بَاب
فِي صِفَةِ
النَّبِيذِ
10. (kuru üzümden elde
edilen) şıranın (içilebilmesi için) özelliği (nasıl olmalıdır)?
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
مُحَمَّدٍ
حَدَّثَنَا
ضَمُرَةُ
عَنْ
السَّيْبَانِيِّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الدَّيْلَمِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
أَتَيْنَا
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقُلْنَا
يَا رَسُولَ
اللَّهِ قَدْ
عَلِمْتَ مَنْ
نَحْنُ
وَمِنْ
أَيْنَ
نَحْنُ
فَإِلَى مَنْ
نَحْنُ قَالَ
إِلَى
اللَّهِ
وَإِلَى رَسُولِهِ
فَقُلْنَا
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّ لَنَا
أَعْنَابًا
مَا نَصْنَعُ
بِهَا قَالَ
زَبِّبُوهَا قُلْنَا
مَا نَصْنَعُ
بِالزَّبِيبِ
قَالَ انْبِذُوهُ
عَلَى
غَدَائِكُمْ
وَاشْرَبُوهُ
عَلَى
عَشَائِكُمْ
وَانْبِذُوهُ
عَلَى
عَشَائِكُمْ
وَاشْرَبُوهُ
عَلَى غَدَائِكُمْ
وَانْبِذُوهُ
فِي
الشِّنَانِ
وَلَا
تَنْبِذُوهُ
فِي الْقُلَلِ
فَإِنَّهُ
إِذَا
تَأَخَّرَ
عَنْ عَصْرِهِ
صَارَ خَلًّا
Abdullah b.
ed-Deylemî'nin babasından rivayet olunmuştur; dedi ki: Biz Nebi (s.a.v.)'e
varıp: Ey Allah'ın Rasûlü, sen bizim kim olduğumuzu, nereden ve kime
geldiğimizi bilmektesin, dedik. (Hz. Nebi de): "Allah'a ve Rasûliine
(geldiniz)" buyurdu, (Biz de): Ey Allah'ın Rasûlü, bizim üzümlerimiz var,
onları ne yapalım? diye sorduk. “Onları kurutunuz" buyurdu. (Biz):
Kuru üzümü ne yapacağız?
dedik. "Sabah kahvaltınızda şırasını çıkarınız, akşam yemeğinizde içiniz.
(Yahutta) akşam yemeğinde şırasını çıkarınız, sabah kahvaltınızda içiniz. O
şırayı (ince deriden veya başka bir şeyden yapılmış) su tulumlarına koyunuz,
büyük küplere koymayınız. Çünkü vakti (biraz) geçince (büyük küplerde şarap
olur, küçük küplerde ise) sirke olur" buyurdu.
Ayrıca bu hadis'i
Nesâî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, IV, 232. de tahric etti.