10 - باب
مَا جَاءَ فِي
السَّلَبِ
فِي النَّفْلِ
10. Savaş Sırasında
Öldürülen Düşmanın Üzerinden Çıkanların Ganimet olarak Alınabilmesi (Seleb)
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ سَعِيدٍ،
عَنْ عُمَرَ
بْنِ كَثِيرِ
بْنِ أَفْلَحَ،
عَنْ أبِي
مُحَمَّدٍ
مَوْلَى أبِي قَتَادَةَ،
عَنْ أبِي
قَتَادَةَ
بْنِ رِبْعِيٍّ،
أَنَّهُ
قَالَ :
خَرَجْنَا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ r عَامَ
حُنَيْنٍ،
فَلَمَّا
الْتَقَيْنَا
كَانَتْ
لِلْمُسْلِمِينَ
جَوْلَةٌ،
قَالَ :
فَرَأَيْتُ
رَجُلاً مِنَ
الْمُشْرِكِينَ
قَدْ عَلاَ
رَجُلاً مِنَ
الْمُسْلِمِينَ،
قَالَ :
فَاسْتَدَرْتُ
لَهُ حَتَّى
أَتَيْتُهُ
مِنْ
وَرَائِهِ،
فَضَرَبْتُهُ
بِالسَّيْفِ
عَلَى حَبْلِ
عَاتِقِهِ،
فَأَقْبَلَ
عَلَيَّ فَضَمَّنِي
ضَمَّةً
وَجَدْتُ
مِنْهَا
رِيحَ الْمَوْتِ،
ثُمَّ
أَدْرَكَهُ
الْمَوْتُ
فَأَرْسَلَنِي،
قَالَ :
فَلَقِيتُ
عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ
فَقُلْتُ :
مَا بَالُ
النَّاسِ ؟
فَقَالَ :
أَمْرُ
اللَّهِ.،
ثُمَّ إِنَّ
النَّاسَ
رَجَعُوا،
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ r : « مَنْ
قَتَلَ
قَتِيلاً،
لَهُ
عَلَيْهِ
بَيِّنَةٌ،
فَلَهُ
سَلَبُهُ ».
قَالَ :
فَقُمْتُ،
ثُمَّ قُلْتُ
: مَنْ
يَشْهَدُ
لِي، ثُمَّ
جَلَسْتُ.
ثُمَّ قَالَ : «
مَنْ قَتَلَ
قَتِيلاً،
لَهُ
عَلَيْهِ
بَيِّنَةٌ،
فَلَهُ
سَلَبُهُ ». قَالَ
: فَقُمْتُ،
ثُمَّ قُلْتُ
مَنْ يَشْهَدُ
لِي، ثُمَّ
جَلَسْتُ،
ثُمَّ قَالَ :
ذَلِكَ الثَّالِثَةَ
فَقُمْتُ.
فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
r
: « مَا لَكَ يَا
أَبَا
قَتَادَةَ ».
قَالَ : فَاقْتَصَصْتُ
عَلَيْهِ
الْقِصَّةَ.
فَقَالَ رَجُلٌ
مِنَ
الْقَوْمِ :
صَدَقَ يَا
رَسُولَ اللَّهِ،
وَسَلَبُ
ذَلِكَ
الْقَتِيلِ
عِنْدِي،
فَأَرْضِهِ
مِنْهُ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ.
فَقَالَ
أَبُو بَكْرٍ
: لاَ هَاءَ اللَّهِ،
إِذنْ لاَ
يَعْمِدُ
إِلَى أَسَدٍ مِنْ
أُسْدِ
اللَّهِ،
يُقَاتِلُ
عَنِ اللَّهِ
وَرَسُولِهِ،
فَيُعْطِيكَ
سَلَبَهُ. فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ r : « صَدَقَ
فَأَعْطِهِ
إِيَّاهُ ».
فَأَعْطَانِيهِ،
فَبِعْتُ
الدِّرْعَ،
فَاشْتَرَيْتُ
بِهِ
مَخْرَفاً
فِي بَنِي
سَلِمَةَ،
فَإِنَّهُ
لأَوَّلُ
مَالٍ تَأَثَّلْتُهُ
فِي
الإِسْلاَمِ(
Ebu Katade b.
Rib'i anlatıyor: Huneyn savaşının yapıldığı sene Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'la beraber sefere çıkmıştık. Düşmanla karşılaşınca müslümanlarda bir
canlılık, bir hareket vardı. Bir ara müşriklerden birinin müslümanlardan birini
öldürmek üzere olduğunu gördüm. Derhal geri dönüp arkasından yanına kadar
vardım ve kılıçla ensesine vurdum, bana şöyle bir baktı, öyle bir bakıştı ki
öleceğini anladım. Biraz sonra öldü, böylece ben de kurtuldum. Bu arada Ömer b.
Hattab'la karşılaştım. Ona:
<«—
Müslümanlar neredeler, ne yapıyorlar?» dedim.
«— Bilemiyorum»
dedi. Daha sonra da müslümanlar toplanıp geri döndüler. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: «Kim
(düşmanla) dövüşerek onu Öldürür ye öldürdüğü
açık delille bilinirse, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir.»
Ben bu sözleri
duyunca hemen ayağa kalkarak:
«—Bana kim şahitlik
yapacak?» dedim ve oturdum. Daha sonra, üçüncü defa ayağa kalkarak aynı şeyi
söyledim. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
«— Sana ne oluyor
Ebu Katade?» diye sordu. Ben de olayı anlattım. Topluluktan bir adam:
«—Doğru ya
Resulullah! O adamın üzerinden çıkanlar benim yanımda. Ona söyleyin hakkını
helal etsin.» dedi. Hz. Ebu Bekir hemen müdahale ederek:
«— Hayır, vallahi
olmaz. Allah ve Resulü uğruna savaşan Allah'ın arslanlarından birinin hakkının
sana verilmesi doğru değildir» dedi.
Nebi s.a.v. de:
«— Doğru, onlan
ona ver!» buyurdu. Öldürdüğüm müşrikin üzerinden çıkanları bana verdi. Ben de
bunlardan arta kalanı satarak Beni Seleme'den bir bahçe satın aldım. Müslüman
olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu.
Diğer tahric:
Buhari, Fardu'l.Hums; Müslim, Cihad ve's-Siyer