7. Said B. Mansurun
Rivayeti
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
الزِّنَادِ ح
و حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
الْأَنْبَارِيُّ
حَدَّثَنَا
حَجَّاجُ
بْنُ مُحَمَّدٍ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
الزِّنَادِ
وَهُوَ
أَشْبَعُ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
خَارِجَةَ
بْنِ زَيْدِ
بْنِ ثَابِتٍ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ يَقْرَأُ
غَيْرُ
أُولِي
الضَّرَرِ
وَلَمْ يَقُلْ
سَعِيدٌ
كَانَ
يَقْرَأُ
Zeyd b. Sabit (r.a)'dan
rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.), (özürlü anlamına gelen) [Nisa 95]
kelimesini ranın fetfasıyla gayre şekilde) okurmuş.
(Ebu Davud dedi ki:
Ancak bu hadisin ravilerinden) Saîd b. Mansûr (Muhammed b. Süleyman'ın
rivayetinde geçen) "okurdu" kelimesini rivayet etmedi.
İzah:
Hadis-i şerifte söz
konusu edilen ayet-i kerimenin tamamı meâlen şöyledir: "İnsanlardan
özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda
cihad edenle bir olmaz."
Musannif Ebû Davud'un
açıklamasından anlaşıldığına göre, bu hadis-i şerif kendisine birisi Said b.
Mansûr, diğeri Muhammed b. Süleyman olmak üzere iki yoldan ulaşmıştır.
Bunlardan Muhammed'in rivayetinde "okurdu" anlamına gelen "kâne
yekrau" cümlesi bulunduğu halde Said'in rivayetinde bu yoktur.
Hadisin kıraatla ilgili
yönü, içerisinde geçen "gayr" kelimesidir. Hadis-i şerif, Hz. Nebi'in
bu kelimeyi okurken son harfini fethah okuduğunu, binaenaleyh bu kelimenin
"gayre" şeklinde okunabileceğini ifade etmektedir. Bu sebeple Mekke
ve Medine kurrası bu kelimeyi böyle okumuşlardır.
Bu okuyuş, sözü geçen
kelimenin kelimesinden hal olmasıyla ilgilidir. Nafî ile İbn Amir ve Kisâî de
böyle okumuşlardır. Zec-cac ise bu kelimenin "el-kaidûne"
kelimesinden mütesna olarak "ra" nın ötresi ile "gayru" şeklinde
okunabileceğini söylemiştir.
Ayrıca bu kelimeyi
kelimesinin sıfatı olarak "gayri" şeklinde okumak da caizdir.
Avnü"l Mabud
yazarının açıklamasına göre, bu kelimenin ra'sını ötre-li olarak okumanın
cevazına sebep, "el-kaidun" kelimesine sıfat veya bedel
olabilmesidir. Nitekim Yahya ibn Kesir ile ebu Amr, Hamza ve Asım onu böyle
okumuşlardır. Beyzavî de böyle demiştir.