DEVAM:
2. Beytullaha Kadar Yürümeyi Adamak
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى بْنِ
سَعِيدٍ،
أَنَّهُ
قَالَ : كَانَ
عَلَيَّ
مَشْيٌ،
فَأَصَابَتْنِي
خَاصِرَةٌ،
فَرَكِبْتُ
حَتَّى
أَتَيْتُ
مَكَّةَ،
فَسَأَلْتُ
عَطَاءَ بْنَ
أبِي رَبَاحٍ
وَغَيْرَهُ،
فَقَالُوا :
عَلَيْكَ
هَدْيٌ. فَلَمَّا
قَدِمْتُ
الْمَدِينَةَ
سَأَلْتُ
عُلَمَاءَهَا،
فَأَمَرُونِي
أَنْ
أَمْشِيَ مَرَّةً
أُخْرَى مِنْ
حَيْثُ
عَجَزْتُ،
فَمَشَيْتُ(
Yahya b.
Said'den: Yürümeyi nezretmiştim, aniden bir ağrı geldi. Hemen bir bineğe
bindim, Mekke'ye kadar geldim, Ata b. Ebî Rebah'a ve diğerlerine danıştım,
dediler ki:
«— Kabe'ye bir
kurban göndermen lazım.» Medine'ye geldim. Durumu bir de oradaki alimlere
sordum. Ağrı girdiği için yürüyemediğim yerden itibaren tekrar yürümemi
söylediler. Ben de yürüdüm.
قَالَ
يَحْيَى :
وَسَمِعْتُ
مَالِكاً
يَقُولُ :
فَالأَمْرُ
عِنْدَنَا
فِيمَنْ
يَقُولُ : عَلَيَّ
مَشْيٌ إِلَى
بَيْتِ اللَّهِ،
أَنَّهُ
إِذَا عَجَزَ
رَكِبَ،
ثُمَّ عَادَ
فَمَشَى مِنْ
حَيْثُ
عَجَزَ،
فَإِنْ كَانَ
لاَ
يَسْتَطِيعُ
الْمَشْيَ
فَلْيَمْشِ
مَا قَدَرَ
عَلَيْهِ،
ثُمَّ
لْيَرْكَبْ،
وَعَلَيْهِ
هَدْيُ
بَدَنَةٍ،
أَوْ بَقَرَةٍ،
أَوْ شَاةٍ،
إِنْ لَمْ
يَجِدْ
إِلاَّ هِيَ.
İmam Malik'ten:
Beytullah'a kadar yürümeyi kendime adadım, diyen bir kimse için de durum biz
Medineliler arasında yukarda beyan edilen gibidir. Şayet o yürüyemezse bir
bineğe biner. Kurbanlık olarak da Kabe'ye ya bir deve yahut sığır veya koyun
gönderir.
وَسُئِلَ
مَالِكٌ عَنِ
الرَّجُلِ
يَقُولُ لِلرَّجُلِ
: أَنَا
أَحْمِلُكَ
إِلَى بَيْتِ
اللَّهِ ؟
فَقَالَ
مَالِكٌ :
إِنْ نَوَى
أَنْ
يَحْمِلَهُ
عَلَى
رَقَبَتِهِ،
يُرِيدُ بِذَلِكَ
الْمَشَقَّةَ
وَتَعَبَ
نَفْسِهِ،
فَلَيْسَ
ذَلِكَ
عَلَيْهِ،
وَلْيَمْشِ عَلَى
رِجْلَيْهِ
وَلْيُهْدِ،
وَإِنْ لَمْ
يَكُنْ نَوَى
شَيْئاً،
فَلْيَحْجُجْ
وَلْيَرْكَبْ،
وَلْيَحْجُجْ
بِذَلِكَ
الرَّجُلِ مَعَهُ،
وَذَلِكَ
أَنَّهُ
قَالَ : أَنَا
أَحْمِلُكَ
إِلَى بَيْتِ
اللَّهِ،
فَإِنْ أَبَى
أَنْ يَحُجَّ
مَعَهُ،
فَلَيْسَ
عَلَيْهِ شَيْءٌ،
وَقَدْ قَضَى
مَا عَلَيْهِ.
İmam Malik'e
«Seni Beytullah'a götüreceğim!» diyen bir adamın durumu soruldu. Şu cevabı
verdi:
Bunu söyleyen
adam eğer onu omuzunda taşımayı ve bununla da kendine meşakkat çektirmeyi ve nefsini
terbiye etmeyi aklına koymuşla o adamı Kabe'ye götürmesi gerekmez. Kendisi
yürüyerek gitsin ve bir de kurban kessin. Eğer, seni Beytullah'a götüreceğim
derken hiç birşey aklından geçirmemişse, o zaman bir bineğe binip haccetsin,
giderken de söz verdiği adamla beraber gitsin. Bu takdirde o adamı, «Seni
Beytullah'a götüreceğim» demiş olur. Şayet adam kendisiyle hacca gelmek
istemezse ona bir şey lazım gelmez, o borcunu ödemiştir.
قَالَ
يَحْيَى :
سُئِلَ
مَالِكٌ عَنِ
الرَّجُلِ
يَحْلِفُ
بِنُذُورٍ
مُسَمَّاةٍ
مَشْياً
إِلَى بَيْتِ
اللَّهِ،
أَنْ لاَ
يُكَلِّمَ
أَخَاهُ أَوْ
أَبَاهُ
بِكَذَا
وَكَذَا، نَذْراً
لِشَيْءٍ لاَ
يَقْوَى
عَلَيْهِ، وَلَوْ
تَكَلَّفَ
ذَلِكَ كُلَّ
عَامٍ،
لَعُرِفَ
أَنَّهُ لاَ
يَبْلُغُ
عُمْرُهُ مَا
جَعَلَ عَلَى
نَفْسِهِ
مِنْ ذَلِكَ،
فَقِيلَ لَهُ
: هَلْ
يُجْزِيهِ
مِنْ ذَلِكَ
نَذْرٌ
وَاحِدٌ أَوْ
نُذُورٌ
مُسَمَّاةٌ ؟
فَقَالَ
مَالِكٌ : مَا
أَعْلَمُهُ
يُجْزِئُهُ مِنْ
ذَلِكَ
إِلاَّ
الْوَفَاءُ
بِمَا جَعَلَ
عَلَى
نَفْسِهِ،
فَلْيَمْشِ
مَا قَدَرَ
عَلَيْهِ
مِنَ
الزَّمَانِ،
وَلْيَتَقَرَّبْ
إِلَى
اللَّهِ
تَعَالَى
بِمَا
اسْتَطَاعَ
مِنَ الْخَيْرِ.
İmam Malik'e,
«kardeşiyle, babasıyla şöyle, şöyle konuşmayacağına dair vaatta bulunan,
konuşursa Beytullah'a kadar yürümeyi adayan kimsenin yapamıyacağı belli olan
bu nezri hakkında soruldu. Bu durumu her sene yenilese ve böyleceömür boyu ifa
edemiyeceği adaklar adamış olur. Bu durumdaki bir adamın nezirlerden birini ifa
etmesi veya muayyen bir nezrini yerine getirmesi yeterli midir?» diye soruldu.
îmam Malik şu cevabı verdi:
Ancak nezretmiş
olduğunu yerine getirmesinden başkasının yeterli olacağını bilmiyorum.
Yürüyebildiği kadar yürür, geri kalanı için de gücünün yettiği kadar hayır
işleyerek Allah 'in rızasını kazanmaya çalışır.
3 - باب
الْعَمَلِ
فِي الْمَشْي
إِلَى
الْكَعْبَةِ
3.
Kabe'ye Kadar Yürümeye Yemin Etmek
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ مَالِكٍ
: أَنَّ أَحْسَنَ
مَا سَمِعْتُ
مِنْ أَهْلِ
الْعِلْمِ
فِي
الرَّجُلِ
يَحْلِفُ
بِالْمَشْي
إِلَى بَيْتِ
اللَّهِ،
أَوِ الْمَرْأَةِ
فَيَحْنَثُ
أَوْ
تَحْنَثُ، أَنَّهُ
إِنْ مَشَى
الْحَانِثُ
مِنْهُمَا فِي
عُمْرَةٍ،
فَإِنَّهُ
يَمْشِي
حَتَّى يَسْعَى
بَيْنَ
الصَّفَا
وَالْمَرْوَةِ،
فَإِذَا
سَعَى فَقَدْ
فَرَغَ،
وَأَنَّهُ
إِنْ جَعَلَ
عَلَى نَفْسِهِ
مَشْياً فِي
الْحَجِّ،
فَإِنَّهُ
يَمْشِي
حَتَّى
يَأْتِيَ
مَكَّةَ،
ثُمَّ يَمْشِي
حَتَّى
يَفْرُغَ
مِنَ
الْمَنَاسِكِ
كُلِّهَا،
وَلاَ
يَزَالُ
مَاشِياً
حَتَّى يُفِيضَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ
يَكُونُ
مَشْيٌ إِلاَّ
فِي حَجٍّ
أَوْ
عُمْرَةٍ.
İmam Malik'ten:
Alimlerden duyduğum en güzel söz, Beytullah'a kadar yürümeye yemin eden kadın
veya erkek, yeminlerini bozarlarsa ne olur sorusuna verilen cevaptır.
Eğer yemin eden,
Beytullah'a kadar yürüyüşünü umre yaparken ifa etmiş ise bu takdirde Safa ile
Merve arasında sa'yini yapar, oradan ayrılır.
Şayet yürüyerek
hacca gitmeyi nezretmiş ise bu durumda Mekke'ye kadar yürür, hac ibadeti
tamamen sona erdikten sonra oradan ayrılır. Ziyaret tavafını yapıncaya kadar
yürümeye devam eder.
Beytullah'a kadar
yürümek sadece hac ve umre esnasında mümkündür.