DEVAM: 111-112.
Asabiyyet (Kavmiyetçilik) Hakkında Gelen Hadisler
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ عَمْرِو
بْنِ السَّرْحِ
حَدَّثَنَا
أَيُّوبُ
بْنُ سُوَيْدٍ
عَنْ
أُسَامَةَ
بْنِ زَيْدٍ
أَنَّهُ سَمِعَ
سَعِيدَ بْنَ
الْمُسَيِّبِ
يُحَدِّثُ عَنْ
سُرَاقَةَ
بْنِ مَالِكِ
بْنِ
جُعْشُمٍ
الْمُدْلِجِيِّ
قَالَ
خَطَبَنَا
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ
خَيْرُكُمْ
الْمُدَافِعُ
عَنْ
عَشِيرَتِهِ
مَا لَمْ
يَأْثَمْ
قَالَ أَبُو
دَاوُد أَيُّوبُ
بْنُ
سُوَيْدٍ
ضَعِيفٌ
Süraka b. Malik Cü'şüm
el-Müdiicî'den demiştir ki: (Bir gün) Rasûlullah (s.a.v.) bize bir hutbe irad
ederek şöyle buyurdu: "Sizin en hayırlınız, günaha girmemek şartıyla
yakınlarını savunan(ınız)dır."
Ebu Davud dedi ki: (Bu
hadisin ravilerinden) Eyyûb b. Süveyd zayıftır.
İzah:
Gerçekten ilahı müjde
yavaş yavaş akan bir çeşmeve benzer. O önce çevresini ıslatır. Sonra, yavaş
yavaş etrafa yayılır. Önce yakınlar sonra çevre daha sonra da biraz daha uzak
olanlara ulaşır. Hz. Nebi de tebliğ hususunda böyle bir metot takib etmişlerdir.
Önce' kendi evine, sonra kendi akrabasına ve nihayet halka, ilahi tebliği
bildirmiştir: "En yakın akrabanı korkut."[Şuara 214]
Bu daire daha sonra
gittikçe büyümüştür. Bunun için de önce Mekke'ye ve nihayet bütün dünyâya
tebliği ulaştırmaya çalışmıştır.
İlahî rahmet
dalgalarının tebliğde görülen en yakından çevreye doğru genişleyen bu yayılma
hareketi, İslamın sıla-ı rahim, sadaka ve zekat gibi diğer alanlardaki
maddi-manevi yardımlaşma anlayışında da kendini gösterir.
Mevzumuzu teşkil eden,
bu hadis-i şerif, İslamın bu anlayışına uymanın, hayırlılığm bir ölçüsü
olduğunu ifade etmektedir. Kişi bu anlayışa uygun hareket ettiği nisbette
hayırlı olacaktır. Ancak zulümde ve düşmanlıkta yardımlaşmanın İslamda yeri
olmadığından İslamî bir yasağı çiğneyen veya bir günahı işleyen bir kimseye
akraba bile olsa destek olmak asla caiz değildir. Böyle bir günaha destek
veren kimse o suçun vebalini ortak olacağı için bu yardımı hayır olmaktan
çıkar şerre dönüşür.
Ancak bu insanın, böyle
zulmeden veya günah işleyen bir akrabasına yardımı, onu bu günahtan
çevirmesiyle olur. Nitekim Hadis-i şerifte: "Kardeşine zâlim de olsa,
mazlum da olsa yardım et. Zâlime yardım etmen onu zulümden alıkoymandır."
buyurulmuştur. Buhari, mezâlim, ikrah,
Müslim, birr; Tirmizî, fiten; Darirni, rikak; Ahmed b. Hanbel, 111,99,
201,324. Fakat akrabalık gayretiyle bir
yakına haksızlıkta yardımcı olmanın İslamda asla yeri yoktur.