DEVAM: 27. Keler
(Etini) Yemek
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَبِي
أُمَامَةَ بْنِ
سَهْلِ بْنِ
حُنَيْفٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ خَالِدِ
بْنِ الْوَلِيدِ
أَنَّهُ
دَخَلَ مَعَ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَيْتَ مَيْمُونَةَ
فَأُتِيَ
بِضَبٍّ
مَحْنُوذٍ
فَأَهْوَى
إِلَيْهِ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِيَدِهِ
فَقَالَ
بَعْضُ
النِّسْوَةِ
اللَّاتِي
فِي بَيْتِ
مَيْمُونَةَ
أَخْبِرُوا
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِمَا
يُرِيدُ أَنْ
يَأْكُلَ مِنْهُ
فَقَالُوا
هُوَ ضَبٌّ
فَرَفَعَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَدَهُ قَالَ
فَقُلْتُ
أَحَرَامٌ هُوَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ لَا
وَلَكِنَّهُ
لَمْ يَكُنْ
بِأَرْضِ
قَوْمِي
فَأَجِدُنِي
أَعَافُهُ
قَالَ
خَالِدٌ
فَاجْتَرَرْتُهُ
فَأَكَلْتُهُ
وَرَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَنْظُرُ
Hâlid b. Velid'den
rivayet olunduğuna göre: Kendisi (bir gün) Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte
Meymûne'nin evine girmiş. (O sırada Rasûlullah (s.a.v.)'e kızartılmış bir keler
getirilmiş. Rasûlullah (s.a.v.) de (alıp yemek üzere) ona elini uzatmış. Bunun
üzerine (o sırada) Meymûne'nin evinde bulunan bazı kadınlar; "Nebi
(s.a.v.)'e yemek istediği şeyin ne olduğunu haber yerin" demişler. Orada
bulunanlar da: "Bu kelerdir" demişler. Rasûlullah (s.a.v.) de hemen
elini çekmiş.
(Halid b. Velid
sözlerine devamla şöyle) dedi: Ben (kendisine): Ey Allah'ın Rasûlü, bu (kelerin
etini yemek) haram mıdır? diye sordum. "Hayır (haram değildir), fakat o
benim kavmimin toprağında bulunmaz ve ben ondan tiksinti hissediyorum"
buyurdu.
Bunun üzerine ben
kızarmış keleri (önüme) çektim ve Rasûlullah (s.a.v.)'in gözünün önünde yedim.
Ayrıca bu hadis'i
Buharî, zebâih; Müslim, sayd; Nesâi, sayd; İbn Mâce, sayd; Muvatta, İsti'zân ;
Ahmed b. Hanbel, IV, 89. da tahric etti.
İzah; 3796 da.