8. Osman B. Ebi
Şeybe'nin Rivayeti
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
قَالَا حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْمُبَارَكِ
حَدَّثَنَا
يُونُسُ بْنُ
يَزِيدَ عَنْ
أَبِي عَلِيِّ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ
قَرَأَهَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَالْعَيْنُ
بِالْعَيْنِ
Enes b. Malik'den
rivayet olunduğuna göre; Resulullah (s.a.v) şu ayet-i kerimeyi okudu ve
(içerisinde bulunan) ...kelimelerini "elaynü bilayni" şeklinde okudu.
İzah:
Tirmizî, kıraat
Metinde geçen gaibe
zamirinin bir mercii olması gerekir. Ancak zahirde bir mercii olmadığına göre,
söz konusu, zamirin merciinin Hz. Enes'in zahrinde tuttuğu bir ayet-i kerime
olması icabeder. Hadisin sonunda geçen
kelimesine
bakılırsa Hz. Enes'in
zihninde tuttuğu ayetin şu ayet-i Kerime olması gerekir: "Onda"
(Tevratta) onlara; cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve
yaralara karşılık kısas (ödeşme) yazdık.”[Mâide 45]
Kisâî, ayet-i kerimede
geçen "Elayn" kelimesinin ve onu takip eden "Elenf",
"el-üzün", "es-sinn", "el-cüruh" kelimerinin son
harflerini ötreli okumuş. İbn Kesir, Ebu amr ve Abu Amir ise, sadece "el-cüruh"
kelimesini ötreli olarak okumuş, İbn-i kesîr, Ebû Amr ve Ebû Âmir ise sadece
el-curûh kelimesini ötreli olarak okumuş geri kalan kıraat imamları ise bu
kelimelerin tümünü üstünlü okumuşlardır.