SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

İLİM BAHSİ

<< 3652 >>

بَاب الْكَلَامِ فِي كِتَابِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ

5. Bilgisi Olmadığı Halde Allah'ın Kitabı Hakkında Söz Söylemenin Hükmü

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِسْحَاقَ الْمُقْرِئُ الْحَضْرَمِيُّ حَدَّثَنَا سُهَيْلُ بْنُ مِهْرَانَ أَخِي حَزْمٍ الْقُطَعِيُّ حَدَّثَنَا أَبُو عِمْرَانَ عَنْ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَالَ فِي كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ بِرَأْيِهِ فَأَصَابَ فَقَدْ أَخْطَأَ

 

Cündüb (b. Abdillah el-Becelî)'den Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah'ın Kitabı üzerinde (sırf kendi) görüşüne dayanarak fikir beyan eden kimse, (konuşmasında) isabet bile etse yine de hata etmiş olur."

 

 

Diğer tahric: Müslim, münafikîn; Tirmizî, tefsir; Darimî, mukaddime; Ahmed, b. Hanbel, V, 115.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadis-i şerif; Tefsir için lüzumlu olan ilimleri öğrenmeden ve Tefsir ulemasının görüşlerine bakmadan, sırf kendi aklına geldiği şekilde Kur'an-ı Kerim ayetlerinin lafızları ya da manaları hakkında açıklamalar yapan kimselerin bu açıklamalarında tesadüfen isabet et­miş olsalar yine de hata etmiş olduklarını haber vermektedir.

 

Sırf kendi akıllarıyla Kur'an-ı Kerim ayetlerini tefsire kalkan kimsele­rin, bu hususta yeterli bilgiye sahip olmadıkları için, yaptıkları açıklamalar­da hataya düşmeleri kaçınılmazdır. Böyle iken Kur'an-ı Kerim'i tefsire kal­kışmaları demek, Kur'an-ı Kerim'i keyiflerine göre tefsire yeltenmeleri de­mektir ki bu, Allah'a karşı bir cürettir. Böylesi bir kimse yapmış olduğu açı­lamalarda isabet etmiş bile olsa, Allah'a karşı cürette bulunmayı göze aldığı için, dağların ve taşların bile altından kalkamayacağı büyük bir günah işle­miş demektir.

 

Hafız Süyutî'nin açıklamasına göre, hadis-i şerifteki bu tehdit herhangi bir delile dayanmadan sırf kendi aklına dayarak Kur'an-i Kerim'i tefsir eden kimseler hakkındadır. Fakat bir kimsenin kuvvetli bir delile dayanarak Kur'an-ı Kerim ayetleri hakkında fikir beyan etmesinde bir sakınca yoktur.

 

Bu mevzuda Aliyyü'1-Karî şu görüşlere yer veriyor:

 

"Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre, Kur'an-ı Kerim'i sırf kendi aklına dayanarak tefsir eden kimsenin isabet etmesi halinde bile hata etmiş sayıl­masının sebebi, onun isabet etmek için gerekli hazırlığı yapmamış olması ve bu iş için şuurlu hareket etmemiş olmasıdır.

 

Fakat Kur'an-ı Kerim'in manasını ortaya çıkarmak gayesiyle şuurlu bir şekilde gerekli hazırlığı yaptıktan sonra ayetlerinin tefsirine girenler ise bu­nun tersinedir. Bunlar hata bile etmiş olsalar ecir alırlar. Çünkü bunlar hadlerini aşmamışlardır. Bir rivayete göre bu ikinci kısma girenler hata ettikleri halde bile iki ecir alırlar. Diğer bir rivayete göre, eğer isabet ederlerse on, edemezlerse iki ecir alıîlar. Çünkü müctehid gibi doğruyu ortaya çıkarmak için olanca gücünü sarf etmişlerdir.

 

Binaenaleyh Kur'an-ı Kerim'i tefsir etmek isteyen bir kimsenin şu ilim­leri bilmeden Kur'an-ı Kerim tefsirine girişmemeleri gerekir: 1) Lügat, 2) Na­hiv, 3) Sarf, 4) İştikak, 5) Meani, 6) Beyan, 7) Bedi', 8) Kıraat, 9) Kitap ve Sünnet, 10) Esbabü'n-Nüzul, 11) Kıssalar, 12) Nasih, 13) Mensüh, 14) Fıkıh ve Kur'an-ı Kerim ayetlerinin mücmelini açıklayan hadisler, 15) İlm-i Mevhibe."[Aliyyü'l-Karî, Mirkatü'l-Mefalîh, I, 239.]

 

Bu hususta İmam Maverdî de şöyle diyor:

 

"Şüpheli işlerden kaçınmayı kendilerine usul ittihaz etmiş olan müslü-manlardan bazıları, bu hadisin zahirine sarılarak, ellerinde sarih naslara uy­gun deliller olsa bile Kur'an-ı Kerim'den hüküm çıkarmaktan kaçınmayı pren­sip haline getirmişlerdir.

 

Onların bu tutumu, kulluğumuzu yerine getirmemizin ancak kendisiyle mümkün olacağı Kur'an ilimlerinden ve Kur'an'dan hüküm çıkarma mükel­lefiyetinden kaçmak anlamına gelir. Nitekim bu hususta yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "...İçlerinden, işin iç yüzünü araştırıp çıkaranlar, onun ne olduğunu (haberin neye delalet ettiğini) bilirlerdi..."[Nisa 83]

 

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'inde onun hükümlerini çıkarabilecek kişile­rin bulunduğunu haber verdiğine göre, bu kimselerin görüşleri ve tutumları doğru değildir.

 

Bir başka ifadeyle onların bu görüşleri doğru olsaydı Kur'an-ı Kerim'­den hiçbir kimsenin bir hüküm çıkarmaması ve insanların pekçoğunun Kur'an-ı Kerim'den hiçbir şey anlayamaması icabederdi.

 

Binaenaleyh, eğer bu hadisin sahih olduğunu kabul edersek onu şöyle tefsir etmemiz gerekir:

 

Kur’an'ın lafızlarının ifade ettiği derin manalara nüfuz etmekten aciz olan kimse, sırf kendi aklına göre onu tefsire kalkar ve bu tefsirinde hakka isabet edecek olursa o kimse yine hata etmiş sayılır. Çünkü o tesadüfen doğ­ruyu söylemiştir. Maksadı ise sırf kendi görüşünü ortaya koymaktır ve hak­kı söylediğine dair bir delili de yoktur."