İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 112. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİCRETİN YÜZ ON İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 730-731)

 

CERRAH HAKEMİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Cerrah bin Abdullah Hakemi bu yılda öldürülmüştür. Öldürülme sebebi ise, önceden zikrettiğimiz gibi, Hazar ülkesine girip onları hezimete uğratmasıdır. Hazarları hezimete uğratışından sonra Hazarlarla Türkler Um tarafında toplanmışlar ve Cerrah bin Abdullah'ın Şamlılardan topladığı askerlerle insanlığın gördüğü en müthiş şekilde savaşmışlardır. Türkler ve Hazarlar Müslümanlara sayıca üstünlük sağlamışlardı. Cerrah ve beraberindekiler Merc-i Erdebil'de şehit edilmişlerdir. Cerrah Armenia'da yerine kardeşi Haccac bin Abdullah'ı bırakmıştı.

 

Cerrah katledilince Hazarlar daha da ileri giderek Musul'a kadar ilerlemişlerdir.

Cerrah, Ömer bin Abdülaziz'in görevlendirdiği amillerden, saygılı ve fazıl bir kişi idi. Pek çok şair O'nun için mersiye yazmıştır. (Belencer'de öldürüldüğü de rivayet edilir.)

 

Hişam Müslümanların yenilgisini öğrenince Said Hareşi'yi çağırtmış ve:

"Bana ulaşan haberlere göre Cerrah müşriklerle savaştan vazgeçmiş." demişti. Said'in "Hayır, ey Müminlerin emiri! O hezimete uğramadı, fakat öldürüldü." demesi üzerine Hişam: "Peki görüşün ne?" diye sormuş, Said de: "Beni kırk posta hayvanıyla yolla; sonra bana her gün kırk adam gönder, sonra da ordu komutanlarından bana gelmelerini istersin.'' diye cevap vermişti.

 

Hişam bunu kabul etti ve aynen uygulamağa koyuldu. Hareşi yola çıkıp her uğradığı şehri ayaklandırıp başına toplamağa çalıştı, cihadı arzu edenler Said'in peşine takıldı. Erzen şehrine varıncaya kadar bu şekilde hareket etti. Erzen şehrine varınca kendisini Cerrah'ın arkadaşlarından bir grup ağlayaralı;: karşıladı, Said de bunların ağlamalarına ağladı. Bunlara nafaka verdi ve yanına aldı. Bu şekilde Cerrah'ın arkadaşlarından karşılaştığını yanına aldı, Rilat' geldi. Burası fethi zor bir yerdi. Said burasını kuşatarak fethetti ve ganimetlerini arkadaşları arasında taksim etti. Buradan ayrılıp Berzea'ya varıncaya kada:" önüne gelen kaleleri tek tek fethetti ve Berzea'da konakladı.

 

İbn Hakan o sırada Azerbeycan'da Versan (Rusab) şehrini kuşatmış. baskın ve yağma yapıyordu. Hareşi İbn Hakan'ın orayı ele geçirmesinder korkarak bir arkadaşını gizlice Versan halkına gönderip gelmek üzere olduğunu bildirdi ve biraz daha direnmelerini istedi. Elçi yolda Hazarlara rastladı. Hazarlar onu yakalayıp nereden gelip nereye gittiğini sordular. Elçi doğru bt şekilde nereye gitmekte olduğunu anlattı. Hazarlar ona: "Eğer bizim dediğimizi yaparsan sana iyilik ederiz ve serbest bırakırız, eğer yapmazsan öldürürüz." dediler. Elçi: "Ne istiyorsunuz?" diye sorunca da: "Versan halkına diyeceksin ki, size yardım gelmeyecek ve sizi bu zor durumdan kurtaracak biri de gelmeyecek. Sonra, ülkeyi bize teslim etmelerini söyleyeceksin."

 

Elçi bunu kabul ederek şehre yaklaşıp kendini işitebilecekleri bir yere gelip durarak onlara şöyle seslendi: "Beni tanıyor musunuz?" Şehirdekiler:

 

"Evet sen falancasın." diye karşılık verdiler. Bunun üzerine: "Öyleyse dinleyin; Hareşi çok sayıda askerle falan yere geldi. Kendisi gelinceye kadar şehri korumanızı ve mukavemet etmenizi istiyor. İki gün içerisinde kendi size ulaşacaktır." dedi. Yukarıdakiler, tekbir ve tehlil getirdiler.

 

Hazarlar bunun üzerine bu adamı katlederek Versan şehrinden ayrıldılar.

Hareşi askerleriyle oraya ulaşınca şehrin etrafında kimselerin olmadığını gördü. Hazarları bulmak için Erdebil'e doğru hareket etti. Hazarlar oradan da ayrılıp Bacervan'a gitmişlerdi. Hareşi'ye beyaz atlı süvari gelip: "Eyemir. Cihat etmek ve ganimet ele geçirmek ister misin?" diye sordu. Hareşi: "Bu benim için nasıl mümkün olur?" deyince de: "İşte on bin kişilik Hazar askeri. yanlarında da beş bin kadar Müslüman esir var, buraya dört fersah uzakta bir yerde konaklamışlar." şeklinde konuştu.

 

Hareşi geceleyin hareket emri verdi. Gün ışımadan, onlar uykuda ike bulundukları yere geldi. Arkadaşlarını dört yöne taksim ederek şafak sökerken saldırıya geçtiler, hepsini kılıçtan geçirdiler. Gün ışığında bir kişi hariç hep . katledilmiştİ. Hareşi Hazarlar elindeki esirleri serbest bırakarak bunları Bacervan'a götürdü. Bacervan'a girdiği zaman beyaz atlı adam yine gelere" selam verdi. Bu defa şöyle dedi: "Hazar ordusu beraberlerinde MüslümanlaIT ait mallar ve Cerrah'ın ailesi ile çocukları bulunduğu halde falan yerdedir. Hareşi hemen üzerlerine yürüdü. Hazarlar Müslümanların gelişini hissetmediler. Müslümanlar bir kaç kişi hariç hepsini kılıçtan geçirerek yanlarında esir bulunan Müslümanları kurtarıp Hazarların mallarını ele geçirdiler. Hareşi Cerrah'ın çocuklarına ikram ve iyilikte bulundu ve bunların hepsini Bacervan'a götürdü.

 

Hareşi'nin Hazar askerlerine yaptıklarını hükümdarlarının oğlu öğrenince askerlerini kınayıp zemmederek onları acizlik ve güçsüzlükle itham etti. Bunlar birbirlerini teşvik ederek meliklerinin oğluna ordu toplayıp Hareşi ile yeniden savaşmayı teklif ettiler. Azerbaycan yörelerinden topladıkları askerle epeyce kalabalık bir sayıya. ulaştılar. Hareşi de onlar üzerine yürüdü. Berzend denilen yerde iki ordu karşılaştı. Çok büyük bir savaş oldu. Müslümanlar biraz geriler gibi oldular, Hareşi onları teşvik etti. Müslümanlar yeniden hücuma geçtiler. Hazarların yanında bulunan Müslüman esirler yardım istiyorlar, tekbir ve tehlil getirip dua ediyorlardı. Müslümanlar o anda birbirlerini teşvik ettiler. Orada esirler için ağlamayan tek bir kişi kalmadı. Galibiyetleri iyice kesinleşince Hazarlar geri dönüp kaçtılar. Müslümanlar bunları Aras Nehri'ne kadar izlediler. Onların mallarını alarak geri döndüler ve esirleri serbest bırakarak Bacervan'a götürdüler.

 

Hazar hükümdarının oğlu daha sonra kendine katılan askerlerle tekrar Hareşi'nin üzerine yürüdü. ‘‘Beylekan’‘ denilen yerde mola verdi. Durumu öğrenen Hareşi de onlar tarafına yürüdü. İki ordu Beylekan'da karşılaştı. Hareşi'nin narası üzerine Müslümanlar tek vücut halinde Hazarlara saldırıp ordularını dağıttılar. Hazarlar yine de büyük bir mukavemet gösterdiler, fakat yenilmekten kurtulamadılar. Sırtlarını dönerek kaçtılar, savaşta öldürülenlerden daha fazlası nehirde boğularak öldü.

 

Hareşi ganimetIeri toplayıp Bacervan'da taksim etti. Ganimetin beşte birini (hums) Hişam'a gönderdi ve fethettiği yerler hakkında bilgi verdi. Hişam da Hareşi'ye teşekkür mektubu yolladı.

 

Hareşi daha sonra Bacervan'da bulunduğu sırada Hişam'ın kendisini yanına çağıran mektubunu aldı. Hişam, kardeşi Mesleme bin Abdülmelik'i Armeniya ve Azerbaycan'a amil olarak tayin etmişti. Mesleme soğuk bir kış gününde Türklerin peşinden Bab(3) denilen yere kadar geldi.

(

(3) Biri Buhara, diğeri Fergilna yakınlarında olmak üzere Bab diye bilinen iki yer vardır. Bkz.

Barthoıd, Türkistan, s. 155, 209, 210.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

CÜNEYD'İN GEÇİT VAK'ASI

 

BU YILIN OLAYLARI

 

CÜNEYD'İN GEÇİT VAK'ASI

 

SEVRE BİN HÜRR'ÜN ÖLDÜRÜLMESİ