13. Vaaz Ve Nasihat
Etmenin Hükmü
حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُسْهِرٍ
حَدَّثَنِي
عَبَّادُ
بْنُ
عَبَّادٍ
الْخَوَّاصُ
عَنْ يَحْيَى بْنِ
أَبِي
عَمْرٍو
السَّيْبَانِيِّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ السَّيْبَانِيِّ
عَنْ عَوْفِ
بْنِ مَالِكٍ
الْأَشْجَعِيِّ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَقُولُ
لَا يَقُصُّ
إِلَّا
أَمِيرٌ أَوْ
مَأْمُورٌ
أَوْ
مُخْتَالٌ
Avf b. Mâlik
el-Eşcaî'den, ben Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim dediği rivayet
olunmuştur: "Devlet başkanı, memur ve büyüklük taslayandan başka vaaz eden
olmaz."
İzah:
Bu hadis-i şerif
hakkında Hattâbî şu açıklamayı yapmıştır: Bana erişen haberlere göre bu mevzuda
Şureyh: Bu hadis-i şerifte vaaz ve nasihat kelimesiyle kastedilen hutbedir,
demiştir. Çünkü hutbeyi devlet başkanları okur ve hutbelerinde halka vaaz ve
nasihatta bulunurlar. Kendilerinin bulunamadıkları yerlerde de bu hutbeyi
onların görevlendirdiği hatipler okurlar, halka vaaz ve nasihatta bulunurlar.
Bunların dışında bir de
hutbe okumak için kendi kendilerini görevlendirmiş kişiler vardır ki, bunların
maksatları sırf halkın gönlünü kazanarak onlara başkan olmaktır. Devlet başkanı
tarafından hutbe okumaları için hiçbir izin ve ruhsat verilmemiş olan bu
kimselere muhtâl (büyüklük taslayan) denir. Bazılarına göre halka vaaz ve
nasihatta bulunan kimseler üç kısımdır:
1- Müzekkir
(hatırlatıcı): Bunlar halka Allah'ın dünya ve ahiretteki nimetlerini
hatırlatarak onları bu nimetlerden dolayı Allah'a şükretmeye teşvik ederler.
2- Vaiz: Bunlar da
halka, Allah'ın kendisine isyan edenler için hazırlamış olduğu azabı ve bu
husustaki tehditlerini hatırlatarak onları günahlardan alıkoymaya çalışan
kimselerdir.
3- el-Kâss: Bunlar
halka geçmiş ümmetlerin başlarından geçen, onların saadetlerine ya da helak
olmalarına sebep olan ibretli haberleri nakleden kimselerdir. Bunlar,
anlattıkları haberlerin gerçeğe tam manasıyla uygun olup olmadığından emin
olamazlar. Fakat birinci ve ikinci guruba girenler bu hadise göre
emniyettedirler.
Hanefî ulemasından
Aliyyü'1-Kârî ile Sindî'ye göre bu hadiste geçen kıssa kelimesiyle kastedilen
hutbedir.
Bu bakımdan hadis-i
şerif hutbe okumanın ancak devlet reisinin yetkisi olduğuna delâlet etmektedir.
Ancak devlet reisi dilerse bu hutbeyi kendi okuyabileceği gibi başka birine de
okutturabilir. Fakat devlet başkanı olmayan ya da devlet başkanı tarafından
hutbe okumakla görevlendirilmeyen bir kimsenin hutbe okumaya selahiyeti
yoktur. Okuduğu takdirde yaptığı tekebbürden ve riyadan başka bir şey değildir.
Hanefî âlimleri, hutbe
okumak için izin verilmiş olması hükmünün, namaz kıldırmak için izin verilmiş
olması hükmü gibi olduğunu söylemişlerdir.[Aynî, el-Binâye, II, 805.]