بَاب
فِي
الرَّحْمَةِ
58. Merhamet
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
وَمُسَدَّدٌ
الْمَعْنَى
قَالَا حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي قَابُوسَ
مَوْلَى
لِعَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو عَنْ
عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ عَمْرٍو
يَبْلُغُ
بِهِ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الرَّاحِمُونَ
يَرْحَمُهُمْ
الرَّحْمَنُ
ارْحَمُوا
أَهْلَ
الْأَرْضِ
يَرْحَمْكُمْ
مَنْ فِي
السَّمَاءِ
لَمْ
يَقُلْ
مُسَدَّدٌ
مَوْلَى
عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ عَمْرٍو
وَقَالَ
قَالَ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Abdullah İbn Amr'den
(rivayet edildiğine göre); Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur: "Merhametli
olanlara, Rahman (olan Allah) merhamet eder. (Öyleyse siz) yerde bulunanlara
merhametti davranınız da gökteki de size merhamet etsin."
Müsedded (bu hadisi
rivayet ederken) Abdullah ibn Amr’in "kölesi" (kelimesi) ile "bu
hadisi Hz. Neb s.a.v.’e ulaştırdı" ... cümlesini hiç zikretmedi. (Hadisi
doğrudan doğruya): "Nebi (s.a.v.) buyurdu ki" (diyerek) rivayet
etti.
İzah:
Tirmizî, birr
Âlemlerin rabbi ve
yaratıcısı olan yüce Allah, yeryüzünde bulunan her canlıya merhametle muamele
eder. Ancak yaratıklara zarar verenler yine Allah'ın yaratıklarına olan
merhameti icabı zarara uğratılırlar[Ebû Dâvud, akdiye] ve gerektiğinde öldürülürler.
Bu merhametin enginliğini kavrayabilmek için tüm yaratıkların kalbinde
besledikleri merhamet duygularının, Allah'ın merhametinin sadece yüzde birini
teşkil edebileceğini düşünmek icâb eder.
Buhâri, edeb; Müslim,
tevbe; Tirmizî, dea'vât; İbn Mâce, zühd
Yüce Allah, uçsuz
bucaksız bu engin merhametinden dolayı Hz. Mu-hammed'i âlemlere rahmet olarak
göndemiş[Enbiya 107] ve onun getirdiği din ile insanların saadet ve
selametlerinin yollarını göstermiş, selâmetle felâketin sınırlarım
belirlemiştir. Binaenaleyh din dairesi içerisinde kalmak rahmetin ta kendisi
olduğundan Allah ve Rasulünün emir ve yasaklarını çiğneme karşılığında kitap
ve sünnetçe belirlenmiş olan had cezalan Allah'ın rahmetine aykırı değildir.
Tersine suçluyu temizlediği ve bizatihi rahmet olan cimin sınırlarını da
çiğnenmekten koruduğu için aynıyla rahmettir.
Diğer bir hadis-i
şerifte "Yeryüzündekilere merhamet edin ki gök ehli c'e size merhamet
etsin"[Avnü'l-Mabud, XIII, 285.] buyurulmaktadır.
Sözü geçen hadis-i
şerifte "gök ehli"nden maksat melâikedir. Melâ-ike'nin merhametinden
maksatsa, kullarına merhamet etmesi ve bağışlaması için Allah'a duada
bulunmaktır. "Melekler, Rabbierini hamd ile teshin ederler, yerdekiler
için de mağfiret dilerler."[Şûra 5] âyet-i kerimesinde ifade edildiği
gibi.
Hadisin ravilerinden
Müsedded'in rivayetinde, Ebû Bekir İbn Ebî Şey-be'rin rivayeti, senedinde yer
alan Ebu Kabus'un, Abdullah İbn Amr'in kölesi olduğunu ifade eden "mevla
Abdullah İbn Amr" ibaresi yer almadığı gibi, Abdullah İbn Amr'in bu
hadisi Hz. Nebi'e ulaştırdığını ifâde eden "yebluğu bihinnebiyye"
ibaresi de bulunmamaktadır. Sened itibariyle bu hadis müselseldir. Tirmizi bu
hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.