SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4917 >>

بَاب فِي الظَّنِّ

48. (Müslümanlara Kötü) Zan (Beslemenin Hükmü)

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِي الزِّنَادِ عَنْ الْأَعْرَجِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ وَلَا تَحَسَّسُوا وَلَا تَجَسَّسُوا

 

Hz. Ebu Huryere'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullalı (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Zan'dan sakınınız. Çünkü zan sözlerin en yalanıdır. Başkalarının (gizli) konuşmalarını dinlemeyin ve tecessüsde bulunmayın."

 

 

İzah:

Buhari, vesaya, nikâh, feraiz. edeb; Müslim, birr; Tirmizi, birr; Muvatta, husnu'l-hulk; Ahmed b. Hanbel, II, 245, 287, 312, 342, 470, 482, 492, 504. 517,539.

 

Sû-i zann; bir kişi hakkında -aslına ermeden- kötü bir fikre sahip olmaktır.Kalbin duygularından, özelliklerinden biridir. Ali cenab tabiatlarda nâdir bulunur.

 

Hattâbî'nin açıklamasına göre su-i zandan maksat, hatırdan gelip ge­çen şeyler değil, hakikat kabul edilerek kalben tasdik edilen zandır. Çün­kü hatırdan gelip geçen şeylerin önünü almak mümkün değildir.

 

Böyle aslına ermeden hakikatmiş gibi kabul edilip kalben tasdik etmek anlamındaki zanna uyanları cenab-i Hak Kur'ân-ı Kerim'in çeşitli sure ve âyetlerinde [En'am 116; Yunus 36; Hucurat 12] kötülemiş böyle bir saplantıyı mü'minlere nehy etmiştir.

 

Tecessüs: Bir şeyin iç yüzünü araştırmak, demektir. Asayiş ve kişile­rin selametinin korunması, bölgelerin ve düşmanların durumunu tahkik için yapılan teftişler bir tarafa bırakılırsa bunun dışında bir adamın ayıp­larını teftiş ve tecessüse kalkışmak çirkin bir davranıştır. Bu husus "Bir­birinizin kusurlarını araştırmayın"[Hucurat 12] âyetiyle yasaklanmıştır. Sevgili Nebiimiz de: "Din kardeşinizin ayıbını araştırmayın. Eğer araş­tırırsanız herşeyi bilen Cenab-ı Hak da sizin ayıplarınızı evinizin için­de bile olsa ifşa ve sizi rüsvay eder"[Ahmed b. Hanbel, V, 279; IV, 421, 424.] buyurmuştur.

 

Tehassüs: Başkalarının sözünü gizlice dinlemektir. Bazıları tecessüs bir sırrı başkaları için dinlemektir. Tahassüs ise kendisi için dinlemektir, demiştir. Her ikisinin de aynı manaya geldiğini ve her ikisinin de bilinme­yen hal ve haberleri öğrenmek istemek anlamı da olduğunu söyleyenler de vardır.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif müslümanlar hakkında kötü zanda bulunmanın ve onların kusurlarını araştırmanın haram olduğuna delâlet etmektedir.

 

Binaenaleyh bütünüyle sevgi, şefkat ve kardeşlik dolu bu Nebi tavsiyelerini düşünen müslüman, kalbinde bir hastalık, fıtratında bir eğri­lik yoksa buğz ve kini taşıyamaz.

 

Müslümana yakışan din kardeşleri için iyi fikir ve güzel düşünce bes­lemektir. Bilindiği gibi müslümanlar hakkında iyi düşünceler beslemeğe "hüsn-i zann1' denir. Bu güzel bir huydur. Fakat hüsn-i zan besleyeceğim diye tedbiri elden bırakmak da doğru değildir.

 

Nitekim 4861 numaralı hadisin şerhinde açıklamıştık.