SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3404 >>

بَاب فِي الْمُخَابَرَةِ

33. Muhabera

 

Muhabera; üçte bir, dörtte bir gibi muayyen bir hisse karşılığında yapı­lan müzaraa akdidir. Buhari bu tarifi benimser. Bu kelime, Kamus'ta da böyle tarif edilmiştir. Nevevi; müzaraa ve muhaberamn birbirine yakın manalar­da kullanıldıklarım söyler. Nevevi'nin Şafii ulemasının cumhuruna nisbet ettiği bir ifadeye göre; tohum tarla sahibi tarafından verilirse muzaraa çiftçi tara­fından verilirse muhabera denilir.

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ ح و حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ أَنَّ حَمَّادًا وَعَبْدَ الْوَارِثِ حَدَّثَاهُمْ كُلُّهُمْ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ قَالَ عَنْ حَمَّادٍ وَسَعِيدِ بْنِ مِينَاءَ ثُمَّ اتَّفَقُوا عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَالْمُخَابَرَةِ وَالْمُعَاوَمَةِ قَالَ عَنْ حَمَّادٍ و قَالَ أَحَدُهُمَا وَالْمُعَاوَمَةِ وَقَالَ الْآخَرُ بَيْعُ السِّنِينَ ثُمَّ اتَّفَقُوا وَعَنْ الثُّنْيَا وَرَخَّصَ فِي الْعَرَايَا

 

Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a.v.); muhâkale, müzâbene, muhabere, muâveme -Müsedded; Hammâd'dan, ikisinden (Ebu Zübeyr ve Saîd b. Mîna) birisinin; el-mu'âveme, diğerinin beyu's-sinîn (seneliğine satış) dediğini nakleder- ve sünyadan menetmiş, arâyâya ruhsat vermiştir.

 

 

İzah:

Müslim, buyu'; Nesâî, buyu'

 

Hadiste terceme edilmeden, aynen aktarılan tabirlerin bir kısmı daha önce geçmişti. Burada bu tabirlerin kısaca manala rını verip, önceki geçtiği yerlere işaretle yetineceğiz.

 

Muhâkale: Tarladaki ekini, buğday veya arpa gibi hububat karşılığın­da satmaktır. Bu kelime; "Tarlayı buğday karşılığında kiralamak, üçte bir dörtte bir gibi muayyen bir hisse karşılığında ortaklık" diye de tarif edilir.

 

Müzâbene: Ağaçtaki taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmaktır.

 

Bu konu 3361 nolu hadiste geçmiştir.

 

Mu'âveme: Belirli ağaçların bir veya birkaç sene içerisinde vereceği mey­veyi önceden satmaktır. Buna "beyu's-sinîn" de denilir. Hadis ravilerinden Ebû Zübeyr ve Saîd b. Mîna'dan birisi bu tabiri "mu'âveme" diğeri de aynı manaya gelen "beyu's-sinîn" diye rivayet etmişlerdir.

 

Sünyâ: Bir kimsenin, bahçesinin meyvesini muayyen olmayan bir kısmını istisna ederek satmasıdır. "Bu ağaçları bir kısmı hariç sana sattım" de­mek gibi.

 

Bu satış bâtıldır. Çünkü satılan şey belli değildir. Ama belli bazı ağaç­ları istisna ederek geri kalanım satarsa o zaman caiz olur.

 

Arâyâ: Bu tabirin anlayış ve izahı âlimler tarafından farklı yapılmıştır. Bu tarifler 3362 numaralı hadisin şerhinde geçmiştir.

 

Bu hadisin buraya alınması, içerisindeki muhabere sözcüğünden dola­yıdır. Bu kelime, yukarıda da işaret edildiği gibi müzâraa ile aynı veya pek yakın manada kullanılmaktadır. Hadis-i şerif sayılan diğer satış şekillen ile birlikte muhaberenin de caiz olmadığına delildir.

 

Müzâraanın hükmü konusundaki münakaşa daha önce geçmişti. Onun için müzâraa konusuna tekrar girmeyeceğiz.