DEVAM:
1. Yürümeyi Adamanın Gereği
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ أبِي
حَبِيبَةَ
قَالَ :
قُلْتُ لِرَجُلٍ
وَأَنَا
حَدِيثُ
السِّنِّ مَا
عَلَى
الرَّجُلِ
أَنْ يَقُولَ
: عَلَىَّ
مَشْيٌ إِلَى
بَيْتِ
اللَّهِ،
وَلَمْ
يَقُلْ عَلَىَّ
نَذْرُ
مَشْيٍ.
فَقَالَ لِي
رَجُلٌ : هَلْ
لَكَ أَنْ
أُعْطِيَكَ
هَذَا
الْجِرْوَ -
لِجِرْوِ
قِثَّاءٍ فِي
يَدِهِ –
وَتَقُولُ :
عَلَيَّ
مَشْيٌ إِلَى
بَيْتِ
اللَّهِ،
قَالَ : فَقُلْتُ
نَعَمْ،
فَقُلْتُهُ
وَأَنَا يَوْمَئِذٍ
حَدِيثُ
السِّنِّ،
ثُمَّ
مَكَثْتُ حَتَّى
عَقَلْتُ،
فَقِيلَ لِي :
إِنَّ
عَلَيْكَ
مَشْياً،
فَجِئْتُ
سَعِيدَ بْنَ
الْمُسَيَّبِ
فَسَأَلْتُهُ
عَنْ ذَلِكَ،
فَقَالَ لِي :
عَلَيْكَ
مَشْيٌ.
فَمَشَيْتُ(
قَالَ
مَالِكٌ :
وَهَذَا
الأَمْرُ
عِنْدَنَا.
Abdullah b. Ebî
Habibe'den: Henüz gençtim. Bir adama:
«— Beytullah'a kadar
yürüyeceğim, desem de Beytullah'a kadar yürümek bana nezir olsun demesem ne
lazım gelir?» diye sordum. Adamın biri de bana elindeki küçük bir salatalığı
göstererek:
«— Beytullah'a
kadar yürüyeceğim dersen bunu sana vereceğim» dedi. Ben de:
«— Evet,
Beytullah'a kadar yürüyeceğim» dedim. Henüz o zamanlar gençtim. Biraz
bekledikten sonra durumu anladım. Bana:
«—Yürümen lazım»
denildi. Ben hemen Said b. Müseyyeb'e gelerek durumu arzettim, o da bana:
«— Yürümen
lazım.» deyince, ben de yürüdüm.
İmam Malik der ki: Bu konuda durum biz
Medine'liler arasında da aynıdır.