بَاب
مَا جَاءَ فِي
الْخِتَانِ
166-167. Sünnet Olmak
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الدِّمَشْقِيُّ
وَعَبْدُ
الْوَهَّابِ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحِيمِ
الْأَشْجَعِيُّ
قَالَا
حَدَّثَنَا
مَرْوَانُ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ بْنُ
حَسَّانَ
قَالَ عَبْدُ
الْوَهَّابِ
الْكُوفِيُّ
عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ عُمَيْرٍ
عَنْ أُمِّ
عَطِيَّةَ
الْأَنْصَارِيَّةِ
أَنَّ
امْرَأَةً
كَانَتْ
تَخْتِنُ بِالْمَدِينَةِ
فَقَالَ
لَهَا
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا تُنْهِكِي
فَإِنَّ ذَلِكَ
أَحْظَى
لِلْمَرْأَةِ
وَأَحَبُّ
إِلَى
الْبَعْلِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
رُوِيَ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو عَنْ
عَبْدِ
الْمَلِكِ
بِمَعْنَاهُ
وَإِسْنَادِهِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
لَيْسَ هُوَ
بِالْقَوِيِّ
وَقَدْ
رُوِيَ
مُرْسَلًا
قَالَ أَبُو دَاوُد
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
حَسَّانَ
مَجْهُولٌ
وَهَذَا
الْحَدِيثُ
ضَعِيفٌ
Ümmü Atiyye
el-Ensariyye'den (rivayet edildiğine göre) Medine'de kızları sünnet eden bir
kadın varmış da Nebi (s.a.v.) ona: "Çok derinden kesme, çünkü bu kadına
daha çok tat verir. Kocası için de daha hoştur" buyurdu.
Ebu Davud dedi ki: Bu
hadisin manası aynı senetle Ubeydullah b. Amr vasıtasıyla Abdülmelik'den de
rivayet edilmiştir. Bu hadis sağlam değildir. Mürsel olarak da rivayet
edilmiştir, {Ravilerden) Muhammed b. Hassan’ın kimliği) meçhuldür. (Binaenaleyh)
bu hadis zayıftır.
İzah:
Hitan: Kız ve erkeği
sünnet etmek anlamına geldiği gibi, sünnet edilen yerlere ad olarak da
bilinmektedir. Örfte ise erkek çocukların tenasül organının "haşefe"
denilen uç kısmının üzerini kaplayan ve "gulfe" adı verilen deriyi
yedi günlükten itibaren bulûğ çağına kadar geçen zaman arasında kestirme
işlemine "(hıtân) sünnet ettirme" adı verilir.
Sünnet ameliyesi,
tarihin başlangıcından beri insanların bilip, İslam dini gelinceye kadar
yapageldikleri eski bir ameliyedir. İbrahim aleyhisselam'ın ilk sünnet olan
kimse olarak bilinmesi bu ameliyyenin ne kadar eski bir sünnet olduğunu ortaya
koymaktadır.
Sünnet olmak vacib
midir, sünnet midir? Kelime-i şehâdette olduğu gibi müslümanla kâfiri
birbirinden ayıran bir alamet olarak telakki edilen sünnet ameliyesi bazı
alimlerce vâcib[Nevevî, Şerhü Müslim.] ve hattâ farz denecek kadar mühim dini
bir emir kabul edilmiştir. Şafiîler "bulûğ yaşına ermezden önce çocuğu
sünnet etmek velisine vacibdir" derler.[Nevevî, Şerhu Müslim]
Bir kısım alimler de
sünnet olmadıkça mühtedinin müslümanlığınnı, nakıs olacağına, sünnetsizin
namazının caiz olmayacağına, kestiğininin yenilmeyeceğine, Kabe'yi tavaf
edemeyeceğine hükmetmişlerdir.
Hadis de bu hususta
"İslama girince küfür tüyünü at, sonra sünnet ol"[Ebu Davud, tahare]
diye emreder.
Biz fıkıh alimlerinin
bu mevzudaki görüşlerini bu eserimizin birinci cildinde 54 nolu hadisin
şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.
Kızların Sünnet
Edilmesi: Kızların da sünnetinden bahs eden bir hadis-i şerifte "Hitan
(sünnet olmak) erkekler için sünnet, kadınlar için mekrume (şeref
verici)dir." denmektedir. Senedindeki zayıflığa rağmen hükmüyle amel eden
Ebu Hanife hadisin zahirine bakarak, sünnet erkekler için mendup Şafiî ise her ikisi
için de vacib olduğu hükmünü çıkarmıştır. Her halükarda sünnet mevzuunda
kadınlarla ilgili olarak da İslam alimleri farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
Bir kısmı bu meyanda meşrık kadınları ile mağrib kadınlarının fizyolojik
bakımından farklı olduklarını kabul ederek doğu kadınlarındaki yaratılışdan
gelen fazlalık sebebiyle, sünnetle yükümlü olduklarına, öbürlerinde ise böyle
bir fazlalığın bulunmayışı sebebiyle sünnetle yükümlü olmadıklarına
hükmetmişlerdir.
Hafız İbn Hacer'in açıklamasına
göre müstehab olan erkeklerin sünnetini aşikâre kızlannkini ise gizli
yapmaktır.
Hitanın Sıhhî Yönden
Faideleri:
Hitan sahibini birçok
hastalık ve ihtilaftan koruyan büyük bir sıhhî tedbirdir. Dr. Fritz Kalın,
Tenasül Hayatımız adlı eserinde sünnet olmanın faidelerini şu şekilde
sıralamıştır.
1. Yağ ifraz eden
gulfenin çıkartılmasıyla, bu rahatsız edici ifrazat da ortadan kalkmış olur.
2. Gulfe sürtünmelerin
ve phimoslerin önüne geçilmiş olur.
3. Tenasül
hastalıklarının, bilhassa frenginin bulaşması güçleşir. Çünkü uçdaki hassas
deri parçası hastalık mikroplan için başlıca giriş teşkil etmektedir.
4. Uzvun ucunda derinin
bulunmayışı tenasülü uyandıran teharrüşleri de ortadan kaldırır ve çocuklarda
istimna hevesi azalır.
5. Kanser hastalığının
isabetini azaltır. Çünkü gulfelerini daraltan kimselerde, kanser illeti çok
fazla görüldüğü tesbit edilmiştir. Şeriatı sünnet olmayı emreden topluluklarda
ise daha az görülmektedir.
6. Çocuklar ne kadar
erken yaşta sünnet ettirilirse yatağa işemeleri de o nisbette azalmış olur.