DEVAM: 1. Kitabet
Anlaşması Yapan (Fakat Vaadettiği) Paranın Bir Kısmını Ödemekte Aciz Kalan Ya
Da Ödemeden Ölen Kölenin Durumu
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
بْنُ
مُسَرْهَدٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
نَبْهَانَ
مُكَاتَبِ
أُمِّ
سَلَمَةَ قَالَ
سَمِعْتُ
أُمَّ
سَلَمَةَ
تَقُولُ قَالَ
لَنَا رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنْ كَانَ
لِإِحْدَاكُنَّ
مُكَاتَبٌ
فَكَانَ
عِنْدَهُ مَا
يُؤَدِّي
فَلْتَحْتَجِبْ
مِنْهُ
Ümmü Seleme'nin mukateb
kölesi Nebhân'dan rivayet olunduğuna göre; kendisi, Ümmü Seleme'ye şöyle derken
işitmiş: Resulullah (s.a.v.) bize dedi ki: "(Ey kadınlar topluluğu),
birinizin bir mukateb kölesi varsa ve bu kölenin yanında (size olan borcunu)
ödeyecek kadar da mal varsa artık o bu köleye karşı (çarşafıyla) örtülü
bulunsun."
İzah:
Tirmizî buyu; ibn-i
Mace ıtk; Ahmed b. Hanbel VI 289. 308, 311.
Ümmü Seleme (r.a) Hz.
Nebi (s.a.v.Vm mübarek zevcelerindendir. Nebhan (r.a) ise onun kölesidir.
Bu hadis-i şerif,
sahibesiyle kitabet anlaşması yapan erkek bir kölenin, sahibesine olan borcunu
ödeyecek kadar bir malı temin etmesi halinde bu parayı henüz teslim etmemiş
bile olsa derhal hürriyetini kazanmış olacağını ve artık bu kölenin o evin
halkı olmaktan çıkıp ecnebi bir erkek haline geleceğini; binaenaleyh, eski
hanımefendisinin, ecnebi erkeklere karşı nasıl örtünüyorsa buna karşı da öyle
örtünmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Görülüyor ki, bu
hadis-i şerif, mukateb bir kölenin borcunun tümünü efendisine ödemedikçe
kölelikten kurtulmuş olmayacağını ifade eden 3927 numaralı Amr b. Şuayb
hadisine zahiren aykırı düşmektedir. Bu mevzuda Sübülü's- Selam'da şöyle
denilmektedir:
"Bu hadis-i şerif
iki meseleye delildir:
1- Mükâteb (efendisi
ile kitabet akdi imzalayan köle), kitabet akdi gereği ödemesi icab eden
borcunu ödeyecek kadar mala sahip olursa hür hükmündedir. Artık sahibi kadınsa
mukatebden kaçınması icab eder.
Bu hadis, Amr b. Şuayb
hadisine muarız ise de İmam Şafii bu iki hadisin arasını bulmuş ve "Ümmü
Seleme hadisi Nebi (s.a.v.)'in zevcelerine mahsustur. Mukatebleri kitabet bedelini
bulursa henüz fiilen ödememiş bile olsa onlar mukateblerden kaçınacaklardır,
Nitekim Hz. Zem'a (r. anha)'ya İbn Zem'a'nın yanına çıkması men edilmişti.
Halbuki, "Çocuk döşeğe aittir." buyurulmuştu." demiştir.
Bazıları iki hadisin
arasını şöyle bulmuştur: Amr b. Şuayb hadisinden murad; mukatebin zimmetinde
bir dirhem dahi borç kaldığı müddetçe o köledir, demektir. Ümmü Seleme hadisi
ise, bütün borcunu ödeyecek malı bulmuş da henüz teslim etmemiş mukatebe
mahsustur. Vakıa Ümmü Seleme'den: "Biriniz kölesini mukâtep yaparsa
üzerinde kitabet bedelinden bir şey kaldığı müddetçe köle, sahibesini görsün
fakat kitabet borcunu ödedimi artık sahibesi onunla ancak perde arkasından
konuşsun." mealinde bir hadis vardır. Fakat bu hadis zayıftır. Mevzumuzu
teşkil eden Ümmü Seleme hadisine muaraza edecek kadar sağlam değildir.
2- Hadisin mefhumu
muhalifinden bir kölenin köle olarak kaldığı müddetçe sahibi olan kadına
bakabileceği anlaşılmaktadır. San'anî, selefin ekseri uleması ile imam
Şafii'nin bu görüşte olduğunu söyler.
Hanefi kitaplarından
Hidaye isimli kitapta şöyle denilmektedir:
Kölenin hanımefendisine
bakması caiz değildir. Ancak ecnebi bir kimsenin bakabileceği yerleri
müstesna, İmam Malik; köle mahrem (ev halkı) gibidir, demiştir. İmam Şafii'nin
iki kavlinden biri budur. Onların delili, "Kadınların sahibi olduğu
kimselere görünmeleri müstesnadır."[Nur 31] ayetitidir. Aklî delilleri ise
görme ihtiyâcının muhakkak (kaçınılmaz) oluşudur. Çünkü köle hanımefendisinin
yanına izinsiz girer. Bizim delilimiz şudur: Köle ne mahremdir, ne de koca
hükmünde olan bir erkektir. Hanımefendisi ile bilcümle (bazı suretlerde)
nikahlanması caiz olduğundan ona karşı şehvet duyacağı muhakkaktır. Onun
yanına girme ihtiyacı ise muhakkak değil noksandır. Zira köle evin dışında
çıhşır. Ayet-i kerimeden murad ise, cariyelerdir. Said, Hasan ve başkaları;
sakın Nur suresi sizi aldatmasın, çünkü o köleler için değil cariyeler
hakkında nazil olmuştur, demişlerdir.
İhtiyar isimli eserde
şu satırları okuruz: Hammefedisine nisbetle köle ecnebi gibidir. Çünkü
ecnebinin fitnesinden ne kadar korkuluısa kölenin fitnesinden o kadar korkulur.
İhtilatı haram kılan naslar mutlakdır."[Davudoğlu Ahmed, selâmet yollan
IV, 306, 309.]
Bezlul-Mechud yazarının
açıklamasına göre, mevzumuzu teşkil eden hadisteki "örtünün" emri,
mahrem yerlerini kapatıvermekle yetinmesin, ecnebilerin huzuruna çıkarken
örtündüğü gibi örtünmede aşırı davransın demektir. Bu bakımdan bu emirdin
borcunu ödeyecek duruma gelmeyen bir kölenin karşısına hanımefendisinin açık
saçık çıkabileceği manası çıkarılamaz. Ancak aşırılığa varmadan örtünmek
suretiyle de kölesinin karşısına çıkabileceği manası anlaşılabilir.