|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HİCRETİN
SEKSEN İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 701)
HACCAC İLE ABDURRAHMAN
BİN EŞ'AS ARASINDAKİ SAVAŞ
Denildiğine
göre, bu yılın Muharrem (M. Şubat-Mart 701) ayında Haccac'ın askerleri ile
Abdurrahman bin Eş'as'ın askerleri arasında oldukça şiddetli bir çarpışma olmuş
ve yine muharrem ayında defalarca birbirlerinin üzerine yürüyüp hücum
etmişlerdi. Muharremin son günlerinde aralarındaki çarpışma bir daha
şiddetlenmiş, Haccac'ın askerleri yenilerek yanına varıncaya kadar gerilemişler
ve hendeklerinin önünde çarpışmışlardı. Daha sonra Muharremin son gününde (M.
16 Mart 701) bir daha birbirlerinin üzerine yürüdüler. Haccac'ın askerleri sağa
sola dağılmış, safları bozulmaya yüz tutmuşken Haccac dizlerinin üzerine
çökerek şöyle dedi: "Allah Mus'ab'a iyiliğini versin! O karşı karşıya
kaldığı zor durumlarda bile kaçmamağa karar verirken ne kadar da şe-refli bir
davranışta bulunmuştu."
Kelbli
Süfyan bin Ebred Abdurrahman'ın sağ kanadına hamle yaparak bozguna uğrattı.
Iraklılar geri çekildiler ve Abdurrahman ile birlikte Kufe'ye doğru gitmeğe
başladılar. Onlardan pek çok kimse öldürüldü ki, Ezdli Ukbe bin Abdülgafır,
ilim adamlarından bir topluluk bu öldürülenler arasındaydı.
Abdurrahman
Kufe'ye varınca kuvvetli kimseler ve Basra'nın ileri gelen atlıları da peşinden
gittiler. Geriye kalanlar ise Abdurrahman bin Abbas bin Rabia bin Haris bin
Abdülmuttalib ile birlikte Basra'da kaldılar ve O'na bey'at ettiler.
Abdurrahman bin Abbas Basra'da kalanlarla birlikte beş gün süreyle görülmemiş
bir şekilde Haccac ile çarpışıp durdu. Daha sonra o da Basra'dan çıkıp
Abdurrahman bin Eş'as'ın yanına vardı. Aralarında Tufayı bin Amir bin Vasile'nin
de bulunduğu bir grup kişi öldürüldü. Tufayl'ın Sahabilerden olan babası Amir
bin Vasile, oğlu hakkında söylediği mersiyede şöyle der:
‘‘Tufayl
üzerime kederler yıkıp gitti, Görülmemiş bir şekilde yıktı beni. Unutmak
istedimse de unutamıyorum Kılıçların üzerine inip kalkışını ve üzerindekilerin
alınmasını. Halbuki ölüm bana gelmeliydi; Yaşlandım, bir işe de yaramıyorum.
Tufayl'dan sonra sel gibi yaş akıtıp sonra suları çekilen, kuruyan bir nehre
döndüm.’‘
Bu
mersiyesi bir kaç bey it daha devam eder. Bu vak'aya ‘‘Zaviye Günü’‘ adı
verilir.
Haccac
safer ayının başlangıcına kadar yerinden ayrılmadı. Daha sonra Basra'ya Sakifli
Hakem bin Eyyub'u tayin etti. Abdurrahman da Küfe'ye yürüdü. Haccac Basra'ya
gittiği zaman Küfe'de Ümeyyeoğulları'nın antlaşmalısı Abdurrahman bin Abdullah
bin Amir el-Hadrami'yi vekil bırakmıştı. Yerbu'lu Matar bin Naciye O'nun
üzerine yürümüş, ancak İbnü'l-Hadrami saraya çekilerek kendisini korumuştu.
Küfeliler de Matar ile birlikte ayaklanarak İbnü'lHadrami'yi ve O'nunla birlikte
bulunan Şamlıları Küfe'den çıkardılar. Bunların sayısı dört bin kişi idi.
Şamlıları Küfe'den çıkardıktan sonra Matar sarayı eline geçirdi. Halk gelip
toplandı, O da her birisine iki yüz dirhem dağıttı.
İbnü'l-Eş'as
Küfe'ye vardığında Matar sarayda bulunuyordu. Küfe halkı çıkıp İbnü'l-Eş'as'ı
karşıladılar. İbnü'l-Eş'as Küfe'ye varmadan Hemdanlılar herkesten önce yanına
varmış ve etrafını sarmışlardı. İbnü'l-Eş'as saraya gidince Matar bin Naciye de
beraberinde bulunan Temimoğulları'na mensup kişilerle birlikte O'na karşı
koymak istedi. Abdurrahman da merdivenlerle saraya çıkılmasını emretti. Saraya
çıkıp Matar'ı yakaladılar ve Abdurrahman'ın yanına getirdiler. Abdurrahman önce
Matar'ı hapsetti, daha sonra serbest bıraktı, Matar da Abdurrahman ile birlik
oldu. Abdurrahman Kufe'de yerini sağlamlaştırınca herkes O'nun etrafında
toplandı, Basralılar da yanına gelmeğe başladılar. Haşimi olan Abdurrahman bin
Abbas bin Rabia da Basra'da Haccac ile çarpıştıktan sonra Küfe'ye gelen
Basralılar arasında idi.
Haccac
Zaviye Günü hezimetten sonra eman ile aldattığı on bir bin kişiyi öldürdü.
Şöyle ki: Münadisine bazı kimselerin isimlerini zikredip: "Filan oğlu
filana eman vermiyorum .. " diye seslenmesini emretti. Herkes "Haccac
bunların dışındakilere eman verdi" sanarak yanına geldi, Haccac da onların
öldürülmesini emretti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
BU YILIN OLAYLARI