrahman da saflarını savaş düzeninde tabya yapmıştı. Haccac Kurra Birliği için üç ayrı birlik hazırlayarak onların başına Hakemli Cerrah bin Abdullah'ı komutan yapmıştı. Bu üç birlik Kurra Birliği'nin üzerine ayrı ayrı üçer hamle yaptığı halde Kurra Birliği yerlerinden ayrılmayıp direndi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MÜHELLEB'İN ....

 

DEYRU'L-CEMACİM VAK'ASI'NIN DEVAMI