DEVAM: 1. Mühür
(Yüzük) Edinme Konusundaki Hadisler
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
عَنْ سَعِيدٍ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَنَسٍ
بِمَعْنَى
حَدِيثِ
عِيسَى بْنِ
يُونُسَ
زَادَ
فَكَانَ فِي
يَدِهِ
حَتَّى
قُبِضَ وَفِي
يَدِ أَبِي
بَكْرٍ
حَتَّى
قُبِضَ وَفِي
يَدِ عُمَرَ
حَتَّى
قُبِضَ وَفِي
يَدِ
عُثْمَانَ
فَبَيْنَمَا
هُوَ عِنْدَ
بِئْرٍ إِذْ
سَقَطَ فِي
الْبِئْرِ
فَأَمَرَ
بِهَا
فَنُزِحَتْ
فَلَمْ
يَقْدِرْ
عَلَيْهِ
Vehb b. Bakiyye,
Halid'den; o, Said'den; Said, Katade'den; Katade'de Enes'ten, İsa b. Yunus
hadisini rivayet etmiştir. (Halid rivayetinde) şunları da ilâve etmiştir: O
yüzük, Rasulullah vefat edinceye kadar elinde idi. (Daha sonra) vefat edinceye
kadar Ebu Bekr'in elinde, (Ondan sonra vefat edinceye kadar Ömer'in elinde idi.
Sonra Hz. Osman'ın elinde idi, fakat Osman bir kuyu'nun yanında iken kuyuya
düşüverdi. Kuyu'nun suyunun boşaltılmasını emretti ve boşaltıldı, fakat onu
bulamadı.
İzah:
Buhari, Libas
Haberin BuhaıTdeki
rivayetinde, Rasûlullah'ın yüzüğünün kendisinden sonra sırayla Hz. Ebu Bekir'e,
Hz. Ömer'e ve Hz. Osman'a intikal ettiğine temas edilmekte fakat "Vefat
edinceye kadar" ifadesi yer almamaktadır. Yine BuharîMeki rivayette Hz.
Osman'ın yüzüğü düşürdüğü kuyunun Eriş kuyusu olduğu belirtilmektedir.
Bezlü'l Mechûd'da Eriş
kuyusunun, Küba kuyusu diye bilindiğine işaret edilmiştir.
Hz. Osman'ın yüzüğü
kuyuya düşürüşü şöyle olmuştur:
Hz. Osman, Eriş kuyunun
başında dalgın bir vaziyette yüzüğü bir parmağından çıkarıp öbürüne takıyordu.
Bu esnada yüzük kuyuya düşüverdi. Bulmak için kuyunun suyunu çekerek üç gün
aradılar fakat bulamadılar. Bunun üzerine Hz. Osman (ra) yine üzerinde
"Muhammedun Rasulullah" yazısı bulunan başka bir gümüş yüzük
yaptırmıştır.
İbn Hacer, bazı ulemâya
nisbet ederek Hz. Nebi (s.a.v.)'in yüzüğünün Hz. Süleyman'ın yüzüğüne
benzediğini bu yüzüklerde bir sırrın bulunduğunu, Hz. Süleyman'ın yüzüğünü
kaybetmesini saltanatının sonu olduğunu, Osman'ın kaybetmesi ile de Haricîlerin
isyan edip fitnenin başladığını söyler.
Hatırlatmaya bile gerek
yok ama Askalanî'nin naklettiği bu görüş ne âyete ne de hâdise dayanmamaktadır.
İslâm'ın görüşü değil; katılmak zorunda olmadığımız bazı indi görüşlerdir.